Gidip bakalım translate Spanish
1,266 parallel translation
Gidip bakalım Duke nasılmış.
Vamos a ver si se va a poner bien el pequeño Duke.
Hadi gidip bakalım senin şu küçük deneyine.
Vamos a ver tu pequeño experimento...
- Gidip bakalım mı?
- ¿ Vamos a buscarle?
Gidip bakalım mı?
Ya sabes...
- Gidip bakalım.
- Vamos a ver qué hay.
- Aman Allahım Ray bir gidip bakalım.
- Dios mío, Ray deberíamos ir a verla.
Gidip bakalım, yoksa bütün hediyeleri açar.
Mejor vamos para allá antes de que abra todos los regalos.
Gidip bakalım.
Echemos un vistazo.
Bilmiyorum. Gidip bakalım. Dşarıda neler oluyor?
¿ Qué pasa ahí fuera?
Gidip bakalım! Biri çok kötü düşmüş.
Alguien tuvo una mala caída.
Hadi gidip bakalım.
Hay que hacerlo.
Haydi gidip bakalım.
¡ Vamos a verlo!
Biraz sıkışmış. Gidip bakalım.
Tiene "atascaditis", creo.
Gidip bakalım, oda servisine ihtiyacı var mı?
Veamos si necesita servicio de cuarto.
- Gidip bakalım.
Mejor vamos a ver.
Gidip bakalım.
Vámos a ver
Öyleyse gidip bakalım.
Bien, vamos tras él.
Neden gidip odanda bir süre Piggy ile oynamıyorsun? Bakalım babacık, anneciği neşelendirebilecek mi?
¿ Por qué no juegas un rato con el peluche en tu cuarto para dejar que papá anime un poco a mamá?
Pekala, gidip bir bakalım.
Bueno, vamos a verlo.
— Hadi gel, gidip içine bir bakalım.
Vamos, entremos para verla.
Harry'nin ofisine gidip senaryoyu sana getireyim. Bakalım ne düşüneceksin.
Iré a la oficina de Harry y te traeré una copia el guión para que lo leas y opines, ¿ sí?
- Gidip bakalım.
- Vamos a ver.
Elyse, hadi gidip büyük hediyeye bakalım, olur mu?
Elyse, vayamos a ver el regalo grande. ¿ Sí?
Gidip bir bakalım.
Vamos a echar un ojo.
En iyisi yanına gidip, ne olduğuna bakalım.
Quizá deberíamos ir a ver qué pasa.
O zaman gidip, bakalım.
Lo mejor sería ir para allá.
Hadi gidip şu polise bakalım.
Echemos un vistazo a ese policía.
Gidip şu merdivene bakalım.
Echemos un vistazo a los escalones.
Gidip bakalım o zaman.
- Sí, hombre.
Oraya gidip birbirinizle oynayın. Tamam, hadi bakalım.
Vayan para allá y jueguen entre sí.
Rosenberg'in kuyumcu dükkanına gidip bak bakalım ne bulacaksın.
Vayan a la joyería de Rosenberg a ver qué encuentran.
Gidip bir bakalım.
Vamos a echarle un vistazo.
Gidip bir bakalım.
Bueno, revisémoslos.
Peki, gidip şuradaki erkeklere bir bakalım.
De acuerdo. Vamos a intentar con esos muchachos de ahí.
Neden bir sonraki randevunuza biraz erken gidip karşılıklı oturmuyorsunuz, bakalım hangi kız hanginizin yanına oturacak?
¿ Por qué no llegan temprano a su próxima cita siéntense uno frente al otro, y vean quién se sienta al lado de quién?
Gidip şu planlara bakalım.
Miremos estos planos aquí.
Gidip Kenny'ye bakalım, hı?
Vayamos a ver cómo está Kenny, quieren?
Gidip bir bakalım.
Vamos a revisar esto.
Bu kadar bencil olmamalısın Coyle, gidip zenginlerin oturduğu caddelere bir bak bakalım onların nasıl yaşadığı seni hiç rahatsız etmiyor mu?
Para su frustración, te quedaste a mirar tele.
Hey, gidip şu senin paraları harcayalım bakalım.
Vamos a gastar un poco del dinero que tanto necesitabas.
Gidip bakalım.
Ve a ver.
Haydi gidip yatak odalarına bakalım.
Vamos a ver los dormitorios.
Gidip sorayım bakalım, neyin peşindeymiş?
Le voy a preguntar.
Bence gidip dolaplara bakalım. Belki bir dolabın içindedir.
deberíamos de revisar algunos clósets para ver si está en uno.
Gidip bir bakalım mı?
- ¿ Vamos a revisar?
— Hey o da neydi? — Bilmiyorum, hadi gidip bakalım.
- No lo sé, vayamos a ver.
Gidip kızları - — Haydi bakalım, Stanley!
- ¡ Vámos Stanely! - ¡ Qué mal!
Gidip gerçektende bu kadar parlak bir zekaya sahipmiymiş bir bakalım!
¡ Ya veremos si brilla realmente!
Gidip hayvanlara bakalım mı?
¿ Ir a ver animales contigo?
Haydi, gidip fahişelere bakalım.
Venga, vamos a ver putas.
Ve şimdi, gidip bahçeye bakalım.
Y ahora, vayamos a ver el jardín.