Göreceksin translate Spanish
6,718 parallel translation
Anneni tekrar göreceksin.
Quiero Mami...
- Kızını göreceksin.
Ya van a poder ver a su hija.
Ağacın üzerinden bir kayık göreceksin.
Ah... verá un bote en un árbol.
Ağacın üstünde bir kayık göreceksin.
Verá... verá un bote en un árbol.
- Göreceksin.
- Ya lo verás.
Göreceksin.
Veras.
- Bekleyip göreceksin.
Espere y verá.
- Kıyametin neden koptuğunu göreceksin.
Verás por qué tiene tanto renombre.
Hallolacak, göreceksin.
Saldrá bien, ya lo verás.
Öteki tarafın, senin gibi kızlar için güzelliklerle dolu olduğunu göreceksin.
Verás que el otro lado está lleno de cosas para una niña como tú.
Göreceksin.
Ya lo verás.
Tahminimce, orjinal el yazmasının üzerinde bunu gezdirerek Mosconi'nin yerleştirdiği gizli mesajı göreceksin.
Mi suposición es, sostenlo sobre el códice original, y verás el mensaje escondido que Mosconi escribió.
Göreceksin ki bu tesis- - bir opera binasına benzemiyor.
Mire, estas instalaciones de I + D... no es como colarse en un teatro de ópera.
Göreceksin.
Lo harás.
Beni tekrar göreceksin.
Me verás de nuevo.
Ve göreceksin, dönüşünle birlikte, tüm bunlar çözülmüş olacak.
¿ Lo ves? A tú regreso todo estará resuelto.
Burada oturup sabırlı olursan göreceksin.
Sólo siéntate tranquila, sé paciente, y lo harás.
Birinci sayfada ikinci paragrafa bakarsan notlarımı göreceksin.
Si vas al párrafo dos de la página uno, ahí es donde verás mis notas.
Çünkü bunu göreceksin.
Porque estás a punto de verlo.
Bunu göreceksin.
Ya lo verás.
Neden bahsettiğimi göreceksin.
Verás a lo que me refiero.
Senin için doğru biri olduğunu göreceksin.
Sabes que se portaría bien contigo.
"Kabuslar göreceksin."
"Tendrá pesadillas."
# Benim adım Mcgee Ve yakında göreceksin #
Me llamo Mcgee... Y muy pronto verán...
Dünyayı göreceksin ve farklı kültürler tecrübe edeceksin.
Vas a ver el mundo y experimentar nuevas culturas.
Arayana kadar beni daha çok göreceksin.
Vas a verme mucho más si no lo haces.
- Şimdi göreceksin ama.
La verás ahora mismo.
Onları tekrar göreceksin.
Les verás de nuevo... A Emma y a Henry.
Eğer kapıdaki sensen harika bir karşılama göreceksin.
Si eres tú el de la puerta, vas a recibir una bienvenida.
Göreceksin?
- Ya lo vas a ver.
Konuşmaya devam edersen kendi gözlerinle göreceksin.
Si sigues hablando, chico, lo vas a descubrir.
Kıyım, nefret, ölü bakışlı ve köpekbalığı gülüşlü iblisler... Bir gün evlenecek ve çocuklara karışacaksın ve onların yüzüne bakınca dünyadaki güzellikleri göreceksin çünkü görmezsen nasıl yaşayacaksın?
Masacres, odio, diablos con ojos muertos y sonrisas de tiburón, y... un día, te casarás... y tendrás niños, y cuando les mires, y veas sus caras, necesitarás ver el bien que hay en el mundo,
En yüksek yere tırman, aktifleştiğini göreceksin.
Ve al punto más alto y actívalo.
Ama göreceksin, üzerinde çizik bile yok.
Pero verás... ni un rasguño, porque, sí...
Bir saniye düşünmeyi bırak, göreceksin.
Deja de pensar por un segundo, verás.
Göreceksin.
Ya verás.
"Tuzun başka bir adamın ekmeğinin tadı olduğunu ve başka bir adamın merdivenlerinden inip çıkmanın ne kadar zor olduğunu göreceksin."
"Y debes descubrir que la sal es el gusto del pan de otro hombre, y duro es el camino arriba y abajo de las escaleras de otro hombre."
# Göreceksin, Bow River'a geri döneceğim #
♪ La primera cosa, tú sabes... ♪ Voy a estar de vuelta en el Río Bow de nuevo ♪
Morty, bir daha ne zaman böyle bir şey göreceksin?
Morty, ¿ cuándo volverás a ver algo así?
Beton yapı bağlantıları göreceksin.
Vas a ver las columnas que sostienen el concreto.
Beni yeniden göreceksin! Söz veriyorum!
¡ Volveremos a vernos, te lo prometo!
Cidden diyorum, istersen bugün spor salonuna git o raflara bir göz at, benim başarılarımı göreceksin.
Tres años el mejor corredor. Tío, en serio, si vas a ese gimnasio y miras en las paredes verás que todos mis récords siguen allí.
Elbette göreceksin.
Sí, lo harás.
'Ama bir dürbünle bir doğum lekesini nasıl göreceksin, Bobby?
¿ Cómo vas a detectar una marca de nacimiento a través de unos binoculares Bobby?
Bence senin kocan olacak olan insan çok şanslı biri. Göreceksin.
Tu marido será un hombre muy afortunado, ya lo verás.
Zarar görmeni istemiyorum ama amcamla çok fazla iç içe olursan zarar göreceksin.
No quiero ver que te hagan daño... pero si sigues mezclándote con mi tío... eso es lo que pasará.
# Göreceksin arkadaşlarını Lexus, kamyonetler ve Hummerlarla #
* Vas a encontrar a tus amigos rodando * * En coches Lexus y Hummers *
Gününü göreceksin!
Muévete.
Git bak, göreceksin.
¡ Ve! ¡ Ya lo verás!
Tabii ki beni tekrar göreceksin.
POR SUPUESTO QUE VAS A VOLVER A VERME.
Bir saniye dusunmeyi birak, goreceksin.
Deja de pensar por un momento, y lo verás.