Adama translate Spanish
19,328 parallel translation
Yani bir erkeği yetiştirmek için bir adama ihtiyacın yok mu?
¿ No se necesita a un hombre para criar a un hombre?
Biri bana bir kalem getirsin de şu adama göğsümü imzalatayım.
Denme un marcador para que me autografíe el pecho.
Kendini bir şey sanıyorsun ama o paranın hepsini onlar kaldırıyor. Stüdyoya, kayıt tuşuna basan adama, albüm resmine posterlere ve partilere para alıyorlar.
Pero de ese montón de dinero, van a pagarle al estudio, al ingeniero, la portada del álbum, el afiche, y el lanzamiento.
Bu malların siyahi bir adama paralarının % 20'sini vereceğini mi sanıyorsun? Richie, gitmemiz gerek.
¿ En qué universo crees que estos apestosos... le pagarán a un negro el 20 % de su plata?
Sanırım bu yapmam gerektiği anlamına geliyor... birşey söyle buradaki zavallı adama.
Supongo que eso significa que... se supone que deba... Decir algo... en nombre de este pobre hombre aquí.
Hayır! Bu adama kızgın mısın, London?
- ¿ Están enfadados con este hombre, London?
Adama kelepçe takmak yerine Lordlar Kamarası'nda bir koltuk verebiliriz.
Ah, vale... Así que en vez de esposarlo, podemos darle un asiento en la Cámara de los Lores.
Üzerinde bin uydu uçurttum ama adama yaklaşamadım bile.
He tenido un millar de satélites sobrevolándolo y no consigo acercarme a él.
Diğer adama ulaşmak için ona yardım edersiniz. Daha sonra onu izleyerek yardım edersiniz falan filan.
Lo reclutas para conseguir al siguiente tipo, luego lo vigilas, y lo reclutas y así una y otra vez, una y otra vez.
Adama zarar vermeyecektin!
¡ Se suponía que no le ibas a hacer daño!
Adama ödeme yapma vakti Andrew.
Hora de pagar al hombre, Andrew.
Ve de kör adama! Lanet olası gözlerinin önündeki lanet olası insan el bombasını göremeyen adama!
Y el hombre ciego... que no puede ver la puta granada de mano humana delante de sus putos ojos.
Bunu yapan adama onu göstermek için kampa gidiyoruz.
Voy a ir hasta el campamento. Voy a mostrarle el cadáver al hombre responsable de esto.
Diğer adama yazık oldu yine de.
Sin embargo, es una lástima lo del otro individuo.
Bu adama takıntın nedir?
¿ Por qué estás obsesionado con ese tipo?
İki adama ihtiyacım var.
Necesito ya mismo dos hombres.
Ben bir polisim, adama destek verdim.
Soy un Policía. Lo respaldé.
Adama yer açın.
Háganle sitio.
Bald Hills'i son adama kadar savunmamız lâzım!
¡ La hacienda debe defenderse hasta el último hombre!
Şu üzgün küçük adama bir bak.
Mira a este triste hombrecillo.
Adama bak. Tayland kerhanesindeymiş gibi para saçıyorsun.
Sueltas dinero como si estuvieras en... en una casa de putas tailandesa.
1963'te, Kennedy vurulmadan altı ay öncesinde, bu adama... -... suikast girişiminde bulunulmuştu.
¿ Sabes que en 1963, seis meses antes de que le dispararon a Kennedy hubo un intento de asesinato a este hombre?
Adama bayılıyorum.
El tipo me encanta.
Oy vereceğim adama ona inandığımı söylemek istediğim için beni suçlayabilir misiniz?
¿ Acaso pueden culparme por querer decirle al tipo que lo votaré porque creo en él?
Bu üç adam da, yaratıcılıklarını konuşturabildiği bir adama göre çok şaşaalı reklamcılık alanında çalıştı.
Los tres trabajaron en el enormemente lucrativo y creativo campo de la publicidad.
Güvenebileceğiniz birine ne yapıyorsa onu söyleyen ne söylüyorsa onu yapan bir adama.
Un hombre cuyo discurso es congruente con sus acciones.
Evet, kapısının önünden geçen her adama âşık.
Oui, con cualquier hombre que pasa junto a la puerta.
- O adama iyilik borcun falan yok Jamie.
- Sí. No le debes ningún favor a ese hombre, Jamie.
Dük gibi bir adama böyle bir ricada bulunmak mümkün olmayabilir.
Pedir tal favor a un hombre como el duque no sería posible.
O adama sürünerek gidip yardımını istemek senin için yalnızca küçük düşürücü değil!
No sólo es degradante para ti arrastrarte a este hombre y pedirle ayuda.
Bu savaşı kazanmak istiyorsan İskoçya'daki güçlü kuvvetli her adama ihtiyacımız var.
Necesitamos a cada hombre capaz de Escocia si vamos a ganar esta guerra.
- Şu adama ne dersin?
Sí, ¿ qué hay de este tío?
Bu, gece vardiyasında çalışan senden önceki adama biraz fazla geldi.
Fue demasiado para el último chico del turno de noche.
Hala bu adama yaptığımız şakayı tamamlayabiliriz.
Échale un vistazo a este tipo.
Şunu kabul edelim ki, bu saçma TV şovu son 3 yıldır karnını doyuruyor. Bir gün yanlış bir adama şaka yapacağımızdan korkan endişeli bir insan evladıyım. Hayır.
Enfrentémoslo, es un show entretenido que ha estado en TV por años.
Bu bağlılığı kurmadan önce bu yerin seni ne olmaya zorladığını şöyle bir düşün bir köle efendisine onunla savaşa girmesi için ortaklarına yalvarmaya zorlanan bir adama.
Considera en lo que este lugar te ha obligado a convertirte desde que te comprometiste... en un negrero, un hombre obligado a suplicar a sus iguales a que se unan a él en la batalla.
Hisarda Vane ile kavga ederken Nassau'daki herkesin onu hikayedeki acımasız belleyeceği adama dönüşürken kamarasında oturup onu izledim.
Durante esa lucha con Vane por el fuerte, me senté en su camarote y observé cómo le destrozaba por dentro la idea de que nadie en Nassau le viera como el villano de la historia.
Lakin en inandırıcı hikâyeler tam ortasında bir kötü adama ihtiyaç duyar.
Pero la historia más convincente requiere un villano en su eje.
Bu cilde adını yazdıran herkes bir adama ait. Önce hizmetlerini Kaptan Flint'e sunacağına yemin etmiş kişiler. Nassau'yu Kraliyete karşı korumak için.
Cada nombre en este tomo pertenece a un hombre que prometió primero servir al Capitán Flint, para defender Nassau contra la Corona.
Bu cilde adını yazıp yeminine sırt çeviren herkes bir adama ait.
Cada nombre en este tomo pertenece a un hombre que le ha dado la espalda a esa promesa.
Beni uğruna savaşırken hayatlarını verecekleri bir kötü adama dönüştürmek için adamlarına nasıl bir hikâye anlatacaksın?
¿ Qué clase de retorcida historia contará a sus hombres para convertirme en semejante villano por el que merezca la pena entregar sus vidas?
Yün satan adamın kulakları kanunları koyan adama kadar uzandığı için kâr artışı sağlayan bir ambargo yürürlüğe girdi ve pamuk bezinin devri bitti.
Y como los que vendían lana obedecían a quienes hacían las leyes se aprobó un embargo para aumentar sus beneficios y la tela de algodón desapareció.
Burası genç bir adama göre bir yer değil.
Este no es lugar para un jovencito.
Siyahi eşcinsel bir adama aşığım!
Estoy enamorado de un negro... ¡ Vaya!
Ben bile bunu yapmıyorum, sen birde konuşuyorsun. Kuru temizlemeci adama sırtımı döndüm ve küçülen pantolonlarımın hepsini bana borçlu. Sus.
No la traje para que tú le hablaras, sino porque el de la tintorería estaba de espaldas, y me debían por encoger mis pantalones.
- Diğer adama fırsat vermeyeceksin.
Antes que el otro tipo.
- İçeride bir adama ihtiyacımız var. Onunla anlayabildiği bir konu hakkında konuşabilecek birine.
Bueno, necesitamos meter a alguien dentro, para que hable cerca de ella de algo a lo que se pueda acoplar.
Eğer adam başarılı olup geleceği değiştirebilirse kardeşinin oğlu asla doğmamış olacaktı. Bu yüzden kardeşi adama sırtını döndü ve düşmana katıldı.
Si el hombre tuviera éxito y cambiase el futuro, el hijo del hermano nunca nacería, así que el hermano volvió la espalda al hombre y se unió al enemigo.
Nihayetinde kadın adama sevmeyi öğrettiği için adam kardeşinin ölmesine izin veremezdi.
Y al final, porque la mujer le había enseñado a amar, el hombre no dejó morir a su hermano.
Ama sen asla adam adama yüzleşmemeliydin.
O si se ve superado en número de 10 a uno, pero nunca lo enfrentarían hombre a hombre.
Baba, büyük konuşmaları beceremediğini biliyorum, fakat belki Titus bir tane yapmaya hazırdır. Bir siyahi olarak bu adama açıklama yapmamı mı istiyorsun?
¿ Quieres salir del clóset como negro?