Bilirsiniz translate Spanish
8,705 parallel translation
- İyi bir çocuktu bilirsiniz.
Era un buen chico, ¿ sabe?
Herkes suçlu olduğunuzu düşünürken, çalışmak ne kadar zor bilirsiniz.
Estoy seguro que usted puede imaginar lo difícil que es trabajar cuando todo el mundo piensa usted cometió el delito.
Ne olduğunu bilirsiniz.
Sí, ya saben lo que sigue.
Evsiz insanlar için, ev ve o tür şeyler yapıyoruz, bilirsiniz.
Construimos casas y esas cosas para, ya sabe, los sin techo.
Bilirsiniz, insanlardan Holt'a mesajlar.
Así como los mensajes de la gente para Holt.
Siz her şeyi bilirsiniz, değil mi?
¿ Ustedes tienen acceso a todo, verdad?
Devletin verdiği şeyleri bilirsiniz.
Ya conoce estos asuntos del gobierno.
Bilirsiniz, Tanrı için söylenilen bir şarkı.
Ya saben, una canción a Dios.
Karım yemek yapmaktan pek anlamazdı, bilirsiniz.
Mi esposa no era buena cocinera, ¿ saben a lo que me refiero?
Biliyorum, oldukça kalitesiz. Ama bilirsiniz işte, fare kapanı tarzı bir alet.
Sé que es una basura, pero es como una de esas, ya sabes, cosas como trampa de ratón.
Maya her zaman millete kamyonetini ödünç verir, bilirsiniz işte, ayak işleri için falan.
La gente le pide a Maya la camioneta todo el tiempo, ya saben, para hacer recados y cosas.
Bilirsiniz, sizin birbirinizi sevdiğiniz gibi değil. Ama...
Ya saben, no de la forma en la que ustedes dos se aman.
Bilirsiniz 14.yy. da veba salgini
Tú sábes esto. En el siglo XIV, la peste negra eliminó al 60 por ciento de la población europea.
Kocanızın yemeğe beklemesinin ne demek olduğunu iyi bilirsiniz.
Ya sabes como es cuando tu marido está esperando la comida.
Size yeni bir kilit getirdim, ama, halâ tornavida ile idare ederiz, diyorsanız, siz bilirsiniz.
Te traje una cerradura nueva, a menos que quieran seguir usando un destornillador.
- Biliyor musunuz? Siz bilirsiniz.
- Bien, como sea.
Apseye döndü, bilirsiniz, kızın, kızı, dostun.
Convertida en un absceso, ya sabes, la chica, la hija de tu, tu amigo.
Bilirsiniz...
Ya sabéis...
- Bunları rahatlıkla bilirsiniz, değil mi? - Burada iyi bir sistemimiz var, efendim.
Bueno, tú ya sabías es, ¿ verdad?
Bilirsiniz, her beraber burada olmak çok fazla duygu ve anıyı geri getirdi yani mesela Puck ve Quinn'e bakın.
Ya saben, estar aquí con todos nos ha traído tantos buenos sentimientos y recuerdos, y... bueno, miren a Puck y Quinn.
Bilirsiniz birçoğumuz babasını yaşlanana en azından orta yaşı geçene ve hayat tarafından darbe yiyene kadar tanıma fırsatı bulamayız.
Ya sabes, muchos de nosotros no tratamos a nuestros padres como hombres hasta que son mayores, pasada la mediana edad, quizás, un poco golpeados por la vida.
Nasıllar bilirsiniz.
Ya sabes cómo son ellas..
Bilirsiniz, sadece öfkeli şeyler.
Saben, solo de cosas molestas.
Pekâlâ Avukat Bey, bu işlerin nasıl yürüdüğünü bilirsiniz.
Así que, bueno, consejero, ya sabe cómo va esto.
Bilirsiniz, benim arkadaşlarımı doğurmayan birisi.
Ya sabes, el que no ha dado a luz - A mis amigos. - ( Scoffs )
Çünkü bilirsiniz, eğer ben biriysem, kızları seven bir kızımdır.
Porque usted sabe, si soy nada, es una chica que ama las niñas.
Bilirsiniz, her türlü yardıma minnettar olurum.
Así que ya sabéis, cualquier ayuda sería muy apreciada.
Bize her zaman güzel otellerde güzel kahvaltılar verdiler. Açık büfede, bilirsiniz, eğer yumurta, pastırma ve sosis yiyorsam, sorun yok.
Y siempre nos alojan en hoteles lindos que sirven desayuno continental, con el bufé, si como huevos con tocino y salchicha, está bien.
O tartıları bilirsiniz değil mi?
Saben a qué tipo de balanza me refiero.
Bilirsiniz, ben hep güzel şeyler için çok çalışıyorum.
Me relacione con casi todas las edades. Hay gente que hoy vino con niños.
Nasıl olduğunu bilirsiniz.
Tú sabes cómo es.
Bilirsiniz.
Sabes.
Ama internette olanları bilirsiniz.
Sabe lo que pasa en Internet.
22 yaşında, ve bilirsiniz hala hayatına bir anlam katmaya çalışıyor.
22, y lo cierto es que todavía no sabe qué hacer con su vida.
Biz Penjapis insanları çok rahatızdır, bilirsiniz.
Los Punjabies somos más guays, ya sabes.
Ne derler bilirsiniz bir erkeğe deodorant kullandırabilirsiniz ama onu bayanlara karşı mükemmel yapamazsınız.
Bueno, ya saben lo que dicen... puedes darle a un niño desodorante, pero no puedes hacerlo agradable con las mujeres.
Nasıldır bilirsiniz Amirim.
Usted sabe cómo es, Jefe.
Ne dersiniz, vardiyadan sonra hep beraber gideriz ve bir kaç el bowling oynarız. Bilirsiniz, Jones'un şerefine.
Qué te parece si después del turno, todos vamos a jugar un rato, tú sabes, en honor a Jones.
Jones ile ilgili tüm bu olanlar, bilirsiniz işte...
Todo lo de Jones, tú sabes...
Takılma, hikayeler anlatma bilirsiniz.
Pasando el rato, contando historias, ¿ sabes?
Bilirsiniz, ben Kevin.
¿ Entienden? Soy Kevin.
Bilirsiniz, masaldaki gibi?
Ya sabéis, ¿ como en el cuento?
'O heyecanı bilirsiniz... ya da herneyse.
Como cuando tienes esa sensación electrizante... o lo que sea.
O zaman onlara doğru şeyi yapmayı öğretmeye çalışmanın nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz.
- Sí. Entonces sabe cómo se siente intentar enseñarles lo correcto.
Genç cerrahlar nasıldır bilirsiniz.
Bueno, ya saben cómo son estos cirujanos jóvenes.
Şey... Bilirsiniz.
Solo que... ya sabes.
Hepiniz, Teddy, neyin korkutulacağını bilirsiniz. Amacımız uğruna, bir hayat almanın ne olduğunu.
Tú mejor que nadie, Teddy, sabes lo que es ser temido, lo que es arrebatar una vida por nuestra causa.
Ah, beni bilirsiniz.
Ya me conocéis.
Bilirsiniz.
Le dije : " Pesas 100 kilos.
Bilirsiniz, gözlerimi kapadım, parayı uzattım.
Cierra los ojos y darle el dinero.
Bilirsiniz, Bay Best 15 yıldır kimseyi öldürmedim!
¡ No! - ¡ Bravo! ¿ Sabe, Sr. Best? ¡ No he matado a ningún hombre en cerca de 15 años!
bilirsiniz ya 19
bilirsiniz işte 75
bilirsin 3409
bilirim 164
bilirsin işte 407
bilir misin 110
bilirsin ya 42
bilir misiniz 24
bilirsiniz işte 75
bilirsin 3409
bilirim 164
bilirsin işte 407
bilir misin 110
bilirsin ya 42
bilir misiniz 24