Arıyor translate Spanish
16,159 parallel translation
Jodie arıyor.
Es Jodie.
İnsanlar seni arıyor.
Hay gente buscándote.
- Kim arıyor?
¿ Quién habla?
Düşünsene. Ormandasın, yiyecek arıyorsun ve bebeğin hastalanıyor.
imaginate en el bosque buscando comida y tus bebes enfermos.
Annen arıyor.
Tu mamá te está llamando.
Kim arıyor?
¿ Qué? ¿ Quién es?
Savaşa alışmış bir ulus bir kez daha normale dönmenin yollarını arıyor.
Una nación acostumbrada a la guerra busca nuevamente regresar a la normalidad.
Bir gündüz vakti Alpin Savings Bank'ta silahlı soygun. Eyalet polisi kimliği belirsiz bir adamı ve onun genç suç ortağını arıyor.
Un robo a pleno día en el banco Alpine tiene a la policía estatal buscando a un hombre no identificado y a su cómplice adolescente.
Calvin, burada ne arıyor?
Calvin, ¿ qué hacemos?
5 temmuz : 13 : 33, 13 : 34, 13 : 37 13 : 38'de yeniden arıyor ve sonra 13 : 44, 13 : 45, 14 : 15'te yeniden arıyor.
Comienza a la 1 : 33, 1.34, 1 : 37... Llama de nuevo 1 : 38 y de nuevo a 1 : 44, 1 : 45, 2 : 15.
Sistemim tutarsızlıklar arıyor Uyku odalarının termojenik seviyelerinde.
Mi sistema está detectando inconsistencias en los niveles termogénicos de las recámaras.
- Seni arıyor olacak.
Él te buscará.
Kız kardeşi onu arıyor.
Su hermana lo estará buscando.
Pist 12, komuta merkezini arıyor.
Plataforma 12, dé su informe.
Yüzlerce protestocu var 4. bölgede toplandı taksi şoförü nerede John W. Smith tutuluyor iddia edilenlerden sonra polis tarafından dövüldü, bunu kim arıyor ayrı bir olay.
Cientos de manifestantes se han congregado en la comisaría 4ta. Donde está detenido el taxista John W. Smith tras ser supuestamente golpeado por la Policía, quienes denominan esto como un incidente aislado.
- Ne arıyor?
¿ Y qué busca?
Yine Riley acil bir durum için arıyor.
Otra emergencia de Riley.
Kardeşim arıyor.
Sí. Es él.
Ortağım şu anda onu arıyor.
Mi socio lo está buscando en este momento.
Arkadaşlarım sizi çağıralım diye birilerini arıyor.
Mis amigos están afuera buscando a un vecino en este momento... por lo que podríamos llamarlos.
- Cole arıyor.
- Es Cole.
Durmaksızın arıyor.
Él no ha dejado de llamar.
Siktir, babam arıyor.
Mierda, es mi padre.
I, vigilante arıyor sınırına yakın saklandığını Ve hit erkekler benim eşek üzerinde bulunmaktadır.
Me he escondido cerca de la frontera buscando a El Justiciero y los matones me persiguen.
Adam ı'm, gece cehennem gibi insanı sinek'arıyor.
Hombre, hoy luzco genial.
Kaçırılan çocuğumuzu arıyor gibiydik.
Era como... Buscábamos pistas sobre un secuestro.
- Paula seni arıyor.
- Paula te está llamando.
Bilerek olay yerinde kanıt bırakıyor, bana kargolar gönderiyor, evimi arıyorsun.
Dejando a propósito pruebas las escenas, enviándome cosas, ahora me llama a mi casa.
Herkes seni başka yerlerde arıyor, ama ben buraya geldim.
Todos los demás te siguieron, pero vine aquí.
Evet, hanımefendi. Sekreter Errinwright arıyor.
La llama el secretario Erinwright.
Bir senatörü kızın mafya kulübünde ne arıyor ki zaten?
¿ Y que hacía la hija de una senadora en el club de un mafioso de todas formas?
Size bir çağrı var, Dedektif. Porter arıyor.
Hay una llamada para usted, detective, es Porter.
Ailen senden nefret ediyor ülkenin seninle bir işi kalmadı polis seni arıyor ama benim önce seni öldürmem gerekiyor.
Tu familia te odia, tu país ha terminado contigo, la policía te está buscando, pero voy a tener que matarte primero.
Pardon, bekle. O arıyor.
Lo siento, espera, habla él, ya regreso.
Hem beni de arıyor, Ashley.
Además, él me llama Ashley.
Adam arıyor.
Está llamando.
- Burada ne arıyor?
¿ Qué está haciendo aquí?
- Frank burada ne arıyor?
- ¿ Frank? ¿ Qué está haciendo aquí?
Ed arıyor. Askeri hastaneden...
Tenemos a Ed llamando desde el hospital militar...
İçeride herkes seni arıyor, biliyorsun değil mi?
¿ Sabes que te están buscando?
Dinle, dinle! Seni duymakta zorlanıyorum ama kaynaklarımız bütün hastaneleri arıyor.
No lo escucho bien, pero estamos llamando a todos los hospitales.
- Arıza çıkarmaya yer arıyor.
- Está en pie de guerra.
O itfaiyeci arıyor.
Es ese bombero.
Çöken bina olayından sonra Harlem'deki herkes seni arıyor.
Parece que todo Harlem te buscara después del asunto con ese edificio.
Herkes seni arıyor.
Todos están buscándote.
Müfettiş, şef arıyor.
Inspectora, es el jefe.
Binadan biri arıyor.
Es de adentro.
Yine Boone arıyor.
Es Boone otra vez.
Güvenlik güçleri amansızca Luke Cage'i arıyor.
La policía está desesperada por encontrar a Luke Cage.
YKB, Arınma Gecesinde 10. seviye hükümet yetkililerini koruyan Arınma kurallarını kaldırıyor.
Los NPP revocan la regla que protege a los funcionarios de rango 10 durante la Depuración.
Jamie beni Hazelmere'de arıyor.
Jamie me está buscando en Hazelmere.