Bekliyordum translate Spanish
6,336 parallel translation
Pekâlâ... Uzun zamandır bu geceyi bekliyordum Matty.
Bueno... estuve esperando esta noche... durante bastante tiempo, Matty.
Ben de senin mağazaya gelmeni bekliyordum.
Y he estado esperando que tengas la valentía para entrar a la tienda.
Bazı aksiliklerin olmasını bekliyordum tabii.
Esperaba que esto pudiese darnos algunos contratiempos.
İşi, karınla ilgilenmek için bıraktığını söylemeni bekliyordum. Çünkü yapılacak en doğru şey bu olurdu.
Pensé que ibas a decirme que renuncias a tu trabajo de cuidar a tu mujer, porque parece ser que eso sería lo correcto.
Bunu kullanmak için bekliyordum.
Llevo esperando desde siempre para usar eso.
- Osurursun geçer. Bunu yapmanı bekliyordum.
Oh, suéltalo por el culo! Esperaba que hiceras eso.
Araştırmada bulduklarıma ışığında senin biraz daha ölü olmanı bekliyordum.
Bueno, basándome en lo que he averiguado, esperaba que estuvieras un poco muerto.
Şeyi bulmayı bekliyordum... ev arkadaşımı.
Esperaba encontrar a mi... compañera.
Mississippi'nin soğuk olmasını bekliyordum ama rezalet bir soğuktu.
Esperaba que el Mississippi fuera helado, pero esto era ridículo.
Kusura bakmayın, oğlumun aramasını bekliyordum.
Lo siento, estoy esperando una llamada de mi hijo.
Benim sonuç bekliyordum.
He estado esperando mis resultados.
Daha önce gördüğümüz morlukların büyüklüğüne göre daha kötüsünü bekliyordum.
Esperaba algo mucho peor, dada la extensión de las contusiones que vimos previamente.
Evet, sadece bunun garip olduğu fikrine katılmanı bekliyordum.
Sí, sólo esperaba en que estuviera de acuerdo en que es extraño.
Evet, benim. Doğru an için zamanımı bekliyordum ve sonra da kayıtları incelerken Yargıç Jeffrey'in faaliyetleri ortaya çıktı.
Ahí estaba yo, esperando el momento oportuno cuando una revisión de antecedentes mostró las actividades del juez Jeffrey.
Bütün bunlar olurken doğru fırsatı yakalamak için zamanımı bekliyordum.
Todo el tiempo esperando pacientemente el momento oportuno.
Bekliyordum, yakalanmanı, ya da, öldürülmeni görmek istiyordum.
Esperé que te agarraran o te mataran.
Senin için bekliyordum.
Te estuve esperando a ti.
Bu sözleri söylemen için çok uzun zamandır bekliyordum.
Había esperado tanto a que dijeras esas palabras.
Bekliyordum.
Esperando.
Seni bekliyordum.
Te estaba esperando.
Şeyi bulmayı bekliyordum...
Esperaba encontrar a mi...
Sakinleştiren ya da canlandıran bir şey bekliyordum ama bu bayağı bir karanlık çıktı.
Creía que sería relajante o edificante, pero... es muy lúgubre.
Senin gibi birinin buraya gelmesini bekliyordum.
He estado esperando por los últimos 40 años.
Ben de seni bekliyordum. Teslim ol.
He estado esperando, convertirte en...
Aramanızı sabırsızlıkla bekliyordum.
Soy el padre que ha estado esperando impacientemente por su llamada.
Ben de seni bekliyordum.
Te estaba esperando...
Bunu bir süre önce aldım... sana veröek için doğru zamanı bekliyordum
Lo compré hace un tiempo atrás... Trataba de encontrar el momento justo para dártelo.
Bunu söylemen için bekliyordum
He estado esperando que dijeras eso.
Bağlantı kurmanızı bekliyordum.
Esperaba tu transmisión.
Milford'a gelmiştim, arkadaşımı bekliyordum birden bire bardaktan boşalır gibi yağmur yağmaya başlamıştı.
Fui a Milford, y estoy esperando a un amigo mío, y, de repente, comienza una lluvia torrencial.
Bunu yapmanı bekliyordum.
He estado esperando que hicieras esto.
Seni bekliyordum.
Esperándote.
Uh, Kamyonetimde saklanıyordum, şu vampir filmlerindeki aptal çocuklardan birinin bir klübte belirmesini bekliyordum.
Estaba encerrado en mi furgoneta, esperando a que uno de esos... niños tontos de las películas de vampiros apareciera en un club.
Ne kadar zamandır bu anı bekliyordum bilemezsin!
¡ No sabes cuánto tiempo llevaba esperando esto!
- Bunu yapmak için bir saattir bekliyordum.
He estado esperando una hora para hacer eso.
Ama ben özensiz Camlara kenar bekliyordum, değil...
Esperaba un trabajo mediocre, no...
- Ben de senden bunu bekliyordum.
- He oído buenas cosas acerca de usted.
Sadece harekete geçmek için doğru zamanı bekliyordum.
Yo sólo tenía que hacer el movimiento en el momento adecuado.
Kay ailesini bekliyordum.
Yo estaba esperando a los Kays.
Onu bekliyordum sadece.
Estaba esperándolo.
- Geri dönmesini bekliyordum. - Oraya gitmeni mi istedi?
- Esperando a que regresará. - ¿ Él te pidió que fueras?
O da dedi ki, "Sizi bekliyordum."
Y ella dijo, "Le he estado esperando".
Ne söylemek üzere olduğumu bilmiyorum fakat bunu yapabilmek için mükemmel anı bekliyordum ama bir şeyler sürekli araya girip durdu.
No sé qué es lo que estoy a punto de decir, pero... He estado esperando por el momento perfecto para hacer esto pero siempre había algo que se seguía interponiendo.
Daha sert bir şey bekliyordum.
Deseaba mucho un poco de sopa de cabra.
Nice zamandır burada oturup... senin eve gelmeni bekliyordum Shawnee.
Ahora, ese es el tiempo que he estado sentado aquí esperando para que tú, Shawnee, vinieras a casa.
Hâlâ hayatta olduğunu biliyorum ama şeyi bekliyordum da...
Sé que sigue con vida, pero he esperado a que...
Ziyarete gelmeni bekliyordum.
Estuve esperando que visitaras
Seni bekliyordum.
Te esperaba. Entra.
Seni bekliyordum.
Te esperaba.
Sende ve Roscoe'da yaptığım hataları telafi etmek için senin bebeğini dört gözle bekliyordum.
Veía a tu bebé como una forma de compensar los errores que cometí contigo y con Roscoe.
Başka birini bekliyordum.
Estaba esperando a otra persona.