English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ H ] / Heş

Heş translate Spanish

56 parallel translation
Heş şeyi sizin için...... sizin ini oğlum.
¡ Haría cualquier cosa por ustedes! Haría... Haría cualquier cosa por ti, hijo.
Bana dürüstçe söyler misin? Heş şey bu Köy'den mi ibaret?
¿ Puedes decirme sinceramente que la aldea es todo lo que hay?
Bu kirli evde ki heş şeyi izleyecekmisin.
Esparcirás esto por toda la casa.
"Jase çok güçlü ve acımasız"
Jase, hes-él es muy duro y mezquino ".
Hes ödüllü öğrencilerimizden biri.
Es uno de nuestros mejores alumnos.
Hes sadece bir çocuk.
Es sólo un chico.
Hes, bir yere gitmiyor
No irá a ninguna parte.
Hes'in türü utangaç, biliyorsun. tamam mı!
Él es algo tímido. Bien, bien.
Hes Ülkedeki en iyi sefer organizatörü..
Es el mejor organizador de expediciones en los EEUU.
Hes haklısın.
Dallas tiene razón.
God, hes taken a real bad fall.
Sufrió una caída grave.
Berbat acıyor, Hes.
Está muy mal herido.
Hes, nefes almıyor, H.
No respira más, H.
- Hes dinleniyor.
- Está descansando.
- Bu sabahtan beri öyle.
¿ Qué? Lo hes desde esta mañana.
- Bunu biliyorsun
- ¿ Te suena el nombre Rudolph Hes?
Anne, bu adam oyun parkı tartışmasından sonra okullu bir çocuk gibi buraya tıpış tıpış gelmeyecektir!
Soy hombre muerto, Hes. Cálmate, demos un paseo, cariño.
- Hadi, Hes.
¿ El Dr. Calgary está con usted ahora?
Hes ve ben onu hapishanede ziyaret ettik.
Tenía el dinero, señor.
Veda etme vakti geldi, Hes.
Y tenía razón, Srta. Marple.
Aslında Leo ve ben, düğünü ertelemeyi düşünüyoruz, Bayan Marple.
El día antes de que mi hermano... fuese ejecutado, Hes y yo le visitamos en prisión.
Gitmemekte haklısınız, Dr Calgary.
¿ Hester? Hes, ¿ estás aquí?
Ben ölü bir adamım, Hes. Biraz yürüyelim, bebeğim. Burada mıydın, Tina?
Sí, era nuestra costumbre el pasar las noches aquí en vez de abajo en el pabellón.
Beni 100 pounda almış, Doktor. Biliyor muydunuz?
Es ese aro de allí, Hes.
Bu kadar aptal olma, Hes.
Lo ha pagado todo.
- Katılmıyor musunuz?
- Deja de ser tan sosa, Hes.
- Hayır, RAF'dan çıkmıştı ve ne yapacağına karar vermeye çalışıyordu.
Hes.
Hiç. - Ben ölü bir adamım, Hes.
¿ De qué hablásteis?
Tahmin yürütecek havada değilsin galiba.
No estás de humor para adivinar. Cuando regresó de su última gira del deber, el Sargento Kale fue diagnosticado con el síndrome hipereosinifílico, o HES. Ok.
Çok iyiyim!
¿ hes estado bien?
Otuzlu yaşlarındaki kadınlardan? - Birkaç tane oldu, değil mi Hes?
Bueno, hubo un par de ellas, ¿ No es así, Hes?
Hemşire Copling çok iyi referanslarla gelmişti, değil mi Hester?
La enfermera Copling llegó con excelentes referencias, ¿ No es así, Hes?
Merhaba, Hes.
Hola, Hes.
- Seninle evlenmek için paraya ihtiyacım vardı, Hes.
Quiero conseguir dinero para casarme contigo, Hes.
En karlı hastam oydu, Hes.
Ella fue el paciente más lucrativo, Hes.
Nasıl gidiyor, Hes?
¿ Cómo estás, Hess?
- Bitti, Hes.
- Hemos terminado, Hess.
Üzgünüm, Hes.
Lo lamento, Hes.
Peki sen ne yapacaksın, Hes?
¿ Que harás tu, Hest?
Hoşça kal, Hes.
Adiós, Hest.
Arkadaşımla kuş tuttuk ve sattık.
Lo hes capturado y Los he vendido con un amigo.
Ben öyle görmedim.
Eso no hes lo que he visto.
İnan bana ben çok çok daha kötülerini yaptım.
Créeme, lo hes cometido peores, mucho peores.
O, Hes adına çalışır.
Nombre, Maeong Gyo Gak.
en azından onun yanında zaman var!
Por lo menos los hes tenido tiempo de su lado.
Olgun görünebilir, ama hala.. .. yetişkin hayatın günlük ihtiyaçlarını yerine getirmek için mücadele ediyor.
Puede que se ven maduras pero hes todavía luchando para hacer frente con las demandas diarias de la vida adulta.
Antilop hala ayakları üzerindeyken, teklikelidir.
Mientras que el impala es todavía de pie, hes peligroso.
Önümüzdeki birkaç dakika içinde kısa hayatının en önemli dersini alacak.
En los próximos minutos hes va a conseguir el más importante lección de su vida joven.
Beslenirken hâlâ izleniyor.
Mientras él se alimenta, hes siendo observados.
Bu, bir kaç aydır eline geçen tek gerçek et. Ama başarısı iki erkek arasındaki dostluk için bir sınav.
Esta es la primera verdadera carne hes tenido durante meses severall, pero su éxito pondrá a prueba la creciente la amistad entre los dos hombres.
Nelere sahip olabileceğini bulmanın sadece bir yolu var. Ortaya çıkıp dans etmeli.
Sólo hay una manera de averiguarlo si hes consiguió lo que se necesita.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]