Felicite translate Spanish
126 parallel translation
Seni tebrik etmeme izin ver Vali.
Permita que le felicite, gobernador.
Ret ettiğin takdirde sana ne yapacağımı söylemeden önce iltifat etmeme izin ver.
Antes de decirte lo que pienso hacer contigo si te niegas permite que te felicite.
Ve beyler, sizleri de zekice yaptığınız plandan ötürü kutlamama izin verin.
Permítanme que les felicite por su ingenioso plan.
Sabah olmuş. Vardığın bu parlak sonuçtan dolayı seni kutlayabilir miyim?
Permítame que le felicite por su brillante deducción.
- Kutlarım.
- Sí. - Permita que le felicite.
Bay Bush'un teveccühü.
Felicite al señor Bush.
- Benim için kızınızı tebrik edin.
Felicite a su hija de mi parte.
Güzel, devam edin. Mürettebata benden bir "aferin" yollayın.
Felicite a sus muchachos de mi parte.
Generale inceliğinden dolayı teşekkür ediyorum.
Felicite al general por su caballerosidad.
Bay Gantry, sizi tebrik etmem gerek.
Permítame que le felicite.
Bu bizim için ne kadar önemli bilemezsiniz, sizin gibi bir insan bize iltifat ediyor.
No sabe lo que significa para nosotros que alguien como usted nos felicite.
Ben de tebriklerimi sunabilir miyim albayım?
¿ Me permite que Io felicite, señor?
Karına tebriklerimi ilet, olur mu?
Felicite a su esposa de nuestra parte, ¿ sí?
Tebriklerimi sunmama izin ver.
Deja que te felicite.
Garson!
¡ Felicite a Don Jéróme! ¡ Camarero!
Mösyö Forbes'u kutlayın o halde.
Felicite al Sr. Forbes.
Şefe övgülerimi iletin. Ve % 20'sini sen al.
Felicite al cocinero y quédese con el 20 % de propina.
- Buna dikkat et, Felicite.
Cuidado, Felicite.
Tabakları değiştireyim, Felicite tatlı yapmıştı.
Cambiaré los platos. Tenemos tarta.
Felicite, Berthe'i buraya getir.
¡ traigame a Berthe!
Düğünlerinde tebrik ettiğimde de yine yüzüme bir garip bakmıştı.
En su boda, cuando les felicite, ella me miraba extrañamente.
Muhteşem öğle yemeğimiz için aşçımızı tebrik edebilir miyim?
¿ Me permite que felicite a la cocinera por ese almuerzo delicieux?
Aşçıyı tebrik ederim.
Felicite a la cocinera.
Bildiğim kadarıyla yok ama sivillerin Merkezi Komutayı yardım almadan devirebileceklerine kesinlikle inanmıyorlar.
Felicite a su servicio de Inteligencia.
Başkan Clark'ın, General Franklin'in kazandığı bu büyük zaferi kutlaması bekleniyor.
Se espera que el Presidente Clark felicite... al General Franklin por la espectacular victoria...
Tekrar Aşçılar Kralı olmak için okula gideceğin için seni kutluyorum.
Deja que te felicite por lo de... ir a estudiar Cocina en China mañana para recuperar tu título de "Dios de la Cocina".
Gözünüz aydinlik bir durum mu var burada?
¿ Aplica que te felicite?
Sizi tasvip etmesi için dua edeceksiniz.
Y os despertaréis rezando para que os felicite.
Klingon görevlisinin ölümü beni hâlen rahatsız ediyor.
- Felicite a su hermano. - Gracias, señor.
Seni tebrik bile etmeyecektir.
Ni siquiera le diré que te felicite.
O halde, ben de oğlunuzun evliliğini tebrik edeyim!
Entonces permítame que la felicite por la boda de su hijo.
Sizi aşağı hayvanlarınızı düzen içinde tuttuğunuzdan dolayı tebrik etmeme izin verin.
Déjame que te felicite En mantener a los animales inferiores en orden.
Breen'e tebriklerimi ilet.
- Felicite a los breenes de mi parte.
Önce Bay Chicó'yu kutlayın.
Felicite al señor Chicó, primero.
Size candan tebriklerimi sunabilir miyim?
Y permíteme que te felicite de todo corazón.
Ve lütfen soru için bana saygılarınızı sunmayın.
Y por favor, no me felicite por ello.
Şanınıza layık birisiniz, Bay Valentine.
Se merece que lo felicite, Valentine.
Kızına Paris'teki sahne gösterisinden zevk aldığımı ilet.
Felicite a su hija por su actuación en París.
Lütfen bütün hademelere, iyi düzenlenmiş mal stoğu için... takdirlerimi bildirin.
Por favor, felicite al cuerpo de la conserjería por el inventario.
Tasarıyı sunduğu gün onu tebrik ettim.
El día que la presentó, lo felicité.
Bakıyorum da evliliğin hakkındaki iyi dileklerim yerini bulmuş.
Ya te felicité por casarte. Ahora te felicito con conocimiento de causa.
Ama kızının görünüşü hakkında, Bay Giles'a, iltifat edince kendisini rahatsız hissetti.
El Sr. Giles pareció incomodarse cuando lo felicité por la belleza de ella.
Felicite!
Calma.
Ben sana yemek konusunda iltifat ediyorum. Sen "Teşekkür ederim" dedin.
Te felicité por tu modo de cocinar y dijiste "gracias".
Bernard bana Lydia'yla nişanladığını söylediğinde kendisini tebrik ettim, çünkü diğer bütün kız arkadaşları tam bir köpekti.
Cuando Bernard me dijo que iba a casarse con Lydia lo felicité, ya que todas sus ex novias habían sido unos pendones.
Tamiri beklenenden hızlı bitirdiği için tebrik ettim.
Le felicité por haber terminado la instalación antes de lo previsto.
Yaklaşık 10 yıl evvel bir TV konferansı gibi bir yerdeydim... ve o istasyon müdürüne rastladım... ve onu mektup yazma ustalığı için kutladım.
Hace como diez años, yo estaba en una conferencia de TV... y me encontré con ese gerente de emisora... y lo felicité por su habilidad para escribir cartas.
- Yeni araban için seni kutlamadım mı?
- ¿ No te felicité por tu auto nuevo?
Seni tebrik etmediğim için neden incindiğini şimdi daha iyi anlıyorum.
Entiendo por qué te ofendiste cuando no te felicité.
Soneji'yi 12 milyon dolardan dolayı tebrik ettim.
Felicité a Soneji por conseguir $ 1 2 millones.
Bebeğiniz için seni ve Wendy'i tebrik ederim.
Oh, sabes, creo que nunca los felicité a tí y Wendy por el nuevo "agregado".