Alman translate Spanish
19,444 parallel translation
Ama şimdi sahnedeki yerlerinizi almanız gerekiyor.
Pero necesito que todos se alisten para el show.
Götleri kalkmış vokalistleri kontrol altına alman gerekiyor.
Necesito que mantengas a ese glorificado cantante de coro a raya.
Nefes alman, her şey bir harika, ama bu esnada biraz bulaşık yıkasan...
Eso está genial, la respiración y todo, pero si pudieras lavar unos platos mientras...
Sorumluluğunu alman gereken bir yanlış yaptın mı?
¿ Hizo algo malo por lo cual deba asumir responsabilidad?
Yeni kıyafetler alman gerekecek.
Necesitas ropa nueva.
Projelerine içeriden destek veririm. Ruhsat almanı sağlarım.
Apoyaré tus planes desde adentro y haré que tengas tus permisos.
- Ama Cage'i gözaltına almanı sağlıyor.
- Que acusó a Luke Cage.
Emily, alman gerek.
Emily, debes conseguirlo.
Birazını almanı isiyorum iki, üç...
Quiero que tomes algo de este dinero. Dos, Tres...
Çekoslovak fabrikaları, Almanya'nın savaşı kazanma çabasında önemli yere sahipti ama üretim Alman yönetimine direnenler tarafından aksatılıyordu.
Las fábricas checas son muy importantes para el esfuerzo de guerra alemán, pero la producción se ve obstaculizada por la resistencia al régimen alemán.
Aksanınız Alman gibi değil.
No detecto acento alemán.
Alman işgâli altında bir gençlik aşkı filizlenir, vesaire.
El amor joven florece bajo la ocupación alemana. Esa clase de cosas.
"Vaziyeti net gördüğümüz kanâatindeyiz." "Mevcut vaziyete bakıldığında Alman hükümetine karşı yapılacak herhangi bir eylem düşünce dâhilinde olmayacaktır."
Creemos que vemos la situación claramente, por consiguiente, dada la situación, cualquier acción en contra de los funcionarios del Reich alemán no viene a consideración.
Birkaç Alman vurmak için mi?
¿ Para matar a un par de alemanes?
Dewey'le yaptığım tüm toplantıların kayıtlarını almanı istiyorum.
Reúne todos los registros de todas las reuniones que tuve con Dewey.
Geleceğinle ilgili pervasız kararlar almanın hiç zamanı değil.
Ahora no es el momento para tomar decisiones imprudentes. Acerca de tu futuro.
Anthony'yi hafta sonu alman konusunda bir sıkıntı olmadığına emin misin?
¿ Estás seguro de que...? ¿ quieres quedarte con Anthony este fin de semana?
Bir hanım vardı, büyükannesi elmalı Alman pankekleri yapardı.
Había una dama, su abuela preparaba unas tartas alemanas de manzana.
"Elmalı Alman pankeki". Belki de şu eski şeylerden yapıyorlardı.
"Tartas Alemanas de Manzana", tal vez tengan estas cosas viejas.
Kilidini açmam gerek ama sizin de arakadan cephaneyi almanız gerek.
Tengo que soltarla, pero... Puedes sacar toda la munición del auto.
Ancak, daima demiryoluna sadık kaldın... -... ve bunu almanı istiyorum.
Sin embargo, has sido leal al ferrocarril y me gustaría que aceptaras esto.
- Bunu almanı istiyorum.
Me gustaría darte esto...
Anna, rahatlaman, derin nefes alman ve hareket etmemen gerek.
Anna, necesito que te relajes, respires hondo y no te muevas.
Hemşire duş almanı istiyor.
La enfermera quiere que te duches.
Duş alman gerek, küçük kız. Ne için?
- Necesitas ducharte, nenita.
İkincisi ise, büyümeniz için daha fazla sermaye. Bu da daha fazla arazi almanıza ve dolayısıyla daha da hızlı yayılmanıza olanak sağlar.
La otra cosa es que te proporcionará más dinero para poder expandir que a su vez, generará aún más oportunidades de adquirir terreno que a su vez, dará lugar a más expansión y así sucesivamente.
Dosyayı almanın bir hafta süreceğini söyledim.
Le dijo que tomaría una semana el obtener el archivo.
Dedektif, Bay Simpson'un ayakkabılarını almanıza rağmen, kanıtlar arasına koymadınız.
Detective, en lo que respecta a tomar los zapatos del señor Simpson, no los colocó en la evidencia esa noche.
Bayan Clark, belki sizin on derin nefes almanız gerekiyordur sizde itaatsizlikle sorumlu tutulmak üzeresiniz.
Sra. Clark, creo que tal vez necesite tomar diez respiraciones profundas, porque también está a punto de ser declarada en desacato.
Kendi avukatı var ama ona güvenmiyorum o yüzden senin almanı istiyorum.
Ella tiene su propio abogado, pero no confío en él, - y quiero que tú lo manejes.
İnsanları tanırım ve sana, ilk fırsatta işverenine ihanet eden birini işe almanın dikkatsizce olduğunu söylüyorum.
Conozco a la gente, y te digo que es imprudente contratar a alguien que traicionó a su empleador en cuanto pudo.
Onları bulur bulmaz geri döneriz ve Genewen'i geri alman için sana yardım ederiz.
Tan pronto como las encuentre, vamos a venir y ayudarte a recuperar a Genewen.
Onu senin alman harika.
Qué bueno que vayas por ella.
Alabildiğin kadarını almanı istiyorum.
Quiero que te escondas tan rápido como sea posible.
Konsey bunu almanı istedi.
El Consejo quiere que tengas eso.
Ateş edemeyeceksek silah almanın ne manası var?
¿ Qué sentido tiene si no podemos dispararlas?
Evet kalıyor. Onu eve alman çok nazikçe bir davranış.
Es tan amable por tu parte acogerle.
Mutfağa geri gidip böcek öldüreni almanı istiyorum.
Quiero que vuelvas a la cocina y traigas el insecticida eléctrico.
Hapis yatmış bir sapık bile ağırdan almanızı istedi benden.
Un pervertido confeso me ha preguntado si se podían contener un poco.
Muhabbet etmek istersen Kadın Doğum Uzmanı Brent Kennedy'den randevu alman yeter.
Si necesitas hablar, solo programa una cita con Brent Kennedy, ginecólogo.
Kokusunu mu? O dün yediğin Alman kukusudur.
Lo que hueles es esa vagina alemana de anoche.
Tom iyileşmezse, yönetimi ele almanı istiyoruz.
Si Tom no se recupera, queremos que tomes el control.
Kediyi geri almanızı istiyorum.
Quiero devolver al gato.
Alman tasarımcının... çelik x-coasterına en çok binen kadın rekorunu kırmak üzereyim.
Estoy por romper el récord femenino de más paseos en una montaña rusa de acero diseñada por alemanes.
- Donny Osmond işini beklemeye alman gerek.
Quiero que pares la serie extra de Donny Osmond.
Sabahları güzel gideceğini söylüyorsan niye alman gerektiğini de anlıyorsundur.
Si sabe que son deliciosos sabe por qué debe traerlos.
Yatakta Ovaltine mi içiyor yoksa Alman pornosu mu izliyor?
¿ En la cama, con un vaso calentito de Ovaltine? ¿ O viendo porno alemán?
Dünyada en çok sevdiğim insan iki litre Alman birası ve şipşak seks için öldü.
El hombre al que más quería en el mundo murió por cinco pintas de cerveza y la promesa de un polvo rápido.
Burası Alman ya da New York havaalanı değil.
Esto no es un aeropuerto alemán o Nueva York.
Önce satın alman gerek adamım.
Oye, tienes que pagarlo.
Onu benden almanı istiyorum.
Necesito que me lo quites.