Acil bir durum var translate Spanish
695 parallel translation
Böldüğüm için üzgünüm, ama acil bir durum var. Vurulacaksınız!
Perdone la interrupción, esto es urgente ¡ porque le van a disparar!
Acil bir durum var.
- ¡ Pedido de socorro!
- Acil bir durum var.
Es una emergencia.
Acil bir durum var.
Es una emergencia.
Sen, bana inanmalısın. Acil bir durum var burada.
Debes creerme, es una emergencia.
4. hücrede acil bir durum var!
¡ Piden ayuda en la celda número 4!
Roger, çok acil bir durum var.
Roger, me surgió algo urgente
Ne oldu? Acil bir durum var.
- Un aterrizaje de emergencia.
Ortak hat olduğunu biliyorum, ama acil bir durum var, polisi aramam gerekiyor.
Sí, sé que ésta es una línea compartida. Pero esto es una emergencia. Tengo que llamar a la policía.
Acil bir durum var mı?
¿ Hay alguna?
Acil bir durum var.
Ha surgido algo muy urgente.
Ofise. Acil bir durum var da.
Voy a la oficina.
Aşağıda acil bir durum var.
Tengo una emergencia aquí.
Acil bir durum var.
Es muy urgente ciertamente.
Söyledim ya, acil bir durum var.
Te dije que no puedo ir. Tenemos una emergencia.
Acil bir durum var.
Dígale que tengo una emergencia.
- 823'de de acil bir durum var.
- Tenemos otra urgencia en el 823.
Baron von Schmetterlin'in odasında acil bir durum var.
Es una emergencia. La suite del barón Forshmetelli.
Acil bir durum var.
¡ Es urgente!
Burada acil bir durum var.
Tenemos una emergencia.
Söyledim ya, acil bir durum var.
Te he dicho que tenemos una emergencia.
Acil bir durum var.
Tenemos una urgencia, caballeros.
Çok acil bir durum var.
Debo encontrarla con urgencia,
Acil bir durum var da.
- ¡ Nadie está herido!
Acil bir durum var.
Debemos irnos.
Gerçekten acil bir durum var.
Corre un poco de prisa.
Anlaşılan acil bir durum var.
Tengo entendido que hay una emergencia.
Hafif hasarlı hasta bölümünde acil bir durum var.
Dr. Schreiber, por favor. Tenemos una emergencia en el consultorio externo.
Ortada acil bir durum var.
Es una situación de emergencia.
Acil bir durum var.
Escucha, tengo un problema urgente.
Sam, arka odada acil bir durum var.
Sam, hay una emergencia en el salón de atrás.
Acil bir durum var da.
Es urgente.
- Ama acil bir durum var.
Pero es muy urgente.
- Ama acil bir durum var.
Pero es urgente.
Acil bir durum var.
Hay una emergencia.
Burada acil bir durum var.
Tengo una emergencia.
Çavuş Hooks, 1. Bölge'de acil bir durum var.
tenemos un 10-48 en el Sector 1.
Çavuş Hooks, acil bir durum var!
hay un 10-48!
Acil ve tehlikeli bir durum var, lütfen telgraf ya da telefonla bana ulaşın.
Por favor telegrafíen o llámenme por situación urgente y peligrosa
Acil bir durum var. Gördünüz mü?
¿ Lo ha visto?
Acil durum yok ama ilginç bir gelişme var.
No hay emergencias, pero ha ocurrido algo muy interesante.
- Acil bir durum var
- ¿ Milady? Tenemos una emergencia.
Başka bir yerde randevum var ve bu acil bir durum.
Tengo una cita en otra parte, ¿ ves? Y es una emergencia.
Acil bir durum çıktı. Hasta bir adam var.
Ha habido una urgencia, un hombre se ha puesto muy enfermo.
Acil bir durum mu var?
¿ Le amenaza algún peligro urgente?
Keza ben de, Bay Jameson telefonda söylediği için, biliyorum ki,... şey bu türlü durumlar için bir acil durum fıkrası var.
También sé, porque me lo dijo el Sr. Jameson por teléfono que hay una cláusula de emergencia en caso de problemas como éste.
Orada bir acil durum tıp merkezi var.
Allí tienen un centro de emergencia.
Acil bir durum var.
Es urgente.
Ama benim bildirilecek bir acil durum çağrım var.
Pero sí tengo una emergencia.
Acelem var. Acil bir durum söz konusu!
¡ Tengo mucha prisa!
- Acil bir durum mu var?
- ¿ Una urgencia?