Boşanmış translate Spanish
1,109 parallel translation
Tel Aviv'den boşanmış bir Ortodoks'la.
Un ortodoxo divorciado de Tel Aviv.
Aşağılık avukatımın ani dürüstlük krizi tuttu diye 31 yaşımda... boşanmış ve sosyal yardıma muhtaç biri olarak yaşamak istemiyorum.
¡ No pienso ser una divorciada indigente de 31 años porque a mi abogado le brotó la conciencia!
Oğlak burcu. Boşanmış. İki çocuğu var.
Es Capricornio, divorciado, padre de dos hijos.
Anneanneme bakmamanın sebebi annemle boşanmış olman mı?
¿ No cuidas de la abuela porque tú y mamá os divorciasteis?
Kırk yaşında boşanmış ve ailesinin yanında kalıyor.Buna bir son vermesi gerekir.
Se podría convertir en una divorciada de 40 viviendo en el sótano de sus padres.
Boşanmış bir kadından çok daha etkileyiciydi.
Mucho más atractiva que una divorciada.
"New York Sunday Times" için, boşanmış kadınlar ve kadınsız erkekler hakkında bir yazı hazırladığından söz ettim.
Que estabas escribiendo un artículo para el "New York Sunday Times" sobre las mujeres viudas y los hombres solteros y que querías hacerle algunas preguntas.
Ailem yıllar önce boşanmış.
Pero mis padres se divorciaron hace años.
Bilirsiniz... 4. Etap'da bir çok boşanmış müşterimiz var.
Sabe que tenemos muchos divorciados en la Fase 4.
Annesiyle babası boşanmış.
Los padres están divorciados.
Daha yeni boşanmış, değil mi?
Acaba de divorciarse.
Elbette bazı uyarı işaretleri görmüştüm. ... boşanmış, Fransız, neredeyse rahatsızlık verecek kadar yakışıklı...
Sí que vi algunas luces de advertencia divorciado, francés y demasiado apuesto.
Yani, boşanmış kardeşlerime sor.. ... ya da boşanmış annemle babama.
Digo, pregúntale a mis hermanos divorciados... o a mis padres divorciados.
Yeni boşanmış, mali danışman.
Consejero de inversiones. Recientemente divorciado.
Boşanmış ama çocukları yok.
Divorciado, sin hijos.
Stifler'in annesi boşanmış.
La casa es de la mamá de Stifler.
Pekâlâ, duyduğuma göre eşinizden boşanmış yalnız bir kadınsınız. Finch.
Pues ¿ sabía Ud. que la encuentro muy atractiva?
Boşanmış.
SITUACION DE LOS PADRES :
Evlilikler ne hale geliyor baksana, evli olanlara boşanmış olanlara baksana.
Mira lo que hace el matrimonio. ¡ Mira nuestros amigos casados. ¡ Mira nuestros amigos divorciados.
Kabileden birinin boşanmış biriyle evlenmesinin üstünden çok zaman geçti.
Hace tanto que un miembro del clan no se casa con una divorciada.
- Boşanmış Aile Çocuğunun Karmaşası. Annem teknisyendir.
El intercambio de los divorciados.
Altı yıl sonra boşanmış.
Se divorció a los seis años.
Aile değerlerini savunan bu bayan, iki kez boşanmış.
Y la pequeña señorita Valores tiene dos divorcios detrás de ella.
Üç kere boşanmış olacaktın.
Te habrás divorciado tres veces.
Altımda olanlar sadece dört kere boşanmış adamlar katiller ve jeologlar olacak.
Abajo de mí estarán los divorciados 4 veces o los asesinos Y ¡ OS geólogos.
Bu iki kız da fakir boşanmış ailelerden gelmiş. Hayatlarında pek çok sorun olmuş.
Las dos provienen de zonas pobres y familias rotas se sienten fuera de lugar y no encuentran su sitio.
On yıl önce boşanmış.
Se divorció hace 10 años.
- Başkasının çikletini çiğnemek gibi. Evet, boşanmış erkekler yumurta küfesi gibidir.
Es como masticar el chicle de otra persona.
Ben şöyle düşünüyorum. Bütün boşanmış erkekleri toplayıp bir ardiyede tutmak lazım. Böylece birini eve götürmeden önce.
Junten a todos los divorciados y pónganlos en una casa de empeño.
Kendimi boşanmış olarak düşünemiyorum, anlıyor musun? Yabancı otlaklara gitmektense, kendi toprağına sahip olmak daha önemlidir.
Nunca me vi como una divorciada pero es más importante trabajar tu tierra, que ir en búsqueda de otra.
Alan Miller yemek mağazasında tanıştığı, boşanmış bir mimardı.
Allan Miller : Arquitecto divorciado al que conoció en un restaurante.
Kahramanlar, erkek arkadaşlar, tek gözlü devler, boşanmış erkekler. Gerçekten bu kadar farklı mıydılar?
Héroes, novios, cíclopes, divorciados. ¿ Son diferentes?
Boşanmış. İki çocuğu var.
Divorciado, 2 hijos.
Boşanmış. Bir çocuk, yaşı 19.
Divorciada con un hijo de 19.
Boşanmış bir babanın işinin yarısı bu.
Es la mitad del trabajo de un papá divorciado.
Hesap G. Kremen adına kayıtlı 52 yaşında, Minnesota'lı boşanmış bir reklam müdürü
La cuenta pertence la Sr. G Kremen de 52 años, divorciado y publicitário en Minnesota.
O adamın bir kaybeden olduğunu söylerken kendime boşanmış bir adamla ne işin var diye soruyordum.
Cuando decía que este hombre era un perdedor, me lo estaba diciendo a mí misma... "¿ Qué haces involucrándote con un divorciado?"
Yalan söylediğim için özür dilerim. Ama Greg'le boşanmış olma fikrini seviyorum tamam mı? Herkes boşanıyor.
Perdón por haberte mentido pero prefiero pensar que me divorcié.
Sanki annen ile beraber benden boşanmış gibiydin.
Parece que tú me divorciaste Al mismo tiempo como su mamá.
Kadınlar biraz fazla evliliğe uygun ya da boşanmış değilse.
Sólo si esas otras son demasiado atractivas o están divorciadas.
Yeni boşanmış.
Se divorció hace poco.
Babası boşanmış.
Padre separado.
İnsanlar boşanmış bir adamı başka bir kadınla mutlu görmekten nefret eder.
A la gente no le gusta ver que un hombre divorciado es feliz con otra mujer.
- Boşanmış bir kadınla da evlenemez.
Y que no podía casarse con una mujer divorciada.
Hayır, duyduğuma göre boşanmış.
No, he oído que está divorciado.
Boşanmış. Çok yakışıklı.
Divorciado, muy lindo.
Boşanmış. 7F'de oturuyor.
Vive en el séptimo F.
- Annesi babası boşanmış bir çocuk için onların mutlu evlilik rolü yapmalarını izlemek kafa karıştırıcı, hatta acı verici olmaz mı?
¿ Que los padres actúen como un matrimonio feliz no será confuso y hasta doloroso para un hijo en pleno divorcio?
Teşekkür ederim. Yasal olarak Ira'dan boşanmış olmama rağmen, Bana "Get" veremeden ona otobüs çarptığı için, Yahudi hukukuna göre hâlâ evliyim. Sorunum şu :
Este es el problema : aunque legalmente estoy divorciada de ira, sigo casada por la ley judía.
- Boşanmış anne olduğunda.
-... cuando eres una madre sin pareja.
- Adamın boşanmış olması ille de bir sorunu olacak demek değil.
No es cierto.