English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ G ] / Görüyorsun işte

Görüyorsun işte translate Spanish

279 parallel translation
Görüyorsun işte.
Lo viste.
- Şey, görüyorsun işte - —
- Bueno, verás...
Görüyorsun işte.
Ahora lo comprendes.
Neticede, görüyorsun işte, parası ilgimi çekiyor.
Después de todo, tengo un interés financiero.
Görüyorsun işte...
Ya ve..
Görüyorsun işte.
Ya ve
Evet ama görüyorsun işte, onun yerine koyacak bir şeyin var.
Sí, pero tú tienes algo que la reemplace.
Görüyorsun işte.
Pues ya me ve.
Görüyorsun işte.
¡ Lo ves! Sí que puedes ver.
- Görüyorsun işte, çünkü kalbim dilimde.
- Podrían ser falsos.
Normal, yetişkin ve düşünceli bir adamla buradaki yabani, aptal insanlar arasındaki farkı görüyorsun işte.
Ahora verás la diferencia entre un hombre normal, maduro, reflexivo... y esos idiotas salvajes que andan por aquí.
Görüyorsun işte...
Verás.
# Ama görüyorsun işte #
Pero sepas, tú
Görüyorsun işte, çok çok meşguldüm.
Es que he estado muy ocupada, y...
- görüyorsun işte.
- Lo que ves.
Pek geçinemiyoruz, görüyorsun işte?
No nos llevamos muy bien.
Görüyorsun işte, bu bir iz!
No, mira, ¡ es una marca!
Nerden bileyim, görüyorsun işte?
¿ Y yo qué demonios sé?
Görüyorsun işte.
Me estás viendo.
Görüyorsun işte meleğim ufaklık gidince özgüveni de gitti.
Ya ves, mi ángel, ya no puede levantar su cosita.
Ne yaptığımızı görüyorsun işte.
¿ No ves que estamos ocupados?
İyi görüyorsun işte, bu akşam olanlardan sonra belki de benim...
Ya ves, lo que ha pasado esta noche... creo que debería...
İşte böyle, görüyorsun. Yapacak bir şey kalmadı.
Fue así y no hay nada más que hacer.
İşte görüyorsun Vitus ona nasıl şefkatli ve iyi baktım.
Ya lo ves, Vitus... la he cuidado con gran ternura.
- Bugün Dünya'daki sorunlar işte bu yüzden, görüyorsun ya?
- Es el problema de todos, hoy en día.
- İşte, görüyorsun!
- Eh, ¡ lo ve!
Ama görüyorsun ya, inanıyorlar işte.
- Ya, pero se lo creen.
Şimdi onu görüyorsun. İşte öyle.
Ahora la ves. ¡ Así!
Bu adamlar tam bir beladır görüyorsun ya, sende gördün işte.
Pero eso es sólo el comienzo con esos chicos locos. Cuidado.
Görüyorsun, Jimmy, İşte bu yüzden paraya ihityacımız var.
¿ Comprende por qué necesito dinero urgentemente?
İşte burada... büyük televizyon endüstrisinin cüzzamlıların görüyorsun.
- Los leprosos de la industria televisiva.
Görüyorsun ya JJ, Washington'da istihbarat böyle işliyor işte.
¿ Ve por qué me llaman el hombre mejor informado de Washington?
- İşte görüyorsun.
- Puedes verlo por ti mismo.
İşte yukarıda çocuğum, tek gerçek tanrının ışıltılarını görüyorsun. Bütün canlıları yaratan...
Allá arriba hija mía, reside el único Dios verdadero... creador de todas las cosas vivas.
İşte bu, görüyorsun.
¿ Ud. que opina? - ¿ Han hablado con el Sr. Benson?
İşte, tam da başladığımız yere geri döndük görüyorsun.
Hemos vuelto a lo de antaño.
İşte. Görüyorsun değil mi?
¿ Lo ves?
Görüyorsun bak işte.
Toma.
İşte, görüyorsun, siz kanatlar olacaksınız. Hepiniz.
Todos vosotros seréis las alas.
İşte! Aşırıcılığın sonunun ne olduğunu görüyorsun?
Bien, ha visto cómo va a terminar con su extremismo, ¿ eh?
Buldum! İşte görüyorsun.
¡ Lo conseguí!
İşte görüyorsun!
¡ mira lo que es esto!
Görüyorsun değil mi? Tekrar su işte.
"Y sus lágrimas..." Agua otra vez, ¿ lo ve?
Görüyorsun, Tim, seninle benim aramdaki fark bu işte.
Ha, ha, ha. Lo ves, Tim. Esa es la diferencia entre tú y yo.
Al işte görüyorsun ya!
Se ve claramente.
İşte, ne görüyorsun?
¿ Veis esto?
Ah işte kızım... görüyorsun gençlerden uzak değilim.
Ah, mi hija. Mira, Yo siempre estoy cerca de los jóvenes. Mi hija.
Görüyorsun işte.
Mira, te lo dije.
Görüyorsun, işte I. Perde, II.
Y hay...
Görüyorsun yalnızım işte
Me viste totalmente solo
İşte böyle... Görüyorsun...
Como ves... trabajamos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]