Ağrıyor translate Spanish
4,715 parallel translation
Karnım çok ağrıyor.
Me duele demasiado el estómago.
Bazen omzum ağrıyor.
A veces me duele el hombro.
Biraz başım ağrıyor, yani ben, bugün çalışmasam diyordum.
Yo tengo dolor de cabeza, así que quizás no debería trabajar hoy.
Boynun mu ağrıyor? Evet.
¿ Te duele el cuello?
Sıkı tutun! Başın neden o kadar çok ağrıyor?
¡ Aguanta! ¿ Por qué me duele tanto la cabeza?
- Başım kopacak gibi ağrıyor.
La cabeza me está matando.
Midem ağrıyor.
Me duele la pancita.
Sırtım çok ağrıyor.
Mi espalda me está matando.
Her tarafım ağrıyor.
Mi duele el cuerpo.
Sağ ayağım biraz ağrıyor.
Mi pie correcto sufre De un poquito de atrofia.
- Şey... Hyung, başım çok ağrıyor da...
Oh, tengo dolor de cabeza.
Hayır, kalbim ağrıyor.
Me duele el corazón.
Sanki yaşlılar gibi kalbim ağırınca tüm bendenim de ağrıyor.
Ahora estoy grande... y cuando me duele el corazón, me duele todo el cuerpo.
O zaman incittiğim dizim her yağmur yağınca ağrıyor, biliyor musunuz?
Y sabe que me lastimé las rodillas, por eso ahora duelen cada vez que llueve.
Her yerim ağrıyor.
Oh, mi estómago...
Neden her yerim ağrıyor?
¿ Por qué estoy tan adolorida por todas partes?
Her tarafım neden böyle ağrıyor?
Aigoo. ¿ Por qué estoy tan dolorida por todas partes?
- Çünkü başı ağrıyor.
- Porque le duele la cabeza.
Öyle ağrıyor ki, kelimeler yetersiz.
Es indescriptible.
Başım çok ağrıyor.
Me estalla la cabeza.
Net bir ağrı değil, bazen ağrıyor.
No es un dolor agudo, es dolor sordo.
Başım ağrıyor.
Me duele la cabeza.
Başım ağrıyor.
¡ Me duele la cabeza!
- Deli gibi ağrıyor.
- Todavía duele.
Başım ağrıyor ve migrene çevirmesini istemiyorum.
Porque tengo dolor de cabeza, y no quiero que se convierta en migraña.
Öksürdüğünde kalbin ağrıyor mu?
¿ Te duelen los engranajes al toser?
Sırtım ağrıyor.
Me duele la espalda.
Chani, kalbimin öyle hızla çarpmasına yol açıyorsun ki sağ kolum ağrıyor ve nerede olup ne yaptığımı unutuyorum.
Chani, haces que mi corazón lata tan rápido que me duele el brazo derecho, y olvido quién soy y qué estoy haciendo.
Karnım ağrıyor!
Me duele el estómago.
- Boynum ağrıyor.
- Me duele el cuello.
Midem ağrıyor.
Me duele la tripa.
- Karnım ağrıyor.
- Me duele el estómago.
Ah, bu günden sonra kemiklerim ağrıyor
Me duelen los huesos tras el día que he tenido.
Tanrım nasıl da başım ağrıyor ah, nasıl bir başım var 20 parçaya ayrılacakmış gibi zonkluyor
Dios mío, me duele la cabeza. Vaya dolor de cabeza. Me late como si fuera a quebrarse en 20 pedazos.
- Her yerim ağrıyor.
- Sí, estoy dolorido.
Gün ışığı kaybolur gecenin sessizliğinde ama her geçen gün, kalbim daha da ağrıyor...
La luz del día se disipa. El silencio de la noche está en su vía. También como el dolor del corazon que pasa.. como lo hacen los días.
Bilemiyorum, büyük ihtimalle sabaha başım ağrıyor olur.
No estoy segura. Probablemente tendré jaqueca en la mañana.
- Beyler sırtım ağrıyor. - 30 metreden cipin üzerine düşünce normaldir bence.
- Oigan, me duele la espalda. - Te lanzamos - del tercer piso a un auto.
Biraz ağrıyor o kadar.
Solo un golpe aquí.
Ağrıyor o kadar.
Solo me duele.
Çok kötü karnım ağrıyor.
Tengo un gran dolor de estómago.
- Dişim çok ağrıyor.
- Me duele el diente.
Dişin hala ağrıyor mu?
¿ Te duele el diente?
Kızımın dişi ağrıyor. Bir bakabilir misiniz?
A mi hija le duele un diente, ¿ puede echarle un vistazo?
Çocuğun çok ağrısı var boyaları kendi kendine çıkaramıyor.
El niño está teniendo mucho dolor, y no va a poder sacarlo solo, así que...
Evet, farkındayım. Özellikle bu karışım göz ağrılarının tedavisinde kullanılıyor.
Esta combinación en particular es usada para tratar dolor ocular.
Başını da ağrıtıyor.
Hace que te duele también la cabeza.
- Hayır, ağrımıyor.
- No es verdad.
Ayrıca bütün bu gerçekler ve olanlar başımı ağrıtıyor.
Y me duele la cabeza, con todas estas cosas y cifras.
Müzik falan koyar mısın, parazit başımı ağrıtıyor.
Pon música, las interferencias me dan dolor de cabeza.
Lexie'nin karın ağrısı geçmezse papatya çayı işe yarıyor.
Si aún le duele el estómago a Lexie, siempre funciona el té de manzanilla.