Duruyoruz translate Spanish
1,441 parallel translation
İki gün önce tamirci çağırdık. Hâlâ bekleyip duruyoruz.
Llamamos a los operarios hace dos semanas, y todavía los estamos esperando.
O Madagaskar mı? Daha ne duruyoruz?
Ese Madagascar. ¿ Qué esperamos?
Galaksi polislerinin yarısı peşimizde ve biz otostopçular yüzünden duruyoruz.
¿ Tenemos a media policía galáctica persiguiéndonos y recogemos viajeros?
Yani bir nehrin iki yakasında duruyoruz.
Estamos en orillas opuestas de un río.
- Tamam, duruyoruz.
Vale, vamos a parar.
- Baba, niye burada duruyoruz?
- ¿ Papá, qué estamos esperando?
Neden duruyoruz?
¿ Por qué paramos?
Neden hepimiz burada duruyoruz?
¿ Qué hacen aquí parados?
Ne duruyoruz.
¡ Vamos a calentar esto!
Hükümetlerden uzak duruyoruz.
No nos gustan los gobiernos.
Teröristlerin talimatına uygun olarak, uzak bir yerde duruyoruz.
Nos mantenemos a distancia, como piden los terroristas.
Orada öylece duruyoruz.
Estamos ahí, quietas.
Balıktan uzak duruyoruz.
No pruebes el pescado.
Burada dağıtıp duruyoruz. Burada dağıtıp duruyormuş.
Dice que gastan el micrófono allá.
Dinleyip duruyoruz biz de.
Mira, mira, mira.
Boş versene. Orta çağdaki gibi birbirimizi doğrayıp duruyoruz. Başka yerlerde bilgisayar çipleri yapıyorlar.
Joder, estamos masacrándanos los unos a los otros como en la Edad Media, en el extranjero están haciendo chips para ordenadores.
Nedemek hesabımızı aldık Biz karşında duruyoruz.
¿ Cómo que nos fuimos? Estamos aquí ahora.
Bu yüzden bir savaş için bu kadar acele edilmesi hakkında konuşup duruyoruz.
De esta forma, limitan el nivel de debate... GRITO DE GUERRA... sobre esta ansia de guerra.
Bu konular üzerinde dönüp duruyoruz.
Seguimos dándole vueltas a estas cosas.
Hâlâ senden bahsedip duruyoruz.
Pero aún así, no paramos de hablar de ti.
Niçin burada duruyoruz?
Por que nos detenemos aqui?
Kafayla başlıyoruz ve Stalingrand'da duruyoruz.
Comenzaremos con la cabeza y seguiremos con el abdomen.
Hüseyin tut kardeşinin elini. Yanında hokkabazlık edip duruyoruz üzülmesin diye.
Hacemos todo lo posible para que se sienta bien.
Dağa tırmanıp duruyoruz... tırman dur, tırman dur, ta dağın tepesine kadar.
Estamos subiendo la montaña, estamos subiendo la montaña, Subiendo, arriba, arriba, arriba, hasta el pico de la montaña.
- Neden duruyoruz? - Evet...
Por qué paramos?
Devam et, zaten sık sık duruyoruz.
Estamos parados hace tiempo.
Lanet olsun, bir tekil noktanın tam üzerinde duruyoruz.
Santa mierda, estamos justo encima de una singularidad.
- Peki. Şu an havada, bir uzay gemisinin üstünde duruyoruz. Ve bir Alman saldırısı var.
Estamos en medio del aire, en una nave espacial durante un bombardeo alemán.
Saatlerdir bu şişman kampı gibi yerde dolanıp duruyoruz. Artık yeter.
Hemos estado en esta tienda durante.
Burada sadece dikiş atıp duruyoruz.
Tenemos la fila hasta la puerta de suturas...
- Neden duruyoruz?
- ¿ Por qué nos detenemos?
Neden burada duruyoruz?
¿ Por qué paramos aquí?
Tamam, tamam, burada duruyoruz.
Bueno, pararemos aquí.
Burada duruyoruz. Tuvaletleri olabilir. — Aah!
Pararemos aquí, tal vez tengan un baño.
Neden burada duruyoruz?
¿ Por qué estamos todos parados aquí?
Um, Bilmiyorum çavuş, Bu Afgan köyünün ortasında duruyoruz Ve ben kız kardeşimle konuşuyorum..
No lo sé, Sargento estábamos parando en el medio de esta villa afgana y hablaba con mi hermana...
Daire çizip duruyoruz. - Burada öyle yazıyor.
Hemos estado dando vueltas en círculos.
Ve biz toplama işine bağlandık. Sen, ben ve Carlos Santana 6 haftadır ortalığı süpürüp duruyoruz.
Tú, yo y Santana pasando la aspiradora por seis semanas.
Duruyoruz. Biletleri unuttum
Olvidé las entradas.
Sürekli tartışıp duruyoruz... Kız kardeşini öpmek nasıl olur,
Seguir hablando de cómo besarme es como besar a una hermana.
Nerede duruyoruz?
¿ Y dónde estamos?
Belki de onun hediyesinde duruyoruz.
Tal vez estemos parados sobre su regalo.
Kent, iki teori üzerinde duruyoruz.
Bien Kent, nosotros tenemos... dos teorías para explicar esto. Nosotros estamos bajo una zona... de presión muy fuerte, o B : A :
Bunu yapıp duruyoruz,... ilgimiz olmayan kabusların içine çekiliyoruz, peki ne için?
Seguimos haciendo esto... si seguimos metiéndonos en los líos ajenos, y ¿ para qué?
- O zaman ne duruyoruz hâlâ?
- Entonces ¿ qué estamos haciendo aquí?
Neden burada duruyoruz?
No entiendo.
Niye duruyoruz?
Por que paramos?
Sayesinde mal gibi duruyoruz burada.
En lugar de permanecer rectos y plantados como imbéciles.
Hayır, sadece eğlenceli olduğun için burda duruyoruz.
No, estamos aquí afuera por diversión.
Şimdi birbirimizle yan yana duruyoruz.
Y ahora nos estamos deteniendo uno al lado de otro.
Biz de zaten bu yüzden söyleyip duruyoruz.
Y es por eso que continuaremos diciéndolo.