Harikalar translate Spanish
1,880 parallel translation
Biliyor musun bence harikalar ve kendi başına giyinebilmene de çok sevindim.
Sabes qué, creo que es genial. Y estoy muy sorprendida de lo rápido que te arreglas tu solo.
Hiç öylesine dışarı çıkıp, dünyanın harikalarına baktınız mı bu nefes kesici bir şey.
Actualmente cuando sales y observas la maravilla que es el mundo te quita el aliento.
İki kadınım da harikalar.
Ambas de mis niñas están genial.
Vay canına, bu ev resmen harikalar diyarı.
Wow, esa casa es una Maravilla de invierno..
Şu harikalar diyarı hariç.
Excepto por tu maravilla de invierno.
Harikalar..
Están increíbles.
Birlikte harikalar yaratacağız Johnny Drama.
Haremos magia juntos, Johnny Drama.
Yatmadan önce kenevir harikalar yaratıyor, değil mi?
Un poco de Cannabis antes de ir a la cama hace maravillas, ¿ no?
Şimdi Harry bunlarla harikalar yaratacak.
- Sí. Harry va a hacer maravillas con esto.
Modern teknolojinin harikaları...
Las maravillas de la tecnología moderna.
Harikalar.
Perfectamente.
Alice harikalar diyarında adı verilen nörolojik bir bozukluk.
Una enfermedad llamada síndrome de Alicia en el País de las Maravillas.
İki haftanı harikalar diyarında geçirmene neden olan benim!
Soy quien te hizo pasar dos semanas... en el País de las Maravillas.
Tuhaf olan ne biliyor musun? O harikalar diyarını özledim denilebilir.
Lo raro es que casi extraño mi País de las Maravillas.
Onlar harikalar yaratır.
A ver si pueden obrar su magia.
Harikalar.
Simplemente la mejor.
Cobbster çocuk sopalarıyla harikalar yarattı o yüzden işte paran.
La Cobbster se ha ido de marcha a unos clubes de niños, asi que aqui está tu dinero
Boyunda harikalar yaratıyorsun.
Eres fantástico en el cuello.
-... ki gerçekten harikalar.
-... aunque es muy buena.
Bay Dixon'ın Bayan Fairfax'in piyanoda harikalar yarattığını düşündüğünü hatırlıyor gibiyim. Gerçekten mi!
Creo recordar que el Sr. Dixon pensaba que la Srta. Fairfax era insuperable como pianista.
Onlara dolar öde, kızlarıyla yat. Ve Harikalar Diyarı'nda ol Richard.
¡ Págales en dólares, acuéstate con sus hijas, y conviértelo en el país de las maravillas!
Aynı zamanda saldırganca seks yapabilmemi ve yatakta harikalar yaratabilmemi de sağladılar.
También me hicieron agresivamente sexual. Y fenomenalmente creativa en la cama.
Ama şimdi Pawnee halkının kış harikalar diyarı.
Y ahora es el País de las Maravillas del Invierno de Pawnee.
Ve o otobüstekiler harikalar.
Los chicos son geniales.
Domuz etinden harikalar yaratan bir dâhiydi.
Era un genio con la carne de un cerdo.
Yarattığı harikaların sırrını sadece kafasında saklardı.
Tenía todas sus recetas guardadas como secretos en su cabeza.
Bütün harikaların harikasından gelen harikalıkların son harikası.
La última maravilla de las maravillas de esa sorprendente maravilla de maravillas.
Harikalar Diyarı.
El País de las Maravillas.
İnsanlar daha fazla başka harikalar deneyimlemek istiyor...
La gente quiere experimentar maravillas más exóticas...
İşte bu nedenle her zaman ilerlemek ve daima daha fazla başka harikalar bulmalıyız.
Por eso es que debemos seguir avanzando, siempre descubriendo maravillas más exóticas.
Harikalar Diyarı'nın Taşı'nı bulduk.
Encontramos la Piedra del País de las Maravillas.
İstiridye Harikalar Diyarı'nda dolaşıyor.
Una ostra está recorriendo el país de las maravillas.
İstiridyen Harikalar Diyarı'nın Taşı'nı takıyor.
¿ Qué, qué es? ¡ Tu ostra esta está usando la piedra del País de las maravillas!
Harikalar Diyarı'nın Taşı da nedir?
¿ Qué es la piedra del País de las Maravillas?
Seni evine göndermenin tek yolu şehirdeki aynayı kullanmak ama orası da Harikalar Diyarı'nın en çok korunan yeridir aynı zamanda.
El espejo es la única manera de llevarte de regreso a casa... Y está aquí en la ciudad, pero es la cosa más custodiada del País de las Maravillas.
Şimdi de hem takım elbiseliler hem de Direniş'in hedefi haline geldim ve Harikalar Diyarı'nda saklanabileceğim çok fazla yer yok.
Soy un blanco, no sólo de los tajes, sino para la resistencia también, y hay pocos lugar en el País de las Maravillas donde te puedes esconder.
Harikalar Diyarı'nın Taşı.
La piedra del País de las Maravillas.
Kızıl Kral ve seçilmiş meclisi Harikalar Diyarı'nı yaşlıların bilgeliğiyle yönetirlerdi.
El Rey Rojo y su Concejo electo gobernaban el País de las Maravillas con sabiduría ancestral.
Harikalar Diyarı benim evim.
El País de las Maravillas es mi hogar.
Bu kız Harikalar Diyarı'nın Taşı'nı takıyor.
Está usando la piedra del País de las Maravillas.
İstiridye Harikalar Diyarı'nda dolaşıyor. Hem de benim yüzüğümle mi?
Está dando vueltas por el País de las Maravillas con mi anillo.
Neler yaptığını en yakından gördüm ve herkesten daha iyi biliyorum ki onu ben durdurmazsam, Harikalar Diyarı'nı yok edecek.
He visto lo que ella ha hecho de cerca, y sé, tal vez mejor que cualquier otro, que si no la detengo, destruirá el País de las maravillas.
Gönülsüzce ama vicdan rahatlığıyla söyleyebilirim ki ben Harikalar Diyarı Kraliçesi Kupa Mary Elizabeth Constance de Villiers Jack Frederick Kupa hakkındaki hükmüm tüm Harikalar Diyarı'nın senin aslında nasıl biri olduğunu görebilmesi için bir geceliğine Göz Odası'nda tutulman ve yarın sabah celladın baltasıyla yüzleşmen için Büyük Salon'a götürülmendir.
Es con un corazón entristecido y una conciencia limpia que yo, María Elizabeth Constancia de Villiers Corazón, Reina del País de las Maravillas, te sentencio a ti, Jack Frederick Corazón, que se te detenga en la habitación de los ojos durante la noche, para que todo el País de las Maravillas pueda ver quien realmente eres, y mañana por la mañana, serás llevado al Gran Salón para enfrentar al hacha del verdugo.
Bir ömür yetecek kadar Harikalar Diyarı'nı gördüm zaten.
Sí, he tenido suficiente del País de las Maravillas de por vida.
Meksika'daki Sierra Madre Dağları en mükemmel doğa harikalarından birini barındırır.
Las montañas de la Sierra Madre... VOLANDO CON LAS MARIPOSAS... en México, son el hogar de una de las más grandiosas maravillas de la naturaleza.
- Kardan harikalar yaratamam.
- No apostar por la nieve.
Çok harikalar.
Son estupendas.
Alışveriş mi? Eh? sadece... hayal ettiğim gibi harikalar.
me gustaría que Juicio se centrase en evitar los rumores y en mantener la seguridad pública.
Çok harikalar.
Son asombrosos.
Harikalar Diyarı'nın Taşı olduğunu bilemezdim, değil mi?
No sabía que era la piedra del País de las Maravillas, ¿ o sí?
Babacığım? ALİCE HARİKALAR DİYARINDA
¿ Papi?
harika 10247
harikasın 412
harikulade 158
harikaydı 604
harikayım 109
harika görünüyorsun 610
harikasınız 87
harika bir adam 26
harika bir gün 57
harika bir kız 40
harikasın 412
harikulade 158
harikaydı 604
harikayım 109
harika görünüyorsun 610
harikasınız 87
harika bir adam 26
harika bir gün 57
harika bir kız 40
harikaydın 273
harika biri 117
harikadır 84
harika olurdu 53
harikaydınız 54
harika bir kadın 31
harika olur 206
harika bir yer 43
harika bir duygu 21
harika bir haber 41
harika biri 117
harikadır 84
harika olurdu 53
harikaydınız 54
harika bir kadın 31
harika olur 206
harika bir yer 43
harika bir duygu 21
harika bir haber 41