Baştan translate Spanish
15,128 parallel translation
Bu köprüye baştan aşağı patlayıcı yerleştirildi.
El puente tiene todos los explosivos que quedan en Inglaterra.
Baştan beri onları köşeye sıkıştırdığımızı söylüyorsun.
Todo este tiempo me dijiste que los teníamos acorralados...
Asla ama asla özür dileme madem burayı başımıza yıktın, biz de it gibi çalışıp baştan yaparız şimdi masana otur da biraz para kazan, anladın mı?
Nunca te disculpes. Jamás. Cuando destruyes la casa, te subes las putas mangas y construyes otra.
Bu baştan bir tuzaktı.
Fue una trampa desde el principio.
Bazen yıldırım ağaca düşer ve elektrik zemine geçer. Ağacı baştan aşağıya yakar.
A veces, cuando cae sobre un árbol... la electricidad llega al suelo y quema el árbol de la raíz hacia la copa.
- Baştan başlayabilir miyim?
- ¿ Puedo volver a empezar?
Foreman ringi baştan başa geçti Ali'nin vücuduna hafif ama seri yumruklar atıyor Ali için herhangi bir sorun teşkil ediyora benzemiyorlar.
Foreman le sigue a Ali por el ring. Le da unos ganchos ligeros a Ali que no le afectan para nada. No le afectan en nada a Muhammad Ali.
Baştan alalım hadi.
Empecemos nuevamente. Vamos de nuevo.
Cenaze törenini bütün ülke baştan sona izledi.
El país entero miró el funeral. De principio, a fin.
Elele vererek yuvalarımızı, şehirlerimizi ve yaşamlarımızı baştan inşa ettik.
Unidos, reconstruimos nuestras familias, nuestras ciudades y nuestras vidas.
Bak, her yer baştan çıkarma dolu.
Hay tentación en todos lados.
Kusura bakma, baştan başlayalım.
Mi culpa. Empecemos de nuevo, ¿ de acuerdo?
Adamla oyalan, baştan çıkar.
Llévalo al cine.
O en baştan beri seninle birlikte.
Ha estado contigo desde el principio.
Müsaadenizle en baştan başlayayım.
Empezaré desde el comienzo.
Salak adayı baştan sona taradım.
Te busqué por toda la isla.
Biz baştan başlamak?
¿ Quieres que volvamos a empezar? - Creo que estuvo bien.
Odaya güzel bir kız girer, herkesin gözü onun üzerindedir baştan aşağıya onu süzerler kiminle düzüşüyor diye merak ederler.
Una chica bonita nueva entra en una habitación, todo mundo voltea la cabeza, la barren con la mirada, preguntándose, "¿ a quién se jode?"
Baştan desene? Bomba?
Haberlo dicho antes. ¿ Bomb?
Yine de parçalayıncaya kadar bilemezler. Sürekli kanımız akar ve köpek balığını baştan çıkaran şey de kandır.
Por supuesto, ellos no lo saben hasta que nos trituran muy bien, y estamos sangrando por todas partes y nada enciende mas a un tiburón... que la sangre.
Neden baştan söylemiyorsun?
¿ Por qué no lo dijiste antes?
Baştan başlayacağım.
Voy a empezar otra vez.
Baştan başla.
Otra vez.
Harika akşam yemekleriyle baştan çıkartacağım. Her şeyi ben ödeyince büyü başlayacak.
La voy a seducir con hermosas cenas que pagaré... y será mágico.
30 dakikaya varmadan hepimiz aynı şekilde burada duruyor olacağız ama senin için sil baştan 3 Ocak olacak.
En menos de 30 minutos, para todos nosotros dará lo mismo, pero para usted, será 3 de enero, y todo acabará de nuevo.
Yaşanan trajediyi, baştan sona kaydeden kamera.
La cámara que finalmente capturó la tragedia.
Tüm hikâyeyi baştan dinlemek istemiyorum.
Muy bien, ya no quiero volver a escuchar el cuento.
Baştan söyleyeyim, hâlâ sevmiyorum.
Cuidado que todavía siguen sin agradarme los policías.
Yani uçaklar baştan aşağı iniyor...
Quiero decir que... los aviones están cayendo por todas partes...
Amma baştan savma iş yapıyorsun.
Eso es una chapuza.
İnanırız süslü geçit törenlerine, Meleklerin gittiği. Baştan aşağı ağırbaşlılık ile, Giyerler kar beyaz melek üniformalarını.
Confiamos, en procesión emplumada, para esos ángeles que van, rango tras rango, con pies pares...
Senin o baştan çıkarıcı gözlerine bakma riskini alamam.
No me arriesgaré mirando tus engañosos ojos.
Peder, açık söylemem gerekirse, kilisenin şeytanlara ve ruhlara takıntısı Cassie'nin en baştan aklına sokulan bir fikir olabilir.
Padre, ¿ puedo ser sincero? La obsesión de la iglesia por los demonios y los espíritus... es lo que pudo haber plantado la idea en la cabeza de Cassie.
Baştan sona haklıymışsınız.
Tenía razón sobre todo.
Baştan itibaren kaydediyordum.
Estuve filmando todo este tiempo.
Bu yüzden buna "Baştan çıkarıcı" diyorum.
Por eso digo : "Entréguense a la tentación".
Baştan.
Pizarra.
En baştan başlıyoruz.
Empezaremos desde el principio.
Baştan aşağı aradım. Kimse yoktu.
De arriba a abajo, no hay nadie.
* ama hepsini de gölgede bırakan süsü aklı baştan alan gülüşü *
Incluso una belleza superior la inquieta. La virtud es el encanto que más adorna su belleza. Sra. Reginald DeCourcy.
üniversitedeki pozisyonunu birkaç öğrenciyi baştan çıkarmak için kullandı oldukça riskli iş değil mi?
Permanecía en la universidad para atraer a una o dos subdirectoras. Un asunto muy arriesgado, ¿ no lo cree?
Baştan itibaren bilmek isteyeceğini düşünmüştüm de.
Solo pensaba que es posible que quieras entrar en esto de golpe.
Bazılarının daha en baştan doğmaması gerektiğini görmek için.
Para ver que hay gente que ni siquiera debió haber nacido.
Belki onu baştan çıkarırsın.
Necesitas investigar sobre ella. Quizás debas seducirla.
Onu baştan çıkararak Lukashenko'nun kocasından ne aldığını öğrenmen lazım.
Debes seducirla a fin de quitarle lo que Lukashenko compró para su esposo.
Baştan aşağı.
De arriba a abajo.
Kendiminkini sil baştan kurmak üzereyim.
Yo estoy por hacer la mía de nuevo.
Değil mi? Eğlence düşmanı! Bu yazıtı baştan sona okudum.
algo divertido le tableta tiene algo escrito en el respaldo
Düzgün olmadi, bastan alacağim.
Eso no sonó bien. Volveré a empezar.
- Evet, onu bastan asaği yaliyordur kesin.
Oh, sí. Está lamiendo de arriba a abajo.
İkinci bir şans istersen sil baştan başlarım.
¿ Quieres una segunda oportunidad,