Görüyor musun translate Spanish
13,542 parallel translation
Görüyor musun onu saklıyordum aslında ancak görünüşe göre bir beyefendisin.
Verás, la estaba reservando, pero viendo que eres un caballero y todo...
Görüyor musun?
¿ Lo ves?
Görüyor musun?
¿ Ves esto?
Kameraları görüyor musun?
¿ Ves las cámaras?
Bunu görüyor musun?
¿ Ves esto?
Görüyor musun?
¿ Ves eso?
İki yüzü var görüyor musun?
¿ Ves que tiene dos lados?
Bu asayı görüyor musun?
¿ Ves esta vara de aquí?
Beni de diğerleri gibi ailenin parçası olarak görüyor musun?
¿ Me consideras parte de tu familia como los otros?
Beni nasıl yargılıyor görüyor musun? Erkek yardımına ihtiyacım var.
¿ Ves cómo me está juzgando? Necesito ayuda con los hombres.
Kabuğu düşme ile orada üzerinde o ağacı görüyor musun?
¿ Ves ese árbol ahí con la corteza cayéndose?
Görüyor musun?
¿ Ves?
Evet. Görüyor musun?
Sí. ¿ Lo ves?
İyi avlar. Alak'ı sık görüyor musun?
Feliz cacería. ¿ Has visto mucho a Alak?
Onu nasıl da itaatkâr yaptığımı görüyor musun?
¿ Ves qué obediente la he hecho?
Şuradaki infaz korumayı görüyor musun?
¿ Ves a ese guardia allí?
Balonun burnun içindeki şekile nasıl uyum sağladığını ve kanı topladığını görüyor musun?
Miren como el globo toma la forma de la cavidad nasal. Y detiene la hemorragia.
Şuradaki balonları görüyor musun?
Vi los globos por allí.
Bak, görüyor musun bir akçaağaç yaprağı bu.
Deja que te enseñe. Mira, ésta es una hoja de arce.
- Ana'yı görüyor musun?
¿ Ves a Ana?
Beni görüyor musun?
¿ Puedes verme?
Silahın ön ve arkasındaki emniyet tertibatını görüyor musun?
Ahora, ¿ ves el anillo de bloqueo en la parte delantera y trasera del tubo? Gíralos de manera opuesta.
Herhangi birini görüyor musun?
¿ Ve alguna persona?
Ayak ya da takım görüyor musun?
¿ Ves alguna gentuza?
İnsanları görüyor musun
¿ Lo ven, gente?
Şu ışığı görüyor musun?
¿ Ves esa luz...? ¿ La azul?
Görüyor musun?
¿ Puedes ver?
Seeley, görüyor musun?
Seeley, ¿ ves esto? Es la luz.
Bir şey görüyor musun?
¿ Ves algo?
- Danvers, bir şey görüyor musun?
- Danvers, ¿ ve algo? - Nada.
Şapkamı görüyor musun?
¿ Has visto mi gorra?
- Bir şey görüyor musun?
¿ Ves algo?
- Cassandra, bir şey görüyor musun?
- ¡ Oye, oye! - Cassandra, ¿ algo?
Hala görüyor musun?
¿ Aún la tienes?
Görüyor musun, eğleniyorum, Mark.
Ya ves, me estoy divirtiendo, Mark.
Hala polis arkadaşın Vega'yı görüyor musun?
¿ Todavía ves a tu amiga Policía Vega?
Şu tüylü mavi şeyi görüyor musun?
Ver esta cosa de piel azul?
Neye katlanmam gerektiğini görüyor musun?
¿ Ves lo que tengo que soportar?
Şunu görüyor musun?
¿ Ves esto?
Herhangi bir tabela görmüyorum. Sen görüyor musun?
No veo ninguna señal ¿ Ves alguna señal?
Dışarı çıktığında neler oluyor görüyor musun?
¿ Ves lo que pasa cuando sales más a menudo?
Şu arka taraftaki evi görüyor musun?
¿ Has visto esa casa allí?
Görüyor musun?
¿ Lo puedes ver?
Rathburn'ü görüyor musun, Deeks?
Deeks, ¿ ves a Rathburn? Se ha ido.
Yerdeki kırmızı X'i görüyor musun?
¿ Ves esa "X" roja en el suelo?
Şu küçük adamın olduğu yörüngeyi görüyor musun?
¿ Ves esta trayectoria justo aquí con el hombrecito?
Onu görüyor musun?
O sea, mírala.
Nehrin ötesindeki kasabayı görüyor musun? İzle.
Mira esto.
Görüyor musun?
Lo ve, él sólo me ignora.
Aileni görüyor musun?
¿ Ves a tus padres por alguna parte?
Şuradaki yanmış saçları görüyor musun?
¿ Ven estos pelos chamuscados?
görüyor musunuz 176
görüyorum 679
görüyorsun 561
görüyorsunuz 374
görüyorsun ya 140
görüyormusun 34
görüyoruz 16
görüyorsunuz ya 100
görüyorsun işte 24
görüyorum ki 81
görüyorum 679
görüyorsun 561
görüyorsunuz 374
görüyorsun ya 140
görüyormusun 34
görüyoruz 16
görüyorsunuz ya 100
görüyorsun işte 24
görüyorum ki 81