Haftalar translate Spanish
2,191 parallel translation
Haftalar, aylara dönüştü akılları olmamaları gereken yerlerin hayalleriyle doldu. Bir erkeği şüpheye düşürecek değeri olmayan yerleri.
Y con las semanas haciéndose meses sus mentes comenzaron a viajar a sitios prohibidos donde sólo se ven dudas
"Haftalar önce karlar eridi."
Han pasado semanas desde el deshielo.
Görüşmeyi haftalar öncesinden ayarlamıştık.
Acordamos esta cita hace varias semanas.
Şimdi, sevgili Ridley amcam... Bal... yengemin sadece en iyi parşömen kağıdını istemesinden bunalmıştı. O kadar sıkı işlenmişti ki mürekkebin kuruması haftalar alırdı.
Al querido tío Ridley le irritaba cada vez más la predilección de mi tía por el mejor pergamino, que era tan denso que la tinta tardaba semanas en secarse.
- Paul, eğer bu şekilde devam ederse sana ofisime gelmeni söylemiştim haftalar önce.
Paul, te pedí que fueras a mi oficina hace semanas... si eso persistía.
Tanrım, Henry, bu haftalar önceydi.
Dios mío, Henry, eso fue hace semanas.
Sınavlarına haftalar kaldı, ve sen alkol almaya mı başladın?
Te quedan semanas para tus exámenes, ¿ y ahora empiezas a beber alcohol?
İyi haftalar, Baba.
Buena semana, papá.
Bye, iyi haftalar!
¡ Adiós, buena semana!
Şu anda etkili bir aşımız olsa bile haftalar süren insan deneyleri yapmamız gerekir.
Si tuviéramos una vacuna viable ahora necesitaríamos pruebas humanas y tardarían semanas.
Sıradan kopyalarlın bile fark edilmesi haftalar alıyor.
Incluso con las falsificaciones simples banal lleva semanas antes de que sea descubierto.
Aktif bir piyasa olmaksızın tüm bunlara bir değer biçmek için haftalar ya da aylar gerekebilir.
Sin un mercado activo, tardaría semanas o meses en dar un valor exacto.
O kadar acil ki, aslında haftalar önce ilgilenmeliymişiz. Ama araba devrildi bile çoktan.
De hecho, deberíamos haber actuado hace semanas, pero eso ya no tiene remedio.
Haftalar, aylar?
¿ estamos hablando de semanas, meses?
Gideli haftalar oldu.
Hace varias semanas que no están.
Cennete döndüğüm ilk haftalar çok zordu.
Esas primeras semanas en el cielo fueron sorprendentemente difíciles.
O gece haftalar sonra çok rahat uyumuştuk.
Esa noche, fue la que mejor dormimos en semanas.
Ortaokulun bitmesine şurada haftalar kaldı.
Bueno, solo quedan unas pocas semanas de colegio.
İyi haftalar.
Ten una buena semana.
Peter kampanyanın son haftalarında benim kendisine tüm gün ihtiyacım olacağını söylememi istedi. Ruhani rehberliği daha sonraya alabilir miyiz?
Peter me pidió que le dijera que durante las últimas semanas de campaña lo necesitaré a tiempo completo, así que ¿ podría dejar para más adelante su asesoramiento espiritual?
Sadece kampanyanın son haftalarında.
Sólo sería durante las últimas semanas de campaña.
Ailem yüzümden ve... ve Elliot ve benim için son birkaç... haftalar zorlu geçti.
Es mi familia y Elliot, y han sido unas semanas duras para mí.
Yapma, doğum günlerinden fazla Moda Haftaları kutladım.
Por favor, celebré más Semanas de la Moda que cumpleaños.
Eğer intikam isteseydi, haftalar önce polise kendisi giderdi zaten.
Y si quisiera venganza, podría haber ido a la policía él mismo hace semanas.
Mulligan'ın yemeğini yedikten haftalar sonra bıyığımda et parçaları kalıyor ve ben temizlemek istemiyorum. Çünkü her temizleyişimde, ağzıma bir parça et düşecek.
Cuando termine de comer en Mulligan por semanas me quedarán restos de carne en mi bigote y me niego a limpiarlo porque de tanto en tanto cae un trocito de carne en mi boca.
Haftalar boyunca çıldırmış gibiydim.
Estuve en un espiral durante semanas.
Acaba sana haftalar önce verdiğim şu hikayemi okudun mu hiç?
¿ Alguna vez leíste la historia corta que te dí hace semanas?
Değişmez aşk kısa da sürse saatler ve haftalar aşk dediğin kıyamete dek yaşar.
" El amor no se altera... con el paso de las horas o las semanas... sino que sobrevive hasta el final de los tiempos.
- Bu hafta son haftaları.
- Es la última semana.
Haftalar sürebilir.
Podrían ser semanas.
Doğru ses ötesi tonu yakalamam haftalarımı aldı.
Tardé semanas en encontrar el tono ultrasónico adecuado.
Ta ki günler haftalara, haftalar da aylara dönene dek.
Hasta que los días se convirtieron en semanas y las semanas en meses.
Yaralar kabuk bağlamış ve morlukların rengine bakarsak. ... haftalar olmasa da günler öncesine ait olduklarını söyleyebilirim.
Las heridas están parcialmente curadas y el color de los moratones me indica que son de hace días, o incluso semanas.
Aramalar haftalar önce başlamış.
Aquí hay llamadas de hace varias semanas, Jefe.
Keşke yardım edebilseydim Ajan Gibbs ama Binbaşı Casey'nin Savunma İstihbarat Teşkilatındaki görevini belirlemek haftalar sürer ki buna izin de verilmez.
Desearía poder ayudarle, agente Gibbs, pero a la Agencia de Inteligencia de Defensa le costaría semanas revisar todas las misiones del Teniente Comandante Casey para determinar qué puede desclasificarse y qué no.
Haftalar önce ölmüş bir ceset bulundu.
Un cuerpo. Muerto por lo menos varias semanas.
Hayır, haftalar boyunca görgü tanıklarını takip ettim.
No. Pasé semanas rastreando a cada testigo.
Haftalar, belki de.
Semanas, tal vez.
Eşi haftalar süren bir iyileşme süreci içindeydi.
Por ahora, su compañero ha tenido semanas para recuperarse.
Moda haftaları ve yardım baloları için hep yoğundur.
Siempre estamos ocupados entre la semana de la moda y los bailes de caridad.
İşe girdim, taşındım, haftalar aylar derken olmadı.
Luego conseguí trabajo y nos mudamos, y las semanas se transformaron en meses.
Nedenmiş? Kuduzun insanlarda belirtilerini göstermeye başlaması haftalar sürer. Virüs beyne gidene kadar vücutta gezer.
Si fuera rabia los síntomas no serían los mismos en humanos.
Hayatımın en güzel haftalarından birkaçını Frank'le yaşadım.
Pasé algunas de las mejores semanas de mi vida con Frank.
Önümüzdeki haftalar ve aylarda bu suçluları en sonunda adalet önüne çıkaracak ve bu ülkeyi tüm vatandaşlarımız için daha iyi daha güvenli bir yer haline getirecek iddianameler hazırlanacaktır.
En las semanas y meses por venir, se harán acusaciones que por fin traerán a estos criminales ante la justicia y de las cuales harán a este país un lugar más seguro y mejor para todos nuestros ciudadanos.
Haftalar?
¿ Semanas?
Haftalar harcadık bu iş için, artık hazırız.
Hemos estado trabajando durante semanas. Estamos preparados.
Tekrar çalıştırmak haftalar alabilir.
Podría llevar semanas volver a conectarlo.
Buraya bizden haftalar önce gelmişsiniz. Ne yiyordunuz?
Estuviste aquí durante varias semanas antes de que nosotros llegáramos. ¿ Qué has comido?
Haftalar alır.
Semanas.
- Haftalar mı?
- ¿ Semanas?
- Evet, haftalar.
- Sí, semanas.