Danışman translate Spanish
5,868 parallel translation
Bu bey Leo Drembelas, genel danışmanım.
Este es Leo Drembelas, mi abogado.
Yasal danışman olarak ben de burada olacağım.
Tendré que estar presente, como asesor legal.
FBI resmi olarak sizi bu dava için danışman olarak tuttu.
Recién me enteré de que el FBI los contrató oficialmente... Fueron los primeros en darse cuenta de que nos estaban rastreando.
FBI resmi olarak sizi bu dava için danışman olarak tuttu.
Acabo de saber que el FBI os ha contratado oficialmente como consultores en el caso.
Ted bizim genel danışmanımızdır.
Ted es nuestro abogado.
Önce bana danışman gerekirdi.
Debió confirmarlo conmigo primero.
- bunu nasıl söylüyceğimi bilmiyorum , Ama sen gördüğüm en kötü rehberlik danışmanısın gitmem lazım, gitmem lazım
- no se cómo decir esto sin sonar terrible, pero tú eres el consejero peor de orientación nunca.
Prens Maximilian Joseph'e para verip özel danışmanından ihtiyaç halinde çocuğa ileride de yardım etmesini ister.
El príncipe Maximiliano le dio dinero a Joseph y le pidió a su consejero privado que le proporcionara más ayuda al chico, en caso de que la necesitara.
Fakat prensin danışmanı Joseph'e Optik Enstitüsü'nde okuma teklifinde bulunarak bu gidişatı değiştirir.
Pero el consejero del príncipe intervino, ofreciéndole a Joseph un puesto en el Instituto Óptico.
Dyson, sen de Kifayet Danışmanı olarak gireceksin.
Dyson, tú serás asesor de eficiencia.
Ona manevi danışman olacak kadar yakınsınız.
Es alguien cercano. Es su consejero espiritual.
Bakın Peder Dale, Başkan Yardımcısı'nın kilisenize ruhani bir danışman olarak sizi dinlemeye gelmesini mi yoksa, sadece bir kaç fotograf çektirmek ve bağış sandığınıza bir kaç bozukluk atmak için... gelmesini mi tercih edersiniz?
Reverendo Dale, la vicepresidenta lo escucha, va a usted por consejo espiritual, ¿ o simplemente, ya sabe, echa unas monedas en el cepillo de su iglesia por las fotos publicitarias cada vez que visita su estado natal?
Bir uyuşturucu danışmanı var. Bence onunla konuşmalısın.
Hay una consejera de drogas con la que deberías conversar.
Sistem geri geldiğinde senden, kuvvet komutanlarından ve ulusal güvenlik danışmanından tehdit değerlendirmesi istiyorum.
Cuando levanten los enlaces, quiero una evaluación de la amenaza de su parte, del Estado Mayor y del Asesor de Seguridad Nacional.
Emlak danışmanının ederinden fazla ödediğini saptadığını söylersin, tamam mı?
Y le dices que tu asesor inmobiliario estimo que pagaste en exceso.
Olması gerektiği gibi evlilik danışmanından endişeleniyor.
Está preocupado por su terapia de pareja, como debe ser.
Evlilik danışmanınızdan endişeleniyorsanız bence endişelenmemelisiniz.
Si le preocupa su terapia de pareja, no debe preocuparse.
- Bir danışman.
- Un consultor
2009 yılında, iki danışman Dünya Bankası'ndan piyasaya Bir analiz insan kaynaklı sera gazları Bu hayvan tarımı bulma değil yüzde 18 sorumluydu BM belirtti, ama aslında olduğu gibi tüm sera gazlarının yüzde 51 oranında. Elli yüzde biri.
En 2009, dos asesores del Banco Mundial publicó un análisis de gases de efecto invernadero de origen humano, encontrando que la ganadería fue responsable no para el 18 % de las emisiones como declaró la ONU, pero para el 51 % de todos los gases de efecto invernadero.
- Bir danışman olmayı sen istemiştin.
- Tú querías ser un consultor.
Hemen Ulusal Güvenlik Danışmanı ile görüşmem gerek.
Necesito hablar con el consejero de seguridad nacional ahora mismo.
Bir genetik danışmanına görünmeniz için randevu almamız gerekecek.
Podemos hacer una cita para que... -... vea a un consultor genético.
Sizin orada yasal ruhani danışman olarak bulunmadığınız hakkında bir kaç yargıca resmi olarak celp yazdırabilirim.
Creo poder convencer a un juez para que emita una citación alegando que usted no era su consejero espiritual legítimo.
Evlilik danışmanı da rapora girerse bırak girsin.
Y si la terapia de pareja termina en su informe, que así sea.
Max'in Korku Dükkân'ını açtığımda çevre danışmanım olabilirsin.
Así que cuando abra Max Scare Shack, puedes ser mi consultora ambiental.
- Hayır, hayır, sosyal medya danışmanı twitlerimin çok ben merkezcil olduğunu söylüyor.
Bueno, no ha sido algo bueno exactamente. No, no, no, mi consultor de medios sociales dice que mis tweets son demasiado ensimismados.
Adı Elias Markos, Theo Tonnin'ın danışmanı ve tek kişilik muhafız birliği.
Se llama Elias Marcos... el consigliere de Theo Tonin y su guardia pretoriana de un solo hombre.
O bir danışman.
Él es consultor
Ve bunu hemen çözmemiz gerekiyor. Pekala, neden şimdi biraz rol yapmıyoruz? Elbette evlilik danışmanı rolünde ben olacağım.
Presiento que ustedes tienen problemas para avanzar, porque necesitamos arreglar este matrimonio, entonces, ¿ por qué no intentamos un intercambio de roles?
Biliyorsunuz, evlilik danışmanıyım.
En realidad, eso me ayudaría un montón con lo mío.
Gazeteyi düzenlemiş olabilirim. Ve fakülte danışmanımızın son onayından sonra birkaç ayar çekmiş olabilirim.
Bueno, puede que yo haga el diseño del periódico, y puede que haya hecho una modificación o dos después de que nuestro supervisor diera su aprobación final.
Ve senin çift danışmanın olamam.
Y no puedo ser tu asesor de parejas.
Sana danışman, doktor ve hormon hizmeti sağlayacaklar.
Te darán asesoramiento, médicos, hormonas.
- bu davada adli danışman kim?
- ¿ Quién es el ADA en esto?
Kurum danışmanımız, Barry Shields.
Ese es nuestro abogado interno, Barry Shields.
Siyası danışman ve politika uzmanı Jen Barkley'i hatırlarsın.
¿ Te acuerdas de Jen Barkley, la asesora política y gran corredora de bolsa?
Çünkü ben bu kulübün başkanıyım ve danışman seni bıraktığımı öğrenirse...
Porque soy la presidenta de este club y si nuestro supervisor se entera de que estoy dejando que te vayas...
911 operatörü ve eğitim danışmanı.
Operadora del 911 y supervisora de entrenamiento.
Senin danışmanın olabilirim.
Puedo hacerle asesor.
Danışman olarak süresi dolmuştur.
Su tiempo como asesora ha terminado.
Hayır. Bir şans daha vermeye karar verdik. O yüzden evlilik danışmanına gideceğiz ve...
Hemos decidido darnos otra oportunidad, y por eso iremos a terapia de pareja y...
Öngörüne danışman gerekmiyor mu güvenli olması için?
¿ No quieres tener una visión asegurarte de que es seguro?
Madem zorlanıyorsun, karşında iki tane evlilik yemini danışmanı duruyor.
Mira, si estás teniendo problemas, aquí tienes a dos expertos en votos parados justo frente a ti.
Bir evlilik danışmanıyla görüşmeyi denememiz gerektiğini düşünüyordum.
He estado pensando que deberíamos intentar ir a un consejero matrimonial.
Evlilik danışmanıyla görüşmek istemiyorum çünkü evliliğimizde sorun yok.
No, no quiero ir a un consejero matrimonial porque el matrimonio no es el problema.
Marcus Conway, Couture Chick dergisinin hukuk danışmanıymış.
Es consejero general de la revista Couture Chick.
Bir evlilik danışmanına gittik, o da bize rol yapmayı önerdi.
Fuimos a ver a una asesora y sugirió un juego de roles.
SOCO için çalışan bir güvenlik danışmanı.
Es asesor de seguridad de SOCO.
Teach'in danışmanı ve sırdaşı.
Es la consejera y confidente de Teach.
- Evlilik danışmanı ve ne?
¿ Terapia de parejas y qué?
Çavuş, Richard ve Dan ile tanışmanı istiyorum.
Sargento, me gustaría presentarle a Richard y Dan.