Bakacağız translate Spanish
3,247 parallel translation
Onu kayıp bildirmeden önce birkaç şeye bakacağız.
Ahora, déjanos ver un par de cosas antes de llenar un reporte de persona desaparecida.
Yer göstericinin yüzüne bakacağız, bahane bulup bir amaçla cesurca yürüyeceğiz.
Simplemente iremos al frente del portero, pensamos una excusa, y caminaremos velozmente con un propósito.
Sana iyi bakacağız.
Vamos a cuidar bien de usted.
- Sana iyi bakacağız.
Sí, vamos a cuidar bien de usted.
Sadece bakacağız.
Sólo mirar.
Bakacağız ama dokunmayacağız.
Miramos, pero no tocamos.
Ne yapacağız ki? Bütün işimizi odun öğütücüye atıp gün boyu birbirimize mi bakacağız?
¿ Simplemente arrojamos nuestros trabajos en la trituradora y nos quedamos mirándonos todo el día?
Şimdi eğer izin verirsen, gidip tablomuzun hazırlanıp hazırlanmadığına bakacağız.
Así que si me disculpas, Voy a asegurarme de que recojan nuestro cuadro.
"Mick, güçlenip yoluna devam etmelisin tek yapabileceğimiz şey bu. yolumuza bakacağız ve planladığımız şeyleri yapacağız" dedim.
Le dije : "Mick, tienes que endurecerte y seguir adelante. " Es lo que se hace, lo único que podemos hacer. "Seguimos adelante y hacemos lo que teníamos planeado".
Mm-hmm. Çaresine bakacağız.
Lo solucionaremos.
Bir çaresine bakacağız.
Lo averiguaremos.
Seni buradan çıkaracağım ve sonra anneye bakacağız.
Papi va a sacarte de aquí. Y después vamos a ocuparnos de mami.
Ama bunu doğru bir şekilde, nasıl yapabileceğimize bakacağız.
Pero vamos a averiguar cómo hacer esto de la manera correcta.
MDT numarası 2545 ile biten bir gemiye bakacağız.
Estamos buscando un barco con el número IMO terminado en 2545.
Sana çok iyi bakacağız.
Vamos a cuidar bien de ti.
Var mı? - Enfeksiyonun iyileşmesini bekliyoruz. Sonra önümüzdeki seçeneklere bakacağız.
- Estamos esperando a que la infección mejore, y entonces sabremos qué opciones tenemos.
Dedi ki ; Şu adama gidip bakacağız.
Me dijo : "Veamos quién es ese hombre".
Cevabı burada kalacaksın ve biz bakacağız.
La respuesta es aquí y lo haremos.
Pekâlâ, size iyi bakacağız.
Está bien. Bueno, vamos a cuidar bien de usted.
Bu akşam ikinize de çok iyi bakacağız.
Bueno, los cuidaremos bien esta noche.
Sonra da evinize bakacağız. Bebek evlat edinmeye çalışırken zor bir yıl geçirdik.
Está bien... estamos pasando por un año muy frustrante intentando adoptar un bebé, así que...
Tüm çabamızla Bay Eberhart'tan sipariş koparmaya bakacağız.
Hemos de colocar todos nuestros esfuerzos en ganar esta orden del Señor Eberhant.
Bir kaç kamera kaydına bakacağız.
Vamos a mirar unas cintas de vigilancia.
Sizin lanetli sandığınız ev lanetle ilgili değil. Tüm kayıtlara bakacağız.
Investigamos la historia que pudo haber creado la aparición, no sólo la posesión.
Tamam, bir kere daha bakacağız.
De acuerdo, echaremos otro vistazo.
Merak etme Noel Baba, ona iyi bakacağız.
Tranquilo, Santa, vamos a cuidarla bien.
DNA'lara bakacağız.
Solo buscaremos su ADN.
Bones, tüm bunların çaresine bakacağız, tamam mı?
Huesos, todos lidiamos con las cosas a nuestra manera, ¿ de acuerdo?
Potter'ın tabletindeki fotoğraflarla Seven Star Oasis veritabanındaki eşleşmeyi bulunca kendi işimize bakacağız.
Cuando cotejemos las fotos de la tablet de Potter con la base de datos del Seven Star Oasis estaremos listos.
Birkaç dakika sonra başka bir yere bakacağız!
Vamos a empezar a barrer la parte inferior con una red de cerco.
"Ben üst tondan şakımaya başlayacağım ve bir hal çaresine bakacağız."
Y dijo, "Y yo voy a tararear algo encima y de algún modo nos ingeniaremos algo."
Bakacağız, kesinlikle.
Nos lo llevaremos, definitivamente.
Senin yerine bakacağız.
Vamos a cubrirte, sabes.
- Tabii ki bakacağız, Jimmy.
- Por supuesto que sí, Jimmy.
Biz de bu sırada yeni bir cepheye bakacağız.
Mientras tanto, tú y yo podemos seguir con esto, nuestro nuevo frente.
JJ ve ben de Floressa'nın öldürüldüğü yere gidip bakacağız.
JJ y yo iremos al complejo a ver dónde asesinaron a Floressa.
Hepsine bugün mü bakacağız?
¿ Los vamos a ver a todos hoy?
Sana çok iyi bakacağız, tamam mı?
Oye, vamos a cuidar muy bien de ti, ¿ vale?
O üç tarla faresine nasıl bakacağız?
¿ Cómo de difícil va a ser cuidar a tres niños?
Mikroskop ile hücre seviyelerine bakacağız.
Bueno, lo analizaremos a nivel celular con el microscopio de electrones.
Ben dönene kadar bekleyeceğiz ve iyileşip iyileşmediklerine bakacağız.
Vamos a esperar hasta que regrese y ver si han hecho algo mejor.
- Biz çaresine bakacağız, efendim.
Señor, nos encargaremos de él.
Kennedy'nin kaldığı otele gidip izini bulmamızı sağlayacak, atladığımız bir ayrıntı var mı diye bakacağım.
Voy a ir al hotel de Kennedy, averigua si pasamos algo por alto algo que nos ayude a seguirle es rastro.
Biliyorum bu çok uygunsuz bir durum, ama tadına bakacağınızı umarak bu gece buraya bir kek getirdik.
Sé que es inapropiado, pero trajimos una tarta para que la pruebes.
Biliyorum bu çok uygunsuz bir durum, ama tadına bakacağınızı umarak bu gece buraya bir kek getirdik.
Sé que esto es muy inapropiado, pero hemos traído un cupcake esta noche con la esperanza de que pudieras probarlo.
Sen de psikopata nereye bakacağımızı sor.
Pregúntale dónde deben ir.
Eğer bir iz bulabilirsek o zaman nereye daha derinlemesine bakacağımız hakkında bir fikrimiz olacak.
Si podemos encontrar un rastro, podremos tener una idea de dónde mirar más a fondo.
Bakacağımız yeri şöyle küçültüyor cesetleri Seattle merkezinin hemen dışına koyuyor.
Lo acota más todavía, sitúa los cadáveres en la zona metropolitana de Seattle.
Ona çok iyi bakacağız.
Bien, pero cuidaremos de él.
Size çok iyi bakacağımızı bilmenizi isterim.
Quiero que sepa que vamos a cuidar muy bien de usted, ¿ vale?
Evet, Marshall veya ben ortadan kaybolursak kimin bodrumuna bakacağınızı söyleyeyim.
Sí, si Marshall y yo desparecemos, te diré en el sótano de quién estaremos.