English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ C ] / Celestine

Celestine translate Spanish

167 parallel translation
"Celestine"...
"Celestine"...
Celestine, efendim.
Celestine, Señor.
Neden sordun, Celestine?
¿ Para qué, Celestine?
Nereye gidiyorsun?
Celestine, ¿ dónde vas?
Celestine, burdaymış, buldum!
Celestine, estaba aquí, ¡ Lo he encontrado!
Siz Celestine'siniz öyle mi?
¿ Así qué tú eres Celestine?
Celestine, artık yerleştin mi?
Celestine, ¿ te has adaptado ya a tu trabajo?
Celestine, yerleşmelisin!
Maldita sea, Celestine, ¡ Tienes que adaptarte!
Senin aşkınla doluyum, Celestine!
¡ Soy todo amor, Celestine!
Dinle, Celestine, o kadın benim hayatımı mahvetti.
Escúchame, Celestine, ha arruinado mi vida.
Söyle bana, Celestine...
Dime, Celestine...
Ama tatlım, Celestine gibi Paris'ten gelen bir kız...
Pero, querida, una chica como Celestine que viene de París...
Bak tatlım eğer Celestine hakkında endişeleniyorsan...
Mira, cariño, si te preocupa Celestine...
Tatlı küçük Celestine!
¡ Mi dulce Celestine!
Ama benim küçük Celestine'im...
Pero, mi pequeña Celestine...
Celestine, dinle!
Celestine, escucha!
Ne oldu, Celestine?
¿ Qué ocurre, Celestine?
Gel, Celestine.
Pasa, Celestine.
Celestine trenini mi kaçırdın?
Celestine, ¿ perdiste el tren?
Kanımı kaynatıyorsun sevgili Celestine.
Enciendes mi sangre, mi querida Celestine.
- Celestine burada değil mi?
- ¿ No está aquí Celestine?
Celestine ve ben evleneceğiz.
Celestine y yo vamos a casarnos.
Celestine'le mi evleniyorsun?
¿ Te vas a casar con Celestine?
Seni de, Celestine.
A ti también, Celestine.
Al şu vazoyu, Celestine.
Coge el jarrón, Celestine.
Kötü şans, Celestine.
Mala suerte, Celestine.
Celestine Madeiros adında bir Porto Rikolu tanıyor musun?
¿ conoce a un puertorriqueño llamado Celestino Madeiros?
Testler Nicola Sacco'nun suçluluğunu ispatlamışken yargılamanın yeniden yapılması için yapılan girişimler anlamsız... Ölüm sırasını bekleyen Celestine Madeiros'u dinlemenin dikkate alınmaması gerektiği kanaatine vardım.
Como la anterior prueba demuestra la culpabilidad de Sacco irrefutablemente considero inútil todo nuevo intento y reabrir el proceso... para escuchar a Celestino Madeiros en estos momentos un condenado a muerte... y debo concluir que es inútil porque ese testimonio
Celestine!
¡ Celestine!
Matmazel, Celestine ismi Fransız ismi, değil mi?
¿ Mademoiselle, su nombre, Celestine, es francés, n'est-ce pas?
Celestine...
- Celestine.
Celestine odadan ayrılmaz.
Celestine no saldrá de la habitación.
Ne dediğimi duydun mu, Celestine?
Bien, ¿ has oído lo que he dicho, - Verdad, Celestine?
Döndük, Celestine.
Ya estamos aquí, Celestine.
- Celestine, mücevher kutumu getir.
- Celestine, mi joyero.
Celestine buradaydı. Ben de gerek görmedim.
Celestine estaba aquí y no lo creí necesario.
Celestine'e yemeğini götüren oymuş.
Le subió la cena a esa chica, Celestine.
Grace Wilson veya Celestine, otel hizmetçisi mi oda hizmetçisi mi?
¿ Grace Wilson o Celestine la criada del hotel o la de la señora?
Celestine'in makası ve ipi aldığı yer.
Es donde fue Celestine a por las tijeras y el hilo.
Söylesene, Hastings Matmazel Celestine'in odadan makası alması ne kadar sürmüştür?
Dígame, Hastings, ¿ cuánto debe haber tardado Mademoiselle Celestine para coger las tijeras de esa habitación?
Bayan Celestine'i arama vakti geldi.
Creo que ya va siendo hora de que registremos a la srta. Celestine.
Celestine'in iç eteğinde bulduk.
La hemos encontrado escondida en el dobladillo de las enaguas de Celestine.
Matmazel Celestine'i tutukladın mı?
¿ Ha detenido a Mademoiselle Celestine?
Celestine'i görmek istemiştim.
Quería ver a Celestine.
- Söyleyin, Matmazel Celestine Mösyö Hall ile ilk nasıl tanıştınız?
Dígame Mademoiselle Celestine, ¿ cómo se conocieron con Monsieur Hall?
Matmazel Celestine veya otel hizmetçisi Matmazel Grace Wilson.
Mademoiselle Celestine o Mademoiselle Grace Wilson, la criada del hotel.
Celestine olmalı.
Bien, debe haber sido Celestine.
Celestine değilse Grace olmalı.
Bien, si no fue Celestine debe de haber sido Grace.
Matmazel Celestine'in makas almak için odadan ayrıldığı vakit ışık hızıyla hareket eder.
En el momento en que Mademoiselle Celestine sale de la habitación para buscar las tijeras, ella actúa como un rayo.
Ve Matmazel Celestine, ip almak için odadan ikinci kez ayrıldığında kutu aynı şekilde yerine geri konulur.
Y cuando Mademoiselle Celestine salió por segunda vez para ir a buscar hilo se devuelve el joyero de la misma manera.
Anahtarı Bayan Celestine'in iç eteğine koyan da bu gizemli Bay Worthing'di herhalde.
Y supongo que fue ese misterioso Sr. Worthing quien escondió la llave en las enaguas de Celestine.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]