Emir aldık translate Spanish
278 parallel translation
- Üzgünüm ekselansları ama isminizi bile ona söylememek konusunda İmparatoriçeden emir aldık.
- Lo lamento, Excelencia, pero tenemos órdenes de Su Alteza de ni siquiera mencionarle vuestro nombre.
Sizi tutuklamak için emir aldık.
Tengo una orden de arresto.
Yeni bir emir aldık.
También hemos recibido por telégrafo un nuevo decreto ley.
Ama bunun için emir aldık ve çürüyene kadar beklesek de kalacağız.
Pero teníamos órdenes de venir aquí y aquí nos quedaremos.
Bay Ryan ve ben gitmek üzere emir aldık.
Al Sr. Ryan y a mi nos han trasladado.
Emir aldık. Sen hapı yuttun, savcılıkla konuşursun.
Si tiene alguna queja, llévela a la procuraduría.
Emir aldık, anladın mı? General Rommel'in emirleri.
No pueden... ¡ Pare!
Emir aldık.
Órdenes.
- Uzak durmak konusunda emir aldık.
- Las órdenes son evitarla.
Onu havaya uçurmak için emir aldık.
Tenemos orden de volarlo.
Tepelerdeki gerillaları etkisiz hale getirmek için emir aldık.
Nos han ordenado neutralizar a los guerrilleros de las colinas.
Masum olabilirsin, ama emir aldık.
Puede que sea inocente, pero tenemos órdenes.
Sizi derhâl göndermek için emir aldık.
Hemos recibido órdenes de evacuarles inmediatamente.
Şimdilik, sana Alfa 60'ı göstermemiz için emir aldık.
Por el momento, nos han ordenado que le mostremos Alpha 60.
Sizin atağınıza yardımcı olmak için emir aldık... Dikkatli olun!
Tenemos órdenes de apoyar su ataque en el Luxembourg.
Burayı dezenfekte etmek için emir aldık.
Tenemos órdenes. Para fumigar este sitio.
Buradaki herkesi yıldız üssü 27'ye götürmek üzere emir aldık.
Tenemos órdenes de evacuar a los colonos a la Base Estelar 27.
Hiçbir şeyin, deneyleri aksatmadığından emin olmak için, emir aldık.
Igualmente, para no perder costumbre, hemos recibido...
- Arama için emir aldık hanımefendi.
Sra., tenemos orden de allanar.
Size söyledim hanımefendi. Arama yapmak için emir aldık.
Ya se le ha dicho que tenemos órdenes de allanar.
Günbatımından şafağa kadar Amerikan ordusunun prestijini korumak için kesin emir aldık.
Tenemos estrictas órdenes de entrar depués de la noche y salir al amanecer, para proteger la reputación y el prestigio del ejército de U.S.
- Şimdi olmaz, böyle emir aldık.
- No en este momento. Son nuestras órdenes.
G Bölümünün işleri sizinkilere göre belki daha önemsiz ama emir aldık.
Puede que la sección G no sea tan importante para la operación como usted, pero también cumplimos órdenes.
Yuki döneği! Seni derhâl öldürmek için emir aldık.
¡ Yuki, en el nombre de nuestro Señor, tenemos que ejecutarte!
Seni derhâl öldürmek için emir aldık.
¡ Tenemos la orden oficial de ejecutarte de inmediato!
Derhâl onu teslim edersen sorun çıkarmayacağız. Yoksa her şeyi yerle bir edip köydeki tüm Goumune'leri öldürmek için emir aldık.
Si lo entrega de inmediato, no habrá problemas, pero si no lo hace... tenemos ordenes de arrasarlo todo y matar a todos los Goumune de la aldea.
Nihayet taarruz için emir aldık.
Finalmente recibimos órdenes para una ofensiva...
Az önce ticari servise, bütün ormanları terk ederek... nükleer bombalarla yok etme... ve gemilerimize geri dönüş konusunda emir aldık.
Acabamos de recibir órdenes de abandonar y llevar a cabo la destrucción nuclear de todos los bosques y restituir nuestras naves al servicio comercial.
Bu konuda emir aldık. Canımı mı sıkmak istiyorsun?
Seguimos ordenes. ¿ Quieres enfadarme?
Üstad Wu, bağışlayın canımı Jiang'den emir aldık sadece
Instructor Wu perdonadme la vida, sólo cumplíamos órdenes del Maestro Jiang.
Emir aldık karakola kadar bize eşlik etmeli.
Tenemos órdenes de ocuparnos de él. Debe acompañarnos a la comisaría.
- İlk adamı bindirmemiz yönünde emir aldık efendim.
Tenemos órdenes de ponerlo en camino, señor. ¡ Es aberrante!
Üzgünüz, bunu yapmak için emir aldık.
Lo sentimos, se nos ordenó hacer esto.
Prens Tadanaga'dan emir aldık. - Ne emiri?
¿ El Príncipe Tadanaga nos necesita?
- Emir aldık.
- Órdenes.
Çünkü emir aldık, nedeni bu.
Porque tengo órdenes.
Ya siz? Biz dileklerinizi gerçekleştirmek için emir aldık.
Y ustedes, tengo órdenes dentro de lo posible de satisfacer sus últimos deseos.
Araştırmak için emir aldık.
Nos han dado la orden de investigar.
Hastaymış gibi yapmak üzere çok gizli bir emir aldık. Yani sus artık.
Tenemos órdenes secretas de mezclarnos con los pacientes.
Zorluk çıkarmamak üzere emir aldık!
Teneis orden de no perder mucho el tiempo
İkimiz de emir aldık.
Estoy bajo órdenes y tú también.
Sizi tutuklamak için emir aldık.
Tenemos orden de arrestarle.
Emir aldık.
Son órdenes.
İkinizi de buradan atmak üzere emir aldık.
Tenemos órdenes de echaros a los dos de aquí.
Bunlar Harska'dan Bay Axel Bomasch ve kızı. Kendileri gözetim altında ve onları bir an önce General von Komwitz'e götürmek için emir aldım.
Tengo órdenes de... llevarles a ver al general von Komitz sin demora.
Emir aldık.
Tenemos órdenes.
Girişini ve çıkışını yazmak için domuzdan emir aldı.
El cerdo le ha mandado registrar tu entrada y salida.
Leyte'deki tüm kıtalar orda toplanmak üzere emir aldılar.
Todas las tropas de Leyte tienen órdenes de reunirse allí.
Emir aldık.
Hemos recibido órdenes de que muy pronto
Bize verilen emir Arras yakınlarında güneye doğru hücum etmekti... Gelgelelim biz saldırırken İngilizler'in de Dunkirk'e çekildiği haberini aldık.
Las órdenes eran, atacar en dirección Sur, cerca de Arras... y sin previo aviso nos enteramos que los Británicos se retiraban a Dunkerque.
Hiç fark etmez, bombalamaya hazırlık için emir aldım.
No obstante, he recibido la señal de prepararme para un lanzamiento.