Connell translate Spanish
583 parallel translation
Sizleri sadece bir an görebilmek için O'Connell Caddesi'nden geçtim.
Caminé en medio de la calle O'Connell sôIo para verlas.
Benim adım da Dave Connell.
Y mi nombre es Dave Connell.
Bu tüylü yaramaz olsa olsa... eşimin küçük erkek kardeşi Marcus V. O'Connell'a benzer.
Si esa cosa peluda se parece a alguien... es al segundo hermano de mi mujer, Marcus V. O'Connell.
Son bir sorum daha var, Bayan Connell. Biraz tuhaf gelebilir.
La última pregunta es algo extraña, Srta. Connell.
- Bayan Connell, yemek hazır.
- Srta. Connell, la cena.
- Bayan Connell? - Evet.
- Srta. Connell.
Öyle görünüyor ki akşam yemeğinde başbaşayız.
Parece que cenaremos solos, Srta. Connell.
Bu benim sandalyem. Bu da güzel hanımefendi Connell'in.
Ése es mi lugar, y éste es el de la Srta. Connell, que es hermosa.
- İyi geceler, Bayan Connell.
- Buenas noches, Srta. Connell.
Size söylemiştim, Bayan Connell. Burası hüzünlü bir yer.
Le dije, Srta. Connell, que este lugar es triste.
Keşke onu görebilseydiniz, Bayan Connell.
Si la hubiera visto, Srta. Connell.
Kulede size bu kadar ürkütücü gelen şey nedir, Bayan Connell?
¿ Y qué la alarmó tanto en la torre, Srta. Connell?
Şunu unutmayın, Bayan Connell. Adadaki bazı cahil halk sizi yerel efsanelere inandırmaya başladığında hurafelerin ne kadar bulaşıcı olduğunu anlayacaksınız.
Por favor, recuérdelo, Srta. Connell... en especial cuando cierta gente tonta de la isla... comience a relatarle leyendas del lugar.
Halletmemiz gereken çok daha ciddi sorunlarımız var, Bayan Connell.
Tenemos un problema más grave que tratar, Srta. Connell.
Siz kendinizi güzel olarak görüyor musunuz, Bayan Connell?
Dígame, Srta. Connell, ¿ usted se considera bonita?
O da iyi bir çocuktur, Bayan Connell. Çok iyidir.
Él también es agradable, Srta. Connell... un muchacho muy agradable.
O hep orada durur, Bayan Connell
Siempre estuvo ahí, Srta. Connell.
Bayan Connell, sizinle karım için anlaştık, kardeşim için değil.
Srta. Connell, la contraté para que cuide a mi esposa y no a mi hermano.
Ne yapıyorsun? Bayan Connell'i etkilemeye mi çalışıyorsun?
¿ Tratas de impresionar a la Srta. Connell?
Bayan Connell, Clement yemeği odanıza getirse daha iyi olacak sanırım.
Srta. Connell... Creo que será mejor si Clement le lleva el resto de la cena a su cuarto.
Şok insülin tedavisi, radikal bir yöntemdir. Bayan Connell de tedaviyi önerdiğinde bu konuya dikkat çekmişti.
El shock insulínico es un tratamiento extremo, Paul... como lo señaló la Srta. Connell cuando me lo sugirió, pero...
Nerelerdeydiniz, Bayan Connell?
¿ Dónde estuvo, Srta. Connell?
Bill Rutherford, Harry Shoenstein, Hank O'Connell.
Bill Rutherford, Harry Shoenstein, Hank O'Connell.
Binbaşı McCarthy, Binbaşı Citron, Binbaşı Cantor, Yüzbaşı Byers, Yüzbaşı Connell, Yüzbaşı Douglas, Yüzbaşı Wolfe, Binbaşı Booth ve Binbaşı Rice.
Comandante McCarthy, Comandante Citron, Comandante Cantor, Capitán Byers, Capitán Connell, Capitán Douglas, Capitán Wolfe, Comandante Booth y Comandante Rice.
Benim adım Randall Simpson O'Connell.
Me llamo Randall Simpson O'Connell.
- Connell Electronics'teyim.
Trabajo para Connell Electronics.
Her şeyden önce Peder John O'Connell'un editörlüğünde yayına hazırlanmıştır.
La edita el Padre O'Connell.
Mary O'Connell, birlikte olduğunuz sarışın kız.
Mary O'Connell, la pequeña rubia que estuvo con usted.
Bu Emniyet Müdürü, O'Connell.
Este es el comisionado O'Connell.
Benim adım Yüzbaşı O'Connell ve özel güvenlik dünyasına hoş geldiniz diyorum.
Soy el capitán O'Connell y os doy la bienvenida al mundo de la seguridad privada.
Sonra bir gece soyuldu ve O'Connell yok yere bize öfkelendi.
Una noche robaron y O'Connell se enfadó con nosotros sin razón.
O'Connell beni aradı, hepinizi yemeğe göndertti. Yeminle!
O'Connell me llamó y me dijo que os mandara a comer. ¡ Lo juro!
- O'Connell bile bilmiyor.
- Ni siquiera O'Connell la conoce.
O'Connell'ı görmüyorum.
No veo a O'Connell.
O'Connell'ı gördüm.
Acabo de ver a O'Connell.
Ama Yüzbaşı O'Connell berbat etmeyin dedi.
Pero si el capitán O'Connell nos ha dicho que no la fastidiemos.
O'Connell Köprüsü'nü geçerken beyaz bir atın görüldüğünü söylerler.
Dicen que nunca pasas este puente sin ver un caballo blanco.
Maggie O'Connell biraz önce Ana Caddeden biraz hızlıca geçti.
Maggie O'Connell ha pasado por Main Street demasiado rápido.
Pekala! Nihayet O'Connell.
Por fin, O'Connell.
Boswell'de bir pist var mı O'Connell?
¿ Hay pista de aterrizaje en Boswell? ¿ Por qué?
Burada mı? - Sakin ol O'Connell.
- Cálmate, O'Connell.
Kusura bakma O'Connell ama paranoya mantıksız ve tedirgin hareketleri ima eder.
Perdona, pero "paranoia" implica un estado de inquietud irracional.
Bak, O'ConneII...
O'Connell...
Bak, O'Connell...
- Ella no te importa.
- Ben Maggie O'Connell.
- Soy Maggie O'Connell.
Maggie O'Connell değil, yani onu kıskanman için bir sebep yok.
No a Maggie O'Connell, así que no hay motivo para que estés celosa.
Çok alçaksın, O'Connell.
Eres muy hábil, O'Connell.
- O'Connell lanetinin işbaşında olduğunu mu?
- La maldición O'Connell ataca de nuevo.
Pekala burada Dr Joel Fleischman ve Maggie O'Connell yazıyor.
Aquí pone el Dr. Joel Fleischman y Maggie O'Connell.
- Hey, bak, O'Connell...
- Mira, O'Connell...
- Bak O'Connell, ne düşündüğünü bilmiyorum.
- No sé qué te...