English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ H ] / Hâle

Hâle translate Spanish

3,322 parallel translation
Tüm o sorunlar içinde sıkışmış durumda ve Mara ile benim hayal edebileceğimizden bile daha ölümcül bir hâle geliyor.
Cada problema, apilado ahí dentro se convierte en algo más mortífero de lo que Mara y yo podríamos imaginar.
Bu hâle gelmeyi sen istemedin.
No pediste convertirte en lo que eres.
Ortamı daha zarif hâle getirmek için yani.
Ya sabes, darle clase, ese tipo de...
- Yasak. - Durumu daha da çekici bir hâle sokmamis cidden.
La guardia costera desaprueba confraternizar.
Her seyi anlasilir hâle sokmaya çalismaktan yorulmustum.
Estaba cansada de tener que bajar el nivel todo el día.
O olmasa kasvetli hâle bürünecek bir dünyadaki mutluluk kaynagi gibi.
Es como un rayo de sol contra un mundo sombrío.
Şu hâle bak, Deedee.
Vaya, Deedee.
Steward'ın beceriksizliği bizi bu hâle getirdi.
La ineptitud de Steward fue lo que nos metió en este lío.
Bu işi onun için nasıl daha iyi bir hâle getirebileceğimi bilmiyorum Nick.
No sé cómo mejorar su vida, Nick.
Onları canavar olmaya uygun hâle getiriyor.
Les hace predispuestos a convertirse en bestias.
Bina güvenliği etkisiz hâle getirildi.
La seguridad del edificio ha sido neutralizada.
Maalesef yıllar boyunca daha keskin hâle geldi.
Me temo que con el tiempo ha desarrollado algunas asperezas.
NYPD'nin soruşturma yapmasını imkansız hâle getiriyor.
Hace difícil que la Policía de Nueva York pueda investigar.
Ki bunun anlamı da ya Samaritan'ı aktif hâle getirmeye çalışıyorsunuz ya da dünyanın en hırslı oyuncususunuz.
Lo que significa, que o estás planeando poner al Samaritano en línea... o eres el jugador más ambicioso del mundo.
İşler bu hâle gelmişken şimdi söylesem ne fark eder?
¿ De qué sirve decírtelo ahora? Esto ocurrió de todos modos...
"Yemek babamlaydı." O şu hâle geldi :
¿ Tú también? ¿ Por qué? ". " Vi su identificación.
Bizi bağlayacak töreni elinden geldiğince meşakkatli hâle getirecektir.
Hará la ceremonia de nuestro enlace tan agotadora como sea posible.
Hedefini vurmak istediğinde dört nala giden at da olsa, zalim kral da olsa her şeyini durgun hâle getirmen lazım. Hem zihnini hem vücudunu.
Mira, si deseas dar en el blanco, ya sea un caballo a galope o un rey tirano, debes apaciguar todo, mente y cuerpo por igual.
Şu hâle bak.
Mira esto.
Bu küçük basit yaşamını çok güzel bir hâle getirdin.
Has construido una vida tranquila y aislada en la que podría llegar por casualidad una guapa amante del pastel, si le dejas.
Onu bu hâle kim getirdi?
¿ Quién lo hizo de esa manera?
Nasıl bu hâle geldim peki?
Así que, ¿ cómo demonios acabé así?
Bunu bu hâle sen getirdin.
Tú hiciste que tuviera que ser así.
Ajanımız geldi ve onu etkisiz hâle getirdi.
Nuestros agentes llegaron y lo neutralizaron.
Sonra da diğerlerini etkisiz hâle getirdi.
Entonces procedieron a deshacerse de unos cuantos más.
Kendi başına bu hâle gelmiş kişilerle tanışmak hoşuma gider.
Siempre disfruto conociendo a un hombre hecho a sí mismo.
Anlaşılan, onları canavar olmaya uygun hâle getiren bir gen vardı.
Aparentemente, hay un cierto gen que los predispone a convertirse en bestias.
Kız sıfırdan ne hâle gelmiş, birine böbürlenmeden durmaz.
Cuando no eres nadie, no puedes evitar presumirle a alguien.
Millet ne hâle geldiğini görmek için burada.
la gente solo está aquí para ver el horror en el que te conviertes.
Bu bayıltıcı, kanı yoğunlaştırarak hassas bir ameliyata hazır hâle getiriyor.
Este en particular coagula la sangre, lo que lo hace ideal para cirugías delicadas.
Alanı gözleyen güvenlik kameralarını da etkisiz hâle getirmişler.
Alguien desactivó las cámaras de seguridad que cubren la plaza.
Hayatta bazı şeyleri eskiden olduğu hâle getirebildiğin nadir anlardan.
Es la única vez en la vida donde se puede volver las cosas a ser como antes.
- Kaziri aktif hâle geldi.
La Kaziri ha sido activada.
Şu hâle bak.
Míranos.
Harika yavru kuş çünkü hepimiz bu barı olabilecek en süper hâle getirmeye çalışıyoruz.
Bueno, eso es grandioso, pichoncito, Porque todos estamos enfocados en hacer de este bar tan impresionante como sea posible.
Sadece barı iyi hâle getirmek istiyoruz.
Mira, hombre, estamos intentando hacer este bar mejor, ¿ está bien?
Debbie bu sabah beyin sarsıntısından hastaneden tahliye oldu ve polis raporunda şüphelinin domuz maskeli olduğu ve kurbanlarını etkisiz hâle getirmek için elektroşok cihazı kullandığı yazıyor.
Debbíe fue dada de alta del hospital esta mañana con una contusión, y lo que sabemos del reporte de la policía es que el SUDES usa una máscara de cerdo, y ha estado usando un Taser para incapacitar a sus víctimas.
Yapma be, güzelim vazoyu ne hâle getirdiğine bak.
Viejo, no puedo creer que acabaras de hacerle eso.
Kulağa geldiğinden daha ilginç bir hâle getirmeye gayret edeceğim.
Que procuraré hacer más interesante de lo que suena.
Ben'i bulamayacaksan, bu ağı gece yarısına kadar hazır hâle getirmeliyim.
Si no puede encontrar a Ben, tengo que terminar la red antes de la medianoche.
Dünya ne hâle geliyor?
¿ A dónde vamos a ir a parar?
Sadece mücadeleyi adil hâle getirmeye çalışıyorum.
Solo estoy tratando de igualar el campo de juego.
Hayır, seninle konuşmak güvenli hâle gelene kadar bekleyeceğini düşünüyorum.
No, creo que está esperando hasta que sea seguro venir a encontrarte.
Zamanlayıcıları yok et, etkisiz hâle...
Eliminar a todos los viajeros, neutralizar la célula.
Hayır, tesislerinden birini etkisiz hâle getirdik.
No, neutralizamos una de sus instalaciones.
Zırhın bir şekilde mermiyi durdurup etkisiz hâle getirdi.
Tu traje detuvo la bala neutralizándola de algún modo.
Daniels maruz kaldı, enerji soğurabilir hâle geldi hem de her türden.
Daniels fue expuesto, terminó siendo capaz de absorber energía... de todo tipo.
Her şeyi daha iyi hâle getirirler.
Sí, sí, hacen que todo sea mejor.
Demek George ve Lemon Fancie'mi bu hâle getirdiler.
Así que... esto es lo que George y Lemon han hecho con mi Fancie's.
İyi bir restoranı alıp çok, çok daha iyi bir hâle getirdi.
Tomó un buen restaurante y lo transformó en algo de alguna manera mejor.
Eskiden aygıtlar ve cihazlar azıcık şiddet ile eskisinden iyi çalışır hâle geliyorlardı.
"y si vamos a la escuela, podemos denunciarlo. " Sabemos quién fue. ¿ Podemos ir ahora? "

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]