English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ A ] / Adamın

Adamın translate Spanish

98,489 parallel translation
Bu adamın Savitar olaylarından haberi vardı.
Este tipo sabía lo que estaba pasando contigo, conmigo y Savitar.
Hala adamın yasını tutmuyorum ama benim için değerli biriydi.
No es que aún esté de duelo por él, pero significaba algo para mí.
Bir zamanlar bilge bir adamın da dediği gibi "zıtlıklar birbirini çeker".
Bueno, como un hombre sabio dijo en una ocasión : "los polos opuestos se atraen".
Adamın biri yüz dolar verip yanında oturup kendimi Burt olarak tanıtmamı söyledi.
Un tío me dio 100 dólares, me dijo que me sentase a tu lado y dijera que era Burt.
Evet ama adamın şöhretini koruması gerekiyor.
Sí, bueno... el tío tenía una reputación que proteger.
Adamın dediğini yapamazdım.
No he podido hacer lo que ese hombre dijo.
Tam adamını buldum.
Conozco a la persona adecuada.
Senin Chicago'daki ölü adamın Andy Kleinberg.
Tu tipo muerto de Chicago es Andy Kleinberg.
- Adamın çok fazla egosunun olduğu belli. Kendisi Johnny Kane ve Dr. Scott'la kıyaslıyor.
Bueno, claramente este hombre tiene un ego descomunal, comparándose a los gustos de Johnny Kane y la Dra. Scott.
Tamam ama dün adamın yerine gittiğimizde hiçbir iz bulamadık.
Vale, pero cuando fuimos a su casa ayer, nos encontramos con un montón de nada y un poquito de nada.
Tamam dünden son hatırladığım burada olduğumuz. Koca adamın ofisinde.
Vale, desde ayer, lo último que recuerdo un poco es a nosotros estando aquí en... la gran oficina del tipo.
Adamın cesedi park yerinde bulunmuş.
El cuerpo de un tío fue encontrado en el aparcamiento. Un profesor.
Ne yani kurt adamın ortaya çıkması gibi mi?
¿ Qué? ¿ Se convirtió en hombre lobo?
Kana ihtiyacımız var, taze kan. Onu ısıran kurt adamın kanı.
Necesitamos sangre, sangre viva, del hombre lobo que la mordió.
Adamın bahanesi bu.
Esa es su excusa. Vaya.
- Tamam Ketch burada daha kaç adamınız var?
- Muy bien, Ketch, ¿ cuántos tíos más hay aquí?
Kasadaki adamın bize bakışı çok garipti.
Voy a decirlo, el tipo de la caja nos miró como si fuéramos súper raros.
Sen yokken cumartesi Cath'in partisinde adamın biri bana saldırdı.
Mientras estabas fuera en la fiesta de Cath el sábado este... este hombre me atacó.
Adamın biri benimle ilişkiye giriyordu.
Y, un hombre estaba teniendo sexo conmigo.
Mesain bitmeden her adamın bilgilerini yaptıklarını görmek istiyorum anladın mı?
Quiero los detalles y movimientos de cada hombre antes de que te vayas esta noche. ¿ Entendido?
Nedir yani, adamın iriyle dalaşıp o sinirle gidip Trish Winterman'a tecavüz mü ettim?
¿ Qué creen que tuve una pelea y después fui a violar a Trish Winterman?
Bunu yapan adamın içinde olduğu psikolojiyi anlamakta zorlanıyorum.
Solo no puedo entender la psicología del hombre que hace este tipo de cosas.
Bu adamın aradığımız kişi olma olasılığı nedir?
¿ Qué probabilidades hay de que este tipo sea el responsable?
Sıkıntı şurada ki bu kondom markası Trish Winterman'a tecavüz eden adamın kullandığı kondomun markasıyla aynı.
Mire, el problema para usted es que estos condones coinciden con la marca del que usó el violador de Trish Winterman.
Uhtred'i götüren adamın ismini bana söyleyeceksiniz.
Me dirá el nombre del hombre que se llevó a Uhtred.
Bu adamın adı ne?
¿ Cómo llama a este hombre?
Dostumun kaybının, kendi esaretimin ve Gisela'nın benden alınmasının intikamını Başrahip Eadred'i bir din adamını öldürerek aldım.
Buscando venganza por mi amigo, por mi propio cautiverio y por haberme arrebatado a Gisela, maté al abad Eadred, un hombre de Dios.
Kaç adamın var?
¿ Cuántos?
Her bir adamın tetikte ve hazır olmasını istiyorum.
Quiero a todos los hombres informados y listos.
O yüzden bu adamı ne pahasına olursa olsun bulmalıyım. Bulduğumda da yaptıklarının bedelini ödeyecek.
Por eso tengo que encontrar a este tío, no importa nada más, y cuando lo haga, va a pagar por lo que hizo.
Bu adamı durdurmalısınız.
Tienes que parar a este tío.
Ve sana mutlak gerçeği söylerdim, ki bu da benim dünyanın en şanslı adamı olduğum gerçeği.
Y voy a contarte la más absoluta verdad, que es que soy el hombre más afortunado de la faz de la Tierra.
Adamı oynayan kadını oynayan adam.
Para ser un hombre actuando como una mujer que actúa como un hombre.
İGB'deki aradaşımın dediğine göre bu adam Chicago'daki bir uçak deposunda bulunmuş.
Ahora, de acuerdo con mi amigo en DHS, este chico fue encontrado en la bodega de carga de un avión en Chicago.
Hayatta adam mı bıraktınız?
¿ Dejasteis supervivientes?
Bu basit bir kurt adam değil. O şey doğarsa neler olacağını biliyor musunuz?
Esto no es un hombre lobo. ¿ Tené... tenéis alguna idea de lo que pasará si esta abominación nace?
Biz de içiyoruz ama adam içmek konusunda altın madalya alır.
O sea, nosotros podemos beber, pero él tiene la medalla de oro a "poder beber".
Sen daha büyük işlerin adamısın.
Tú eres más del tipo que ve todo el conjunto.
Haftasonu bittiğinde tamamen yeni bir adam olacaksın.
Y al terminar este fin de semana... vas a ser un nuevo tú.
Millet. Bu benzin istasyonundaki çılgın adam.
Chicos, es el tipo loco de la gasolinera.
Kusura bakma ama cilveleşme falan yoktu, adam kadını bayıltmış.
Con respeto, señor, no hubo coqueteo. Él la noqueó.
Kadın canlı müzik istemediğini söyledi ama adam bizi çoktan tutmuştu.
Ella dijo que no quería música en vivo pero él nos habíamos contratado de todos modos.
- Bu adam yalancının tillahı çıktı.
Ese hombre nos está diciendo muchas mentiras.
Adamı hiç bir zaman rahat bırakmayacaksınız değil mi?
No lo pueden dejar en paz, ¿ verdad?
O halde ona öyle olmayacağını ve adamı yakalayacağımızı göstermeliyiz.
Entonces le demostraremos que las tendrá y lo cogeremos.
Siz oğlanlar, ufacık bebekler kendinizi adam sanıyorsunuz. Kızımın canını yaktınız.
Niños, pequeños bebés que se creen hombres... habéis hecho daño a mi hija.
Adamımız burada, arabasıyla birlikte ve işte arabasının plakası.
Ahí está. Ahí está su coche y ahí está su matrícula.
Bana söylendiğine göre Eoferwicli Guthred'ten bir adam, bir savaşçı alıp köle olarak satmışsın.
Me dijeron que te llevaste a un hombre, un guerrero de Guthred de Eoferwic. Y lo vendiste como esclavo.
Aelfric'in adamı kızın yanında dur.
Hombre de Aelfric, póngase a su lado.
Aelfric'in yerine kızın yanında bu adam durdu.
Este hombre representó a Aelfric.
Çadırların arkasında çömelmiş daha çok adam olabilir.
Podría haber más detrás de las tiendas, a baja altura.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]