Dokun translate Spanish
1,491 parallel translation
Parmaklarını buraya koy ve dokun.
Pon tu dedo aquí y mira mis manos.
Sonra ellerini al ve göğsüme dokun.
Trae tu mano y ponla en mi costado.
Kuşku etmeyi bırak ve dokun.
Ceja de dudar y cree.
Sakın dokun ma ona!
¡ Deja eso ahí!
Sınır yok. Limit yok. "Hadi git, kızartma makinesine dokun. Sen daha iyi bilirsin" demeliyim.
Sin límites. " Adelante, toca la cocinera de bolas.
Dokun!
Toquenlo. Toquenlo.
~ ~ Dokun Güneşe ve öp gökyüzünü ~ ~
# Toque el sol y bese el cielo #
Televizyon'a dokun.
Ama la TV y toca la TV.
O zaman, tekrar dokun.
Tóquelo de nuevo.
İşte, o zaman buna dokun, ve bana Jason'nın bunu gördüğü andaki yüz halini tarif et.
Toca esto y descríbeme la cara de Jason cuando lo vea.
- Ona dokun. - Ne?
Tócalo.
- Sadece ona dokun.
¿ Qué?
Hayır, hayır, hayır. Bana dokun.
Tal vez lo veas.
Sadece sözcüğe dokun nasıl söylendiğini duyacaksın.
Sólo toca la palabra, luego oirás cómo se pronuncia.
Haydi sopa, dokun bana.
Venga, palo, tócame.
Tamam fişleri öpme, tekrar dokun yeter.
Olvídate de besar los chips, sólo tiene que tocar de nuevo.
Sadece ayağını çok yavaşça debriyajdan çek ve hafifçe gaz pedalına dokun, tamam mı?
Lentamente quita el pie del embrague y pisa el acelerador ¿ Vale?
"Donna Pinciottie'nin iç çamaşırlarına dokun 5 dolar" arayın, Michael Kelso
"Touch Donna Pinciottie de bragas por 5 dólares" Llamar, Michael Kelso
Çimlerde futbola dokun.
Prácticabamos en el pasto.
Ve en önemlisi ona hep dokun.
Y lo último y más importante no pares de tocarla, Matt.
- Dokun bak, ne kadar da yumuşak.
- Mira qué suave es.
Memeye dokun.
Toca el pecho.
Meme ucuna dokunma! Bu bölgeye dokun.
¡ Cuidado con el pezón!
Dokun bana, güven bana. Her duyunun tadına var.
Tócame, confía en mí saborea cada sensación.
Peki, onu döndür. Arada bir, yumruğunla ona dokun.
Bien, haz que gire permanentemente y pégale un jab cada tanto.
Hadi Iütfen... Dokun şuna..
Por favor, tócalo.
Şimdi ayak uçlarına dokun.
Ahora tócate los pies.
- "İç çamaşırına dokun."
- Ropa interior "Tócala-mejor".
Kalçalarıma dokun, dokun.
¿ Eres tú mi macho? ¿ Eres tú mi macho?
İşte böyle, kendine dokun.
Eso es. Tócate... continua, asi, bien.
- Dokun ona.
- Tocalo.
- Sen dokun.
- Tu.
Dokun bana Scotty.
Tócame, Scotty.
Çok güzel! Dokun ona, ısırmaz.
Mira que linda es... mira, mira tocala, tocala, no muerde, no muerde
Dokun bana.
Tócame
Sadece elektriklenmek istiyorsan dokun.
Si la toca se electrocuta.
Babanın ayaklarına dokun ve seni kutsamasına izin ver.
Toca los pies de padre y toma sus bendiciones
Şimdi buraya gel ve dokun ona.
Y ahora acércate y tócala.
Senin dokun uyuşmadı.
tus células son incompatibles.
Dokun.
Tóquelo.
İşte buradayım.Dokun bana.
Bien estoy aquí.
Boşlukları doldurmak istiyorsun. Dokun bana.
Quieres llenar los huecos.
Dokun istersen.
No lo está. Toca este pasto.
- Tabi, tekrar dokun, ha?
- Vuelve a tocarme y verás.
Dokun.
Tócalo.
- Başına dokun.
Golpee su cabeza con la palma de la mano.
Dokun şuna.
Tócalo y dime qué piensa.
Bana dokun.
Tócame.
Hadi dokun!
¡ Tócalo!
Devam et, Ralph, dokun.
Vamos, Ralph, tócalo.
Dokun.
Ohh!
dokunma 267
dokunmak yok 20
dokunma bana 367
dokunmayın 52
dokun bana 58
dokunma ona 165
dokunmayın bana 39
dokun ona 21
dokundu 21
dokunabilir miyim 37
dokunmak yok 20
dokunma bana 367
dokunmayın 52
dokun bana 58
dokunma ona 165
dokunmayın bana 39
dokun ona 21
dokundu 21
dokunabilir miyim 37