Altı tane translate Spanish
1,501 parallel translation
Her öldürdüğümüzle birlikte, altı tane daha yaratıyoruz.
¿ Qué si matamos uno y creamos seis?
Altı tane test yaptırdım ve hepsi pozitif çıktı.
He hecho seis pruebas y todas dieron positivo.
Ve altı tane domuz pirzolası ve bir koyun inciği.
Y seis chuletas de cerdo y una pierna de cordero.
Kendimin dört tane ve altı tane de evlatlık.
Tuvimos cuatro y adoptamos seis.
- Her neyse çok sarhoştum ve beş altı tane aldım.
- Bueno estaba borracho y me tomé cinco o seis.
Altı tane falan seçebilirseniz çok memnun olacağım.
Pues si es Ud. tan amable de elegir unos seis pares.
Sonra altı tane ablası olduğunu öğrendim.
Y me enteré que tiene seis hermanas mayores.
Size cumartesi akşamları ne dolaplar çevirdiğimi sadece söylesem bile altı tane yasayı falan çiğniyor olurdum.
Estaría rompiendo 6 leyes diferentes simplemente si te dijera cómo paso mis noches de sábado.
Doktorlar ve yardımcı personel için altı tane gönderilmiş.
Seis se enviaron a los doctores y al equipo de soporte.
İki yılda altı tane.
- Seis veces en dos años.
Altı tane mi?
- ¿ Seis veces?
Altı tane alacağız.
Llevaremos 6.
Şu desenli anahtarlardan altı tane almak istiyorum.
Necesito llevar seis de estas lindas llaves modeladas que tienen.
- Altı tane içtim zaten.
- Ya tomé 6.
Altı tane çocuk yapmış.
Acaba de echar al mundo seis.
Tamam, altı tane ölümüz var.
A ver, tenemos seis muertos allí.
- Yok, iki blokluk bir alanda en az altı tane var. Hepsi de hesabımda sadece 18 dolar olduğunu söyleyecek ve sanırım bana postayı koyacak.
No, hay al menos seis cajeros en un radio de dos cuadras... y en todos me dirán que sólo tengo $ 18 en mi cuenta.
Bir kere dışarı çıkman "iyi bir gün" dü, altı tane "tam bir cehennem" deydin.
Una salida era un buen día ; más de seis, estabas en el infierno.
Bu bir mavi hap. Altı tane daha söyle.
Ése es un ejemplo de una pastilla azul.
Altı tane kız var.
Hay seis chicas.
Yüksek kalite fiş üreten makinenin çok nadir ve pahallı olması dışında, Ed ayrıca üreticiyle de konuştum ve bu makinelerden toplamda altı tane olduğunu ve bize en yakınının da Acme olduğunu söyledi.
Pero la máquina que fabrica las fichas de alta calidad es muy poco común y sumamente cara. Hablé con el fabricante y me dijo que existen sólo seis y la única cercana está en Acme.
Eğer menteşeyi açmak için üç lokum yeterliyse, bizim altı tane almamız gerekir.
Si necesitamos tres cartuchos para volar la bisagra entonces debemos llevar seis.
Belki altı tane
Quizás seis.
Zaten altı tane aldım.
Bueno, ya tomé seis píldoras.
Soygun çılgınlığına kapılmışlar, yarım saat içinde altı tane dükkanı soydular.
Hicieron una recorrida de robos, seis tiendas en menos de media hora.
Ve sadece bilgin olsun, bu ay yaklaşık altı tane yılın en büyük partisi oldu, yani yeni bir sayma sistemi edinmelisin.
Y para que conste, ha habido como seis "mayores fiestas" del año este mes, así que consigue un argumento mejor.
Dunkin'Donuts'a gidip altı tane jölelilerden al. Bir de krema.
Corre a Dunkin'Donuts y tráeme seis con mermelada y una de crema bávara.
Altı tane genç adamın, yaşlı bir bayanın tekerleğini değiştirmek için durduğuna inanamıyorum.
No puedo creer que 6 jóvenes ayuden a una vieja dama a cambiar un neumático.
Seni görmeye gelirken beş, altı tane paralı asker.
Unos cinco, seis, mercenarios, una mañana, cuando iba a verte.
Altı tane naquadah içeren nükleer savaş başlığı, her biri 1200 megaton.
6 cabezas nucleares amplificadas con Naquadah, de 1.200 Megatones por pieza.
Bununla karsılaştırıyorum da ne gurur dolu bir anmış. Altı tane fiyatına yedi tane kabızlık giderici ilaç.
Fourscore and seven suavizadores de taburete por el precio de seis.
Almanya'nın her tarafına yayılmış bunun gibi altı tane merkez vardı.
Había seis centros como este distribuídos por Alemania.
En azından altı tane günlük kıyafete ihtiyacımız olacak.
Necesitaremos al menos seis vestidos de día.
Altı tane başka paketledim, ama hiçbiri siyah değil.
Empaqué otros 6 pares, ninguno negro.
Lex, onlardan sadece altı tane var.
Lex, sólo tenemos seis de esos!
Bu evlerde son üç yılda altı tane cinayet işlendi.
- Lo se, señor. Hemos tenido 6 homicidios aquí en los últimos 3 años.
Kim, altı tane kapağı açık boya tenekesini ortada bırakır?
¿ Quién deja ocho latas de pintura abiertas?
- Altı tane Frosties.
- Y 6 malteadas.
Kızda bunlardan altı tane var.
Tiene como seis de estos.
Altı tane adam, Iwo Jima'ya bayrak dikiyor.
Seis tipos levantando la bandera. Obtuvimos la victoria.
Ahlak polisleri, masaj salonu adı altında çalışan yedi tane randevu evi buldu.
Los investigadores dicen que encontraron siete burdeles bajo la fachada de casas de masaje.
Zaten stres altındayım- - Neden en azından bir tane atmıyorsun?
Tengo una señal de alerta, pero no sé si sir...
Ama onun sadece bir tane atı var, ve diğerleri de bizim gözetimimiz altında değil mi?
¿ Tu lujuria por la dama, es superior a la gracia por tu maestro?
Yani, bana şu iki tane altılı paket yüzünden hâlâ dört beş dolar borçlu musun?
Todavía me debes... cuatro o cinco dólares,... por aquellos dos paquetes de 6 cervezas.
Bir tane vardı zaten. Geldiğimde bankın altında yatıyordu.
Había uno debajo de la banca cuando llegué.
Eğer bu kapıyı açarsan, senin için güzel beyaz bir kuzu keseceğim. Ya da, uygun fiyatla bir tane bulamazsam, altı güvercin keseceğim.
Si abres esta puerta, entonces mataré para ti a un buen cordero blanco, o si no lo tuviera, si no pudiera conseguir uno bueno a precio decente, entonces seis palomas.
Şimdi, Saç için ufak bir numara var... Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz tane uç var.
Ahora, este es un truco acerca de su pelo es uno, dos, tres, cuatro, cinco, seis, siete, ocho, nueve puntos.
Tekerlek üstüne altı ya da yedi tane lastiği sertleştirmeni istiyorum.
necesito que vulcanices seis o siete capas de hebra gruesa directamente en la llanta.
Koltuğunuzun altına bir tane can yeleği konuldu.
Hay un chaleco salvavidas bajo su asiento.
Pekâlâ, Doktor, elimde bir tane var. Galiba, üstü kahverengimsi altı yeşil.
Bueno, doc, tengo una aquí que es color café arriba y diría que verde en la parte de abajo.
Bereket, Harold altıncı caddedeki metro girişinde bir birkaç tane telefon olduğunu hatırladı.
Afortunadamente, Harold recordó un grupo de teléfonos en el túne del subterraneo de la calle 6.
tane 40
tanesi 2 pezo 17
altı ay sonra 25
altı buçuk 20
altı saat 24
altı yedi 26
altı ay mı 24
altı ay önce 37
altı ay 66
altı hafta 22
tanesi 2 pezo 17
altı ay sonra 25
altı buçuk 20
altı saat 24
altı yedi 26
altı ay mı 24
altı ay önce 37
altı ay 66
altı hafta 22