Gönderdim translate Spanish
4,157 parallel translation
- Hayır, ben kendi kendimi gönderdim.
No, yo me mandé al loquero.
Hemen muhafızlara gönderdim.
Envié a los guardias de inmediato.
Uyurken fotoğrafını ona gönderdim.
Le mandé un mensaje con una foto tuya durmiendo.
- Hayır, biz kimseyi göndermedik. - Ben gönderdim.
- No, no enviamos a nadie.
Aldm ve güvenli bir yere gönderdim.
Sí, y lo mandé a un lugar seguro.
Aman Tanrım. Aynı mesajı tüm aileme gönderdim.
Dios, le envié el mismo mensaje a toda mi familia.
İstediğin Seth Newman'ın telefon kayıtlarını biraz önce gönderdim.
Acabo de enviarte el registro de llamadas de Seth Newman que pediste.
Çocukları Avi'yle bir otele gönderdim.
Tenía que llevar a Avi a recoger los niños a un hotel.
Ona meyve sepeti gönderdim zaten. Hem de pahalısından. Bir sürü kavunun üzerine konmuş bir tane güzel meyve olan sepetlerden değil.
Sí, ya le he mandado una cesta de frutas, ya sabes, una muy cara... como, no es una de aquellas en las que hay, como, una fruta estrella en la parte superior de una tonelada de melon.
-... ardından metni PJH'ye gönderdim.
-... y luego enviaría el texto a PJH.
Gönderdim.
Enviado.
- Ne diyorsun sen? Kızına mahkeme celbi gönderdim.
Cité a su hija.
Kocasını getirmeleri için üniversiteye memurları gönderdim.
Sí, mandé agentes a la Universidad para traer al marido.
Şimdi ateşli silahına bir talimat gönderdim,... polariteyi tersine çevirecek ve arka tarafından ateş edecek.
Ahora, acabo de enviar una instrucción a tu lanzallamas para revertir la polaridad y disparar hacia atrás.
Sonunda babamı evine gönderdim.
Finalmente conseguí que mi papá vuelva a su casa.
En iyi adamımı gönderdim.
Y envié a mi mejor hombre.
Stephen'ı buraya gönderdim çünkü Ava'yı önemsiyorum bunun için onu ilk önce E.I.R'a gönderdim.
Mandé a Stephen aquí porque me preocupo por Ava, por eso le envié para el estudio de impacto ambiental.
Ben bir bildiri gönderdim.
A mí me enviaron un papel.
Herkesi evine gönderdim.
Envié a todos a casa.
Sildiğin şu videolar... Gotham Polis Teşkilatı'na bir kopyasını çoktan gönderdim.
Esos videos que borraste ya envié una copia a la policía de Gótica.
Onu hep yaptığım şeyi yapması için gönderdim. Dengeyi koruması için.
Y la envié a hacer lo que siempre hice, mantener el equilibrio.
Beni eritmeden önce onu boş bir şeyin peşine gönderdim.
Tuve que enviarla a una alegre persecusión antes de que pudiera derretirme.
Gölgemi bir seyi saklamasi için gönderdim.
La envié lejos con algo para esconder.
Dördüncüsü, gerekli bir askeri önlem olarak Guantanamo'daki üssümüze destek gönderdim, oradaki personelimizin yakınlarını tahliye ettirdim...
En cuarto lugar, como medida de precaución militar necesaria he reforzado nuestra base en Guantánamo, evacuado hoy a dependientes del personal de ahí...
Farkında olmadan sana mesaj gönderdim.
Enviarte un mensaje sin siquiera saberlo.
Mermaiden'ın sitesine sızdım ve sunucularından mağazalara ürünlerinin hatalı olduğunu içeren e-postalar gönderdim.
Hackeé Mermaiden y envié un ataque con correo electrónico hacia las tiendes diciéndoles que el producto es defectuoso.
Bu yüzden her ihtimale karşı ikinci bir takım gönderdim.
Así que, mandé un segundo equipo, sólo por si acaso.
O yüzden de hemen DNA testine gönderdim.
Es por eso que le he dado prioridad a las pruebas de ADN.
Oh, ve sana bu çeki gönderdim, ama bana geri gönderildi.
Y... te envié un cheque y me lo devolvieron.
Kenya'ya geri gönderdim.
Lo devolvimos a Kenya.
Kontrol etmek için dairesine birini gönderdim fakat orada değildi.
Envié alguien a su casa para controlarlo pero no estaba allí.
İstediğini gönderdim.
Te envié lo que me pediste.
O yoldan gitmesini ben söyledim. Yağmurda onu yalnız başına gönderdim.
Yo le dije que vaya por ahí... la envié sola bajo la lluvia.
Akıllı telefonlarınıza az önce gönderdim adresi.
La he descargado en vuestros smartphones. Sam y yo iremos a la casa de Stallworth.
Poppy ile Leo'yu adamın hareketlerini çözmeye gönderdim.
Tengo a Poppy y a Leo regresando en sus pasos.
Sonra herkesi eve gönderdim ve kafamı vurmaya devam ettim.
Y al final envié a todos a casa, y después me golpeé mi cabeza un poco más, y entonces
- Aman Tanrım, yaptı. - Arkadaşlık isteği gönderdim.
Le he mandado una petición de amistad.
Sanırım sonunda müdüre e-mail gönderdim.
Bien, creo que finalmente tengo el e-mail... que voy a enviarle a la directora.
Han, kendi bölümümüzdeki işi yapmadan gidemeyeceğimizde ısrar ediyor ben de ona iç giyinmeye çalışan bir çivavanın videosunu gönderdim.
Oye, Han insiste que esta noche no podemos irnos sin hacer el trabajo extra así que le he convertido en un chihuahua llevando pañales.
Üniversiteye en zor örneklerimi gönderdim ve kuşkusuz haklıyım.
Mandé las muestras más complicadas a la universidad... pero confío en estar en lo cierto.
Bodrumdaki fotoğrafları İsrail Hükümeti ve Simon Wiesenthal Merkezi'ne gönderdim.
Está bien. Envié las fotos del sótano al gobierno israelí y al Centro Simon Wiesenthal.
Hayden'in telefonuna erişemeyince teşekkür olarak bir sepet dolusu yiyecek gönderdim.
Cuando lo de colarme en el teléfono de Hayden no funcionó, le envié una cesta con pastas como agradecimiento.
Kalan parçaları da Hodges'gönderdim.
Lo que queda de ella se lo he mandado a Hodges.
Dig bayıldığında kan örneğini QC'de tanıdığım bir kimyagere gönderdim.
Cuando Dig se desmayó, envié una muestra de su sangre a un químico conocido en Control de Calidad.
Bu yüzden her ihtimale karşı ikinci bir takım gönderdim.
Envié un segundo equipo, por si acaso.
Bilgisayarı, otelin güvenlik kamerası kayıtlarıyla birlikte Abby'ye gönderdim.
Manda el portátil a Abby junto con las imágenes de las cámaras de seguridad del hotel.
Onu takip etmeleri için birkaç tane adam gönderdim.
Envié a unos hombres para vigilarla.
Tüm internete özgeçmişimi gönderdim.
Vale.
Onu, seni koruması için gönderdim, Alec.
La envié para protegerte, Alec.
- FedEx'e gönderdim, Sheila.
Lo envié por FedEx, Sheilla.
- Dosyalari gonderdim.
Te envié los archivos.