Dönüş translate Spanish
6,395 parallel translation
Şimdi, o gece eve dönüş yolunda özellikle hatırladığın bir şey var mı?
Ahora, ¿ recuerda algo en particular sobre ese viaje de vuelta a casa?
Söylemek istediğim Çağrılarına dönüş yapamadığım özür dilerim hepsi bu...
Solo quiero decir... que lo siento por no devolver tus llamadas, eso es todo...
Dönüş yolunda pek konuşmadın.
Bueno, no hablaste mucho en el camino de vuelta.
Bundan geri dönüş yok.
No hay vuelta atrás.
Bununla bir gecelik ilişki yaşamış sonra mesajlarına ve aramalarına geri dönüş yapmamış.
Ella estuvo una sola noche con este chico, entonces no respondas a sus mensajes para otro encuentro de sexo casual.
- Eve dönüş yolundaydı ve... -... benimle yüz yüze konuşmak istediğini söyledi.
Que estaba volando a casa, y necesitaba hablar conmigo en persona.
Bende Rostropovich'den sola bir dönüş yapıp...
Doblé a la izquierda en Rostropovich.
Çeneni kapa ve palavralarını dönüş yoluna sakla.
Cállate, y guarda tu conversación para el viaje de regreso.
Geri dönüş zamanınızı da katarsak, evet.
¡ ¿ Ya? ! Para cuando volváis, sí.
- Sanırım artık geriye dönüş yok. - Hayır.
- Supongo que ya no hay vuelta atrás.
"Yuvaya dönüş."
"Bienvenida."
Pekâlâ, bu geceki yuvaya dönüş partisinin doğa üstü kökenini bilen elini kaldırsın.
De acuerdo. Levanten la mano, ¿ quién conoce el origen supernatural de la fiesta de bienvenida de esta noche?
Yuvaya dönüş hafta sonunun Cuma gününde mi?
¿ El viernes del fin de semana de bienvenida?
Ben bilirim çünkü Kai'yi ve eve dönüş yolunda karşıma çıkacak herkesi öldüreceğim.
Yo. Porque mataré a Kai y a cualquiera que se interponga en el camino a casa.
30 ıstakozlu takonun geri dönüş bileti almasından korkuyorum.
Me temo que la ira de los 30 tacos de langosta en su viaje de regreso.
Hızlıca kapıdan çıkış, sert bir düşüş, geri dönüş döngü, çığlıkla durma, sonrası çizgiye geri dön ve en baştan tekrar yap.
Salida rápida de la compuerta, la caída, el giro, la vuelta, la frenada ensordecedora, luego... de vuelta a la fila para hacerlo todo otra vez.
- Buradan geri dönüş olmadığını biliyorum.
- Sé que no hay vuelta atrás.
Diğerleri Dünya'ya dönüş yolunda.
Los otros están en camino a la Tierra.
Hayır. Bunu dönüş yolunda alacaksın benden.
Te lo devolveré cuando estemos de camino a casa.
Dönüş yolu hareketli geçerdi. Dönüş yolunda kalça sallayarak dans eder, caka satarak yürürlerdi.
Tenían que tomar ese largo camino de regreso.
Dönüş yolunda da tekrar taşıyacağınızı öngörüyorum.
Y predigo que tendrá que volver a empujar en el camino de vuelta.
Yani, bu çeviriler çok karışık ama dünyadaki en uzman kişilerden bazılarıyla iletişime geçtim ve içlerinden biri bize dönüş yapacaktır.
Digo, estas traducciones son difíciles, pero he buscado algunas de las mejores mentes en el mundo y una de ellas nos contactará.
Bulacağız. - Evet, sen daha "Jack Robinson" demeden eve hindiyle dönüş olacağız.
Si, regresaremos con un pavo más rápido de lo que puedas decir, "Jack Robinson."
Tek dönüş yolumuz otobüstü.
¡ Era la única forma de volver a casa!
Artık geri dönüş yok.
No hay vuelta atrás.
Ne zaman geri dönüş yaşadın?
¿ Y cuando tienes un contratiempo?
Geri dönüş derken?
¿ Qué quiers decir con contratiempo?
Öyle bile olsa artık dönüş yok.
Aun así, ya esta hecho.
Merkezden geri dönüş yaptılar.
El cuartel general me contestó.
Hala eve dönüş yolunu bulamadık.
No estamos más cercanos a casa.
Bu çizgiler çok özgün bir dönüş oranı olan pulsar adlı yıldızları gösteriyor.
Estas líneas apuntan a las estrellas llamadas púlsares las cuales rotan con un ritmo muy específico.
Bu yön bulma sürücüsü size Dünya'ya dönüş yolunuzu gösterecek.
Este lector de navegación tiene un mapa estelar para llegar a la Tierra.
Dört yıllık lise hayatında sadece bir kere dansa gitti, o da Eve Dönüş partisiydi.
Fue a un solo baile en los cuatro años de instituto, al de bienvenida.
Eve Dönüş partisiydi.
Era el baile de bienvenida.
Eve Dönüş partisi.
La fiesta de bienvenida.
Tek ayak üzerinde dönüş yapan birisinin boğazını kesmek zordur.
Es difícil cortarle la yugular a un tipo cuando está haciendo una pirueta.
Dönüş yolculuğunda tehlikelerle yüzleşip, zirvelerin güvenliliğine dönmeden önce bu zengin tuzları depolamak için bir kaç gün daha burada kalacak.
El se quedará unos días, abasteciendose con la sal de este rico polvo, antes de enfrentarse al peligroso viaje de regreso a la seguridad de los picos.
Artık geri dönüş yok.
Ahora no puedo dar marcha atrás.
Neyi seçersen seç, artık geri dönüş yok.
Elijas lo que elijas, no hay vuelta atrás.
Artık bu yoldan dönüş yok.
Ya no hay vuelta atrás.
Olan oldu, geri dönüş yok.
Ya está hecho y no se puede deshacer.
Bu çok sıkıcı olduğu için biraz dönüş yapmaya karar verdim.
Como esto era muy monótono, decidí que deberíamos hacer algunas curvas.
İlk dönüş olayı dramatize etmek içindi.
El primer giro de suponía que fuera dramático.
Eğer Choi Chun Hee'nin bir şarkı programında birinci olmasına yardım edersen sana geri dönüş albümü çıkaracaktım.
Si ayudabas a Choi Choon Hee a convertirse en número uno en un programa de baladas... lanzaría tu álbum de regreso.
Oh, dönüş? JAY : Ne?
¿ La vuelta?
Olan oldu, geri dönüş yok.
Lo hecho, hecho está.
- Artık geri dönüş yok.
No hay vuelta atrás!
- Senfoni dönüş tüneli.
La sinfonía se hace túnel.
Dönüş yolunda Jackson Meydanı'nın iki blok ilerisindeki St. Peter Caddesi'nde bir sanat galerisine uğramışlar.
Peter a dos cuadras de la Jackson Square.
Horoz dövüşü şampiyonasına tatlı bir dönüş yapıyoruz.
Ciertamente hay una atmósfera eléctrica en el sótano de Panda Express.
Parklarda lunapark trenlerinde yolcuları koltuklarına yapıştırıyor. Dönüş bu dışa doğru kuvveti sağlıyor. Bir uzay gemisinde bunu oluşturmak nispeten daha kolay olurdu.
rotación produce esto fuerza de trabajo y creándolo la nave espacial sería relativamente sencillo mediante la rotación de una cápsula espacial que significa en la Azaña dentro experimentarán artificial gravedad girar la vivienda sólo el velocidad correcta celebrará del hueso y el músculo