Evlilik translate Spanish
11,939 parallel translation
Ve gerçekten ikinci bir evlilik ile yol almak istiyor musun?
¿ Y tu en verdad quieres avanzar con tu segundo matrimonio?
Bu çocuğun evlilik dışı bir piç olarak doğduğunu biliyor muydunuz?
¿ Sabíais que este niño nació fuera del matrimonio, bastardo?
Ev aslında evlilik gibidir.
Una casa es... como un matrimonio, en realidad.
Şöminenin önünde evlilik yeminlerini ettiler.
Se intercambiaron los votos delante de esa chimenea.
Fikir de böyle aklıma geldi. Belki biz de evlilik yeminlerimizi yazmalıyız.
Lo que me hace pensar... que, quizá tú y yo, deberíamos escribir nuestros propios votos.
Annemle babam evlendiğinde "itaat edeceğime söz veriyorum" evlilik yeminlerinde vardı.
, cuando mi madre y mi padre se casaron... lo de "prometo obedecer" aparecía en sus votos.
Görücü usulü evlilik... Kastom'un temel taşlarındandır.
El matrimonio arreglado es el corazón de la Kastom.
Sunumum evlilik hukuku hakkında.
Mi presentación es sobre leyes matrimoniales.
Evet, beni korumanız gerek, evlilik sözleşmem var.
Sí, bueno, tienes que protegerme, tengo un prenupcial.
Bu nedenle evlilik sözleşmeniz geçersiz.
Por eso es que su acuerdo prenupcial no es válido. ¿ No es verdad, Evan?
Ve evlilik falan, tuhaf bir durumunuz olduğunu biliyorum.
Sé que tienen una situación rara con su matrimonio, pero...
Evlilik, uzlaşmak gerektirir. Ortada buluşmaya ne dersin?
El matrimonio se trata de compromiso entonces, vayamos a un punto medio.
Evlilik yönünden söyledim.
De un matrimonio apropiado es lo que digo.
Evlilik uzun vadeli bir süreçtir Bunch.
El matrimonio es mucho tiempo, Bunch.
Hoş ama, söz konusu evlilik olunca otoriteyi kaybetmemek için uyanık olmalısın.
Buena, pero en el matrimonio, tienes que estar atento y tener la sartén por el mango.
Aslında bu sırada daha geçen hafta 17 yaşındaki kızı,... orada metresi ile sıkı fıkı olduğunu,... beraber yaşadıklarını, hatta çok şaşırtıcı bir şekilde,... garip bir biçimde hala dört çocuğunun annesi ile evli olduğu halde metresine evlilik teklifinde bulunduğunu üzücü bir şekilde fark etmiştir.
conviviendo con su amante, e incluso, escandalosamente, fantásticamente, le ha pedido matrimonio a su amante a pesar de que sigue casado con la madre de sus cuatro hijos.
Ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir evlilik ondan sağ kurtulamazdı.
Ningún matrimonio, por más fuerte que sea podría sobrevivir a ella.
Hiçbir evlilik benden sağ kurtulamaz.
Ningún matrimonio podría sobrevivirme.
Ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir evlilik ondan sağ kurtulamazdı.
Ningún matrimonio, por más fuerte que sea, podría sobrevivir a ella.
Hiçbir evlilik benden sağ kurtulamaz.
¿ Ningún matrimonio podría sobrevivir a mí?
İyi bir üniversite, iyi bir evlilik, iyi bir iş.
Un buen colegio, un buen matrimonio, un buen trabajo.
- Tamam, tamam, anladim. Ama evlilik danismanligi almam gereken son kisi sensin, sag ol.
Entiendo lo que quieres decir, pero eres la última persona de la que necesito consejo, gracias.
Yazman, masasındaki evlilik cüzdanı formlarına bakmış olabileceğini düşünüyor.
El empleado cree que pudo echar un vistazo... a las licencias matrimoniales de su escritorio.
Evlilik cüzdanı formları düğün yeri sormaz.
Este impreso de licencia matrimonial no indica... dónde es la boda.
evlilik zordur çocuklar daha da zor sen ikisini de hiç bilmiyorsun
El matrimonio es duro. Los niños son difíciles. No sabes nada de ninguno.
Bir evlilik için birçok şey göz önünde bulundurulmalıdır.
Hay demasiadas cosas que considerar.
Peki ya evlilik?
¿ Qué hay de casarse?
Yani, sahte evlilik.
Es decir un matrimonio falso.
Bugün iyi bir gün değil. Ticaret ya da evlilik için- - Yeter!
Este dia no es un buen día para hacer negocios o para casarse...
Evlilik mi teklif ediyorsun?
¿ Te le estás proponiendo?
Ben bir evlilik konusunda endişeliyim.
Estoy preocupado por un matrimonio.
Mutsuz, sekssiz evlilik ürünü kahküllere.
Flequillos que digan : matrimonio infeliz y sin sexo.
Evlilik karışık bir olay.
El matrimonio es complicado.
15. evlilik yıldönümümüzdü.
Era nuestro 15 aniversario.
- Neyi? Evlilik teklifinin bildiğimiz bir evlilik olmadığını anlamama ihtimaline karşı.
En caso de que no entiendas que lo que te está proponiendo no es un matrimonio convencional.
Libby, biz evliliğimiz gerçek bir evlilik değil.
Libby, no nos vamos a casar "casar".
Bugün burada, Tanrı'nın huzurunda ve bu topluluğun önünde bu erkekle bu kadının birlikteliklerini kutsal evlilik bağı ile taçlandırmalarına şahit olmak için toplanmış bulunmaktayız.
Queridos amigos, nos hemos reunido hoy aquí en presencia de Dios y delante de estas personas para unir a este hombre y a esta mujer en sagrado matrimonio.
"Evlilik sona erinceye kadar."
Hasta que llegue el momento de disolver el matrimonio.
Çalışmamız bazıları tarafından evlilik kurumunu yıpratma amaçlı bir girişim olarak görüldü.
Nuestro trabajo ha sido visto por algunos como un intento de debilitar la institución del matrimonio.
Teklif ettiği geleneksel bir evlilik değil.
No es un matrimonio tradicional lo que te está proponiendo.
Bizim bilimimiz ve Bay Logan'ın tüccarlığı mutlu bir evlilik yaratacak.
Nuestra ciencia, con los negocios del Sr. Logan están creando un matrimonio feliz.
Büyükannemin evlilik yüzüğünü 20 dolara rehin verdim.
Empeñé el anillo de compromiso de mi abuela por veinte pavos.
Gelin sarışındı, bana çok benziyordu. Bazen evlilik yıl dönümümde onu düşünürüm acaba hâlâ Detroit'te midir diye.
Y la novia era rubia, y se parecía mucho a mí, y... a veces, en mi aniversario, me acuerdo de ella, y... me pregunto, ¿ aún está en Detroit?
Bu, ona evlilik yeminimdi, ileride ne olacağımıza dair,
Fue mi voto para ella, sabes, que eso era lo que nos convertiría...
İkimizin de evlilik dışı ilişkileri olabileceği konusunda anlaşmıştık ama işimizin ve çocuğumuzun hatırına birlikte çalışacaktık.
Acordamos que los dos podíamos tener parejas por fuera, pero íbamos a seguir trabajando juntos por el bien del negocio y de nuestra hija.
! Evlilik seramonime vakit harcamaya değmez mi? !
¿ No tenemos dinero para el banquete de inauguración?
Bir sonraki postada bir sürü evlilik teklifi almanı bekliyorum.
Espero que te lleguen muchas propuestas de matrimonio en el próximo correo.
Şimdi oturup evlilik kurumuyla dalga geçmen mi lazım?
¿ Tienes que seguir con esta farsa de matrimonio?
- Berbat bir evlilik yapmıştım.
- Mi matrimonio era un horror.
ne olduğunu bilmiyorum seni fahişe tek bir şey istemiştim evlilik dışında oğlumu zehirleme bunu bile yapamadın
Yo sé lo qué eres. ¡ Ramera! Te pregunté algo.
Evlilik.
¿ Casarnos?