English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bilet

Bilet translate Spanish

6,297 parallel translation
Önde gelen hava yolları arasında bilet rekabeti gittikçe kızışıyor.
Nuestra historía principal : la guerra de precios se está calentando entre todas las grandes aerolíneas e incluso un grupo de las pequeñas en quiebra.
Düşük fiyatlı biletler, hiç uçağa binmeyenlerin bile bilet için sıraya girmesine sebep oldu.
Con unas tarifas tan bajas incluso aquellos que nunca vuelan están haciendo cola para comprar billetes.
Bizim için İtalya'ya bilet aldım!
¡ Compré unos billetes para Italia!
Artık tüm Jeffrey Dahmer hayallerini kendi evinin rahatlığıyla yaşayabilirsin. Ama hepsi bu değil sana bir de Dildo adalarına her şey dahil bir bilet var.
ahora puedes revivir todas tus fantasías de Jeffrey Dahmer en la privacidad de tu propia casa pero eso no es todo, porque además te estoy dando un viaje con todos los gastos pagados a la isla Dildo
Gişede pazartesi günkü Giants maçına bilet kalmamıştı.
Las entradas para el partido están acabadas.
Jenny'nin de bize aynı maça bilet aldığı ortaya çıktı.
Resulta que Jenny ya ha comprado entradas para el mismo partido.
Hepimize Wonka'nın * fabrikasına altın bir bilet verildi.
Os han dado un ticket de oro a la Fábrica de Chocolate de Wonka.
Herkes için bilet var.
Pases para todos.
Teğmenin buldukları geçen yüzyıldan kalma gezgin karnavalların bilet koçanı. Tuhaf.
Todo lo que la teniente ha encontrado hasta ahora son talones de boletos de ferias ambulantes de los últimos cien años.
Son bilet koçanı iki gün önce şehir dışında Dobbs Ferry'deki bir karnavaldan alınmış.
El último boleto es de hace dos días de una feria en Dobbs Ferry, justo en las afueras de la ciudad.
Ancak şüphesiz ki bu bilet ikinci katın merdivenlerine gitmeni sağlayacak tek şey.
Pero la cosa segura es, que este billete es el único que va a dejarte ir por las escaleras hasta el segundo piso
Bu bilet Kore'ye dönememen anlamına geliyor ve sen buraya geri dönmemeyi düşündüğünü söylüyorsun.
Este billete significa que no puede volver a Corea de nuevo, y dice que no piense en volver aquí.
Neyse, her kimsen, Bally's'de bir şovumuz var. Gösterimize bir bakmak istersen bedava bilet ayarlayabilirim.
En fin, tenemos un show en Bally's y puedo conseguirte unas entradas, si quieres ver nuestro acto.
- Bilet satışlarınız berbat.
- Sus ventas de entradas estén terribles.
Bilet satışlarına bağılı.
En base a las entradas vendidas. - ¿ Y el papel?
Baban sana bilet alabilir, sen de bizimle kalırsın.
Podemos conseguirte entradas y puedes quedarte con nosotros.
Ben olsam bilet alırdım.
Me pondrían multas.
- Bilet ne kadar?
- ¿ Cuánto vale una multa?
Bilet fiyatları tavan yapmış.
Las ventas de entradas se dispararon.
"Sen ve keş arkadaşların paramın peşini bırakacaklar ve ben de sana güzel, sessiz bir yere bilet ayarlayacağım"
"Tú y tus amigos drogadictos dejan mi dinero en paz y yo pagaré tu boleto a un lugar agradable y tranquilo".
ama dostum Rio, bu gece Widespread için bilet buldu.
- Sí. ... pero mi amigo Rio consiguió boletos para Widespread esta noche.
- Lütfen bilet ücretleri.
Boletos, por favor.
Bana Tom's Creek için beş bilet ayarla.
Dame cinco billetes para Toms Creek dentro del margen.
Burası bilet aldığı yer.
Aquí es donde él consiguió la multa.
Bilet alıp girdim.
Así que compre una entrada y entré.
- Evet, bu kadar kısa süre diliminde uygun ücretli bilet bulamasak da, gidebiliriz.
Sí, quiero decir, creo que podríamos tener dificultades... encontrando un precio asequible en tan poco tiempo, pero, sí.
Biliyor musun cumartesi Crimson ve cream maçına benle Earl bilet kaptık.
Sabes, yo y Earl vimos el juego Crimson and Cream el sábado.
Vince'te fazladan VİP bilet varmış.
Una convención de bienes raíces tenía boletos VIP extra.
Peki. İki bilet lütfen.
Bueno, dos tickets, por favor.
Sizlere Başka bir uçuşlardan yararlanmanız için! Her birinize bir ek bilet sunulacak.
Cada uno de ustedes recibe como compensación un vale para dos vuelos de primera clase a cualquier destino en todo el mundo su elección.
İsterseniz, yarın akşama size en iyi yerden birer bilet alabilirim.
Les puedo conseguir entradas si les interesa mañana por la noche, los mejores asientos en la casa.
Bilet kesen kıza sordum.
Le pregunté a la chica en el mostrador de boletos.
Bermuda'ya iki bilet aldı ve kaçtığımızı söyledi.
Así podré darte la oportunidad de decirte que fingiré cuando ellos estén aquí, pero no voy a fingir cuando estemos solos.
Bir tane daha bilet alırım.
Te consigo otro boleto de avión.
Patrick'in flörtü olarak sana bilet aldık.
Te compramos una entrada como la cita de Patrick.
Terketmek için ücretsiz bilet gibi birşey sanki
- No lo sé. Es como un ticket gratis para irme.
Aslında bu bir tesadüf değildi zira her ikisine de iki gün önce esrarengiz biçimde birer bilet ulaştırılmıştı
Esto no era una simple coincidencia. Los dos recibieron misteriosamente los ticket de la obra.
Sen olmasaydın muhtemelen ölmüş olacak bir adamdan bilet aldım.
Le compré un billete a un hombre que probablemente habría muerto de no ser por ti.
Bilet yoksa giremezsiniz.
Sin boleto, nadie entra.
Bilet!
¡ Boletos!
- İçeriden bilet alabilir miyim?
¿ Puedo comprar un boleto adentro?
Altın bilet bende, Tom ve eğer sana verirsem Seattle'daki Seahawk takımını kurtarabilirsin.
Yo tengo el boleto ganador ahora, Tom, y si te lo doy, salvas el fútbol de los Halcones Marinos en Seattle.
- Koç, maçımı izlemek için ofisimden bilet istemeyi unutma. - 100 tane istiyorum.
Le voy a conseguir unos boletos para que venga a verme. Quiero que me des 100.
Bilet almamız gerekecek.
Nos darán una multa.
Hemen bilet koçanını ve kalemini teslim etmeni istiyorum.
Quiero que entregues tu libreta y tu bolígrafo en este momento.
Bilet koçanımı ve kalemleri aldı.
Se llevo mi libreta y mi bolígrafo.
- Sadece bir kaç bilet.
- Sólo algunos tickets.
Ben de, senin Gaiety Galaxy tiyatrosunda kaçak bilet sattırdığın günden beri seninle ilgili her şeyi biliyorum.
Conozco todo de ti desde que vendía entradas sucias afuera del teatro Gaiety Galaxy.
Ama ben birinci sınıfa başlıyorum. Başka bir bilet bulmak için dört yılım var.
Pero voy a entrar en la universidad y estudiaré medicina en 4 años.
Bilet, lütfen.
Entrada, por favor.
- Bilet nerede?
A ver el resguardo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]