English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bağırmıyorum

Bağırmıyorum translate Spanish

196 parallel translation
Bağırmıyorum.
Yo no estoy gritando.
Bağırmıyorum ki, bongo seslerini bastırmaya çalışıyorum yalnızca!
¡ Esos bongóes impiden que me oigas!
Başında, hayır, bağırmıyorum.
Al principio, no, no grito.
Bağırmıyorum artık.
Ya no grito.
- Neden bağırıyorsun? - Bağırmıyorum ki, baba. Başçavuş yoldaş, sınıra ulaştık.
Compañero sargento primero, llegamos a la frontera de la Unión de Repúblicas Socialistas Soviéticas.
Ben... bağırmıyorum!
¡ Yo... yo no estoy gritando!
- Bağırmıyorum.
- No grito.
- Sana bağırmıyorum.
- No te estoy gritando.
- Bağırmıyorum.
- No te grito.
- Bağırmıyorum. Alaycı konuşuyorum!
No me he puesto grosero, solo sarcástico.
- Bağırmıyorum, feryat ediyorum.
- No aulles. - No estoy aullando. Estoy gritando.
Sana bağırmıyorum.
No te estoy gritando.
Bağırmıyorum bayım.
- No grito, señor.
Sana bağırmıyorum!
- ¡ No estoy gritando!
- Bağırmıyorum, sadece defol diyorum!
No grito, te digo que te largues.
Bağırmıyorum ben!
¡ No estoy gritando!
Ahmed, bağırmıyorum.
Ahmed, estás gritando.
- Bağırmıyorum.
- No estoy gritando.
Bağırmıyorum!
No estoy gritando.
Bağırmıyorum, bir soru soruyorum.
No estoy gritando, pregunto. ¿ Cuánto?
Bağırmıyorum.
- No grito, ¿ cuánto?
Sana bağırmıyorum ama az kaldı.
No te estoy chillando, pero estás demasiado implicado.
- Bağırmıyorum.
- No es así.
- Bağırma bana! - Bağırmıyorum!
- No me grites!
Oturup "kölelik kölelik" diye de bağırmıyorum.
No me quejo de la esclavitud.
- Ben bağırmıyorum.
¡ No estoy gritando!
- Ona bağırmıyorum.
- ¡ No grité!
- Sana bağırmıyorum.
- No te grito.
Bağırmıyorum.
¡ No, no estoy gritando!
Bağırmıyorum!
- ¡ El rodaje se hará!
Pekala, artık bağırmıyorum.
Está bien, no estoy gritando ahora.
Sarhoş olmuyorum ve toplum içinde karıma müstehcen ifadelerle bağırmıyorum.
No me emborracho y no le digo obscenidades a mi mujer en público.
- Bana bağırma. - Sana bağırmıyorum.
- No estoy gritando.
- Bağırmıyorum.
- No estoy chillando.
- Onlara sürekli bağırıyorsunuz! - Onlara sürekli bağırmıyorum!
¡ No hace otra cosa que gritarles!
Sana bağırmıyorum Sadece... hayal kırıklığına uğradım
No te grito, sólo me siento un poco frustrado aquí.
Ben bağırmıyorum!
¡ Todavía no estoy gritando!
- Sana bağırmıyorum.
No la grito.
- Bağırmıyorum.
No estoy gritando.
Hala bağırmıyorum.
Y no estoy gritándole.
Hayır, sana bağırmıyorum.
No te grito a ti.
Sabahtan beri "kırmızı balık" diye bağırıyorum.
He estado cantando "Peces de colores" durante toda la mañana.
Bağırmıyorum.
No grito, estoy tranquilo.
Bağırıyorum çünkü çıldırmışsın ve kafanda, yüzünü boyamaktan başka bir şey kalmamış.
Te grito porque estás loca y no tienes nada en la cabeza excepto pintarte la cara.
Bağırmıyorum.
- ¡ No estoy gritando!
Bağırmıyorum.
No estoy gritando.
- Ben bağırmıyorum ki.
No, lloro,
- Bağırmıyorum.
Está bien.
Genellikle kırmızı bir şapka takıyor... ve köpek dolaştıranlara bağırıyor. Sanırım tanıyorum.
- Creo que sí.
Ayrıca sana da bağırmıyorum.
Y no estoy gritando.
Bir iş daha bulmam mı gerekiyor? - Ben bağırmıyorum.
- No estoy gritando!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]