Emir aldım translate Spanish
500 parallel translation
"Bugün Japonya'ya yelken açmak için emir aldım. Benimle gelmek ister miydin?"
"Hoy recibí la orden de partir a Japón, quieres venir conmigo?"
- Senden gereğinden fazla emir aldım.
- Recibí tus órdenes demasiado tiempo.
Seni geri götürmek için Birleşik Devletler Ordusu'ndan emir aldım.
Tengo orden del ejército de llevarte de regreso.
Ben emir aldım.
Tengo el mandato.
Bunlar Harska'dan Bay Axel Bomasch ve kızı. Kendileri gözetim altında ve onları bir an önce General von Komwitz'e götürmek için emir aldım.
Tengo órdenes de... llevarles a ver al general von Komitz sin demora.
- Ama savaştayız. Dün teleferiği kapatmam için emir aldım.
Ayer me ordenaron cerrar el teleférico.
Piyanoyu götürmek için emir aldım.
Debía llevarme este piano.
Tam seni görebilecekken emir aldım.
Ahora que podía verte, recibo órdenes.
Öyle emir aldım.
Tengo órdenes.
Ben de emir aldım.
Yo también recibí mis órdenes.
Yemek ve kinin yükleyip Corregidor'a götürmek üzere emir aldım.
Tengo órdenes de cargar comida y quinina e intentar llegar a Corregidor.
"İnşa ettiğiniz rokette atom enerjisi kullanan motoru test etme talebinizin maalesef reddedildiğini bildirmek üzere emir aldım."
Me dirijo a Uds. para informarles que el permiso solicitado para la prueba de un motor a reacción a energía atómica en el sitio de la construcción de su cohete lamentablemente ha sido rechazado.
İyi, ben de onu çıkarmak için emir aldım.
Bien, tengo órdenes de dejarlo salir.
Öyle diyemem. Evet emir aldım.
Claro que cumplí sus órdenes.
Ama emir aldım.
Pero tengo órdenes.
- Ben emir aldım!
- ¿ Qué ocurre? - ¡ Tengo mis órdenes!
Efendim, Emir aldım ve bu emirleri uygulamalıyım.
Señor, tengo mis órdenes, y deben ser cumplidas.
Senin için özel bir emir aldım.
Tengo órdenes especiales para ti.
Şikayet eden herkesi bildirmek üzere Kumandandan emir aldım!
Informare al "Kommandant" de todo el que se queje.
Saat geç oldu. Bir emir aldım, geçiremem!
Es tarde, tengo órdenes de no admitir a nadie.
Hapishanenin baş gardiyanından emir aldım. Gardiyanlar sahilde arama yapabilir, o yüzden beklemek zorundayım.
Tengo órdenes del jefe de la prisión... de esperar aquí por si los guardias deciden buscar por la costa.
Sizi içeri almamam yönünde emir aldım.
Tengo instrucciones de no dejarla pasar.
Sizleri buradan götürmek için emir aldım. Böyle bir yetkim var.
Tengo autoridad para ordenarles que se marchen.
Seni sınıra götürmek için emir aldım.
¡ Vamos!
Öğleden sonra ondan emir aldım.
He recibido ordenes esta tarde.
Slav'dan emir aldım..
El n ° 2 de los eslavos está herido.
Akiva ve Ari Ben Canaan'dan emir aldım. İstediğin an bizi görebilir.
Akiva ordenó que Ari Ben Canaan podía vernos cuando quisiese.
- Emir aldım.
- Tengo órdenes.
Ama kesin emir aldım, efendim.
Pero tengo órdenes estrictas, señor.
Bakın, Bayan Hazeltine. Siz reşit değilsiniz ve ben bir emir aldım.
Srta. Hazeltine, es menor de edad y tengo órdenes.
İzin verirseniz, Sam ile tanışmak için emir aldım.
Bien, si me permiten, tengo órdenes de conocer a Sam.
Paris'ten emir aldım.
Recibí las órdenes de Paris.
General Sheridan'dan emir aldım, efendim.
Yo recibo órdenes del general Sheridan, señor.
Seni Kral Herod'a götürmek için emir aldım.
Tengo órdenes de llevarte ante el rey herodes.
Ben de seni Tanrı'ya götürmek için emir aldım kafir.
Yo tengo órdenes de llevarte ante dios. Hedonista.
Karargâhtan emir aldım.
Tengo aqui una orden del cuartel general.
Emir aldım. Sizi bu akşam Bremerhaven'a götüreceğim. Orada görevinizi kabul edeceksiniz.
Tengo órdenes de llevarlo a la base esta noche donde ocupará su puesto.
Seni öldürmem için emir aldım Paul Louis Broum.
Tengo órdenes de matarte Paul Louis Broum.
Grup liderinizle görüşmek için emir aldım.
Tengo mis órdenes, que he transmitido a su líder.
Kumandanım. Ben emir aldım...
Comandante, tengo una orden de la Militärbefehishaber.
Kumandanım... Bu domuzları Almanya'ya göndermek için emir aldım.
- Tengo orden... de enviar a estos vergajos a Alemania.
O ise, bir suçludan emir aldığımı söylüyor.
¡ Dice que llevo a cabo actos criminales!
Bu bayan ve beyleri güvenli bir şekilde Almanya dışına çıkartmak için emir aldım. Christopher'ı arasam iyi olacak.
Será mejor que llame a Christopher.
Bana bir çekirgeden emir aldığını mı söylüyorsun?
¿ Quieres decir que obedeces las órdenes de este insecto?
- Emir aldım.
- Estoy bajo mis propias órdenes.
Belirli mesajları iletmek için emir aldın mı?
¿ Recibió órdenes para transmitir determinados mensajes?
Emir aldık, anladın mı? General Rommel'in emirleri.
No pueden... ¡ Pare!
Mrs. Lowe, Mr. Lane, aldığım emir Twin Buttes'in çevresini temizlemektir.
Sr. Lowe, Sra. Lane, mis órdenes son barrer el territorio hasta Twin Buttes.
Merkeze çağrıldığımı bildiren bir emir aldım.
es que he recibido una llamada de la Jefatura.
Patrondan direkt emir aldım.
Tengo órdenes directas del jefe.
Michael Corleone'den direkt emir aldınız mı?
¿ Esas órdenes se las daba directamente Michael Corleone?