Hükümetin translate Spanish
2,442 parallel translation
Hükümetin askerî bir mahkeme planladığını sanıyordum.
Pensé que el gobierno estaba planeando un tribunal militar.
Bu durumun hükümetin kaçınmak istediği bir şey olduğuna inanıyorum.
Y estoy seguro que eso es algo que el gobierno desea evitar.
Ulus tarihimizin en mükemmel soruşturmasının ardından hükümetin Marry Surratt'a karşı açtığı dava üç fiile dayanıyordu birincisi : Booth ile yakınlığı ikincisi : Lyod'a talimatlar verdiği iddia edilmesi ve üçüncüsü :
Después de una investigación minuciosa de la historia de nuestra nación todo el caso del gobierno contra Mary Surratt se basa en tres hechos uno, conocer a Booth dos, las supuestas instrucciones que le dio a Lloyd y, tres, su no reconocimiento de Payne.
Sizin de utanç içinde hizmet ettiğiniz Muhafazakar hükümetin hatası.
¡ Sino de este Gobierno Conservador... al cual usted sirve tan vergonzosamente!
Hükümetin kararı hazırlıklar tamamlanır tamamlanmaz büyük bir askeri birliğin deniz yoluyla harekete geçmesi yönündedir.
El Gobierno ha decidido que una extensa Fuerza de Avanzada... zarpe tan pronto como todos los preparativos estén completos.
Bu sizin sorununuz değil, başkasının sorunu. Hükümetin sorunu.
No es su problema, es el problema de otro... es problema del Gobierno.
Sen hükümetin gönderdiği adam olmalısın.
Usted debe ser el hombre del gobierno.
Fakat ne benim, ne de bir başkasının, hele de bir hükümetin bir kadına ne yapması gerektiğini dikta ettirmesini düşünemiyorum.
No. Pero ni yo ni nadie, y desde luego no un gobierno puede decirle qué hacer a una mujer.
Tanrı hükümetin limuzininden razı olsun.
Gracias a Dios por las limusinas del gobierno.
Hükümetin açısından potansiyel bir terörist teröristtir.
Y para tu gobierno un terrorista en potencia es un terrorista.
Biliyorum. Ben de öyle düşünmüştüm. Fakat ben hükümetin emriyle buradayım.
Me hubiera dispensado... pero estoy aquí por voluntad del Gobierno francés.
Hükümetin teknolojisine ilgim var. Çakışmaları ve birlikte var olmaları.
Muy interesado en el gobierno y la tecnología, la forma en que va a se cruzan y conviven.
Şu işgüzar hükümetin uzun kolları yok mu.
Dios, los tentáculos de este gobierno entrometido.
Çünkü yerel hükümetin izlediği politikadan mutsuzdular. Silah kaçakçısı Frank Smith ile anlaştılar.
Porque están descontentos con la políticas del gobierno local... ellos han sido financiando un armas distribuidor llamado Frank Smith.
Son alınan bilgilere göre, hükümetin cephe gerisindeki birliklerini de çağırarak ek önlemler alacağı açıklandı.
En razón de la situación internacional el gobierno decidió completar las medidas militares ya tomadas llamando un contingente suplementario de soldados de reserva.
Doktor Campbell ayrıca hükümetin beslenme politikasını geliştiren araştırmalardaki ciddi şirket etkilerine tanık oldu.
El Dr. Campbell también fue testigo de la fuerte influencia corporativa... en investigaciones utilizadas para el desarrollo de las políticas nutricionales.
Bu bölgesini tam kontrol edemeyen, mutlak egemenliğini kullanamayan ama diplomatik seviyede ona yakın hükümetler ve dünyanın her yerindeki insanlar tarafından tanınan bir hükümetin hazırlığı.
En un gobierno que no tiene todo el control de su territorio. Que no goza de plena soberanía, pero que es reconocido... por gobiernos simpatizantes y por gente de todo el mundo.
Alan, bugün Twitter'da şöyle yazmışsın virüsle ilgili gerçekler HKM ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından dünyadan saklanıyormuş. Böylece mevcut hükümetin dostlarının mali ve fiziksel olarak bundan yararlanması sağlanıyormuş.
Hoy en Twitter escribiste que están ocultando la verdad sobre el virus los Centros de Control, la OMS para permitir a amigos de la administración beneficiarse financiera y físicamente.
Hükümetin elinden gelenin en iyisini...''... yapacağını söyledi...''... ve muhafaza arasında barış olmalıdır...''... halk topluluğunun arasında.'
"... que el Gobierno Central está haciendo todo lo posible... " "... para tener la situación bajo control... " "... y mantener la paz... "
Sen beynimin yarattığı bir şey olabilirsin ama hükümetin bizi bir sanal gerçekliğe kapadığını mı söylüyorsun?
Bueno, quizás seas una proyección de mi cerebro, pero, ¿ el gobierno poniéndonos a todos en realidad virtual?
Flag'ın generali öldürmeyi istediğini öğrendiğimde onu yakalamak için hükümetin yetmeyeceğini biliyordum.
Cuando descubrí que Flag estaba tratando de matar al General, sabía que iba a tomar más que los trajes azules del Buró para detenerlo.
ya onlar hükümetin emrine girecekti ya da ya da benim emrime.
Podían reportarse ante el gobierno o podían reportarse ante mí.
Dünya dışı yaşam formlarının tutulduğu yer olduğuna yönelik söylentiler olan 51. bölge, geniş kitlelerce dünyanın en gizli yeri olarak biliniyor ancak kamuoyu ve siyasilerin baskıyla hükümetin bugün ilk defa 51.
Según los rumores es un área secreta para retener formas de vida extraterrestre. El Área 51 es conocido mundialmente como el lugar más secreto de la Tierra. Pero el Canal 6 se enteró hoy que el Gobierno cedió a las presiones sociales y políticas, y por primera vez permitirá visitantes al Área 51.
Hükümetin parası tükeniyor.
El estado se está quedando sin dinero.
Hükümetin içinde İslam Fedaileri hakkında, söylediklerinden çok daha fazla şey bilenler var.
Gente dentro del gobierno que sepa un poco más de lo que están haciendo ver sobre los Guerreros del Islam.
Görünüşe göre hükümetin süper bilgisayarını hackleyip İç Güvenlik Bakanlığı sizi annenize ispiyonlamadan uranyum alamıyorsunuz.
Aparentemente, no puedes hackear una supercomputadora del gobierno y luego tratar de comprar uranio sin que Seguridad Nacional le llegue con el cuento a tu madre.
Hükümetin, vergi mükelleflerinin meme uçlarını kızarıp yara olana kadar emen aç gözlü domuz yavrusu olduğunu öğrenmek için hiçbir zaman geç değildir.
Nunca es tarde para aprender que el Gobierno es un cerdito codicioso, que se amamanta de la teta de los contribuyentes, hasta que sus pezones quedan irritados y agrietados.
Hükümetin neden önemli olduğu hakkında yazı yazması gerekiyordu.
Lauren debía hacer un informe sobre "por qué el Gobierno es importante".
Evet, sözlerimiz Hükümetin bizden almadığı tek şey!
Sí, nuestra palabra es lo único el gobierno no se aleja de nosotros
Hükümetin benim malıma ihtiyacı var.
Verás, el gobierno necesita mi producto.
Bay Penn ilk hükümetin kuruluşunda büyük rol oynadı yazdığı kanun maddeleri Amerikan Anayasası'nın temeli sayılır.
El Sr. Penn se estableció en esa gran tierra... fundó un gobierno, y algunos de sus estatutos más tarde se convirtieron en la base de la Constitución americana.
Hükümetin en iyi yaptığı şey, küçük işyerlerinin işine burnunu sokmaktır.
¿ Qué querían los de la AID? Lo que mejor hace el gobierno : meterse en los asuntos de las empresas pequeñas.
Hükümetin bununla neler yapabileceğini bir düşün.
Piensa en lo que nuestro gobierno podría hacer con él.
Bu şey hükümetin eline geçerse diktatör senaryoları yaşanır.
El gobierno metio sus manos en esto, que es el último escenario del gran hermano.
Bence Amerika halkını umurunuzda ve onlar için en hayırlısını düşünüyorsunuz. Ayrıca bazıları bu hükümetin devrilmesi için var gücüyle çalışıyor.
Creo que le importa lo que piensan los americanos, y lo mejor para ellos, es esta administracion, aunque mucha gente está trabajando duro para socavarlo.
Hükümetin eli kolu bağlandı.
El gobierno está confuso y paralizado.
Hükümetin düşüncelerini size açıklamak istiyorum.
Voy a intentar explicarles lo que el gobierno piensa hacer... ¡ Peter, cuidado!
"Hepsi hükümetin suçu, biliyorsun..."
"Fue culpa del gobierno, tú sabes..."
İlk olarak hükümetin suyu yeniden kazanmakla ilgili hikayesiyle karşılaşmıştım ve yer altındaki raylı sistemlerimizde bulunan terk edilmiş tünelleri kullanmak istiyorlardı.
Al principio me encontré con una historia enfocada en el gobierno que acababa de anunciar sus planes de reciclaje de agua y que quería usar túneles subterráneos abandonados de uno de nuestros mayores sistemas ferroviarios.
Hükümetin su krizine karşı çözümü evsizlerden dolayı, başka bir yolu tıkayabilir.
Las consecuencias que sufrirán los indigentes probablemente se conviertan en otro obstáculo para la solución gubernamental de la crisis del agua.
Hükümetin evsizleri tahliye etmek için neden bu kadar uğraştığı anlaşılıyor.
Tienen a la vista el motivo por el cual el gobierno está teniendo muchos problemas en desalojar a las personas sin techo.
Bu, hükümetin inkar ettiği bir şeydi.
Esto era algo que el gobierno negaba.
Kesinlikle. eğer bir finans şirketinin CEO'su iseniz, hükümetin neler yapmak istediğini anlarsınız.
Exacto. Si eres el consejero de alguna de estas firmas, ya habrás visto lo que el gobierno está dispuesto a hacer.
Hiçbir hükümetin sorumluluğunu almak istemediği bir şey.
Algo de lo que ningún gobierno quiere asumir la responsabilidad.
Hükümetin kontrolünü ele geçirme?
¿ Apoderarse del control del gobierno?
Hükümetin dışındaki kaynak tarafından piyasaya sürülmüştü.
Mi liberación fue arreglada por fuentes ajenas al gobierno.
Yani hükümetin savcısına gitmiyoruz mu, diyorsunuz.
Así que usted dice que no iremos con el fiscal?
askeri hükümetin lideri olmak istermisin diye soruyoruz.
Pedimos que dirigiera al Gobierno Militar.
askeri hükümetin lideri olmak istediğinizi umuyoruz.
Deseamos que dirija al Gobierno Militar.
Hükümetin adamları bizi öldürmeye çalıştı.
Los matones del Gobierno intentaron matarnos.
Hükümetin sakladığı bir sürü olay... Fischer...
Muchas cosas que el gobierno está ocultando, ¿ sabes?