Idare ediyor translate Spanish
591 parallel translation
Sayesinde bu seyahatin bütün çalışmaları finanse edilen Bay Edward Malone, şu anda kiraladığımız gemideki canavarın tahliyesini idare ediyor.
"El Sr. Edward Malone, a través de cuyo esfuerzo fue financiada esta expedición, está ahora vigilando la descarga del monstruo del barco que fletamos -"
Bu şovu kim idare ediyor?
¿ Quién decide?
Dükkanı idare ediyor.
Lleva el almacén.
Eski kocanın parasını o idare ediyor.
Maneja su dinero.
Rocky çocukları idare ediyor.
- Rocky sabe manejarlos, ¿ no?
- Burayı kim idare ediyor?
- ¿ Quién dirige este lugar? - El gobierno.
- Şef Hedley orkestrayı çok iyi idare ediyor.
Headley la está dirigiendo muy bien. - No hablo del concierto.
Topal bir ayak yarışta beni zar zor idare ediyor.
Con un pie deforme no se tienen oportunidades.
Sanırım Danny bensiz gayet iyi idare ediyor, değil mi?
Imagino que Danny se las habrá arreglado bien sin mí, ¿ no?
Annem nasıl idare ediyor? Öyle mi?
Chico, cuánto me alegra oírte.
- Nasıl idare ediyor?
- ¿ Como sale ella del asunto?
Aron da idare ediyor mu?
¿ Se las apaña Aron?
Bensiz daha iyi idare ediyor gibisiniz.
Parece que habéis estado mejor sin mí.
Bizi tutan müşterileri sarışınları idare ettiği gibi idare ediyor.
- El maneja esos agentes como si fuesen rubias
- Nasıl idare ediyor?
¿ Cómo se las arregla?
İdare ediyor işte, idare ediyor.
Le va bien, le va muy bien.
007 durumu oldukça iyi idare ediyor.
Parece que 007 tiene la situación bajo control.
Koğuşunu bir korsan gemisi gibi idare ediyor.
dirige la sala como un barco pirata.
Şu konuda seni temin ederim ki Shannon sinirleri gergin bir otobüs idare ediyor.
Y déjeme asegurarle que mi autobús es el mejor de la flota.
Dağın diğer tarafındaki vadiyi idare ediyor.
Él controla todo el valle desde lo alto de la montaña.
- Tüm bu bölümü üç kişi idare ediyor. - Hadisene Davy.
Tres hombres llevan todo este departamento.
Norolar idare ediyor.
Los Noros están a cargo.
Hayatım, tam 40 yıldır Joachim amca başımızda... ve her şeyi dengeleri gözeterek idare ediyor.
Cariño, el tío Joachim lleva el timón desde hace 40 años... y siempre con equilibrio y firmeza.
Aslında yerini tutmuyor ama idare ediyor.
Realmente no lo reemplaza, pero ayuda.
Vince Tıpkı kasabanın geri kalanı gibi seni de idare ediyor. Herkes bunun farkında.
Vince manda en usted como en los demás, y todo el mundo lo sabe.
Bu yeri yakında biz idare ediyor olabiliriz gibi.
Como que podamos hacernos con este sitio muy pronto.
Şimdilik iyi idare ediyor.
Lo está llevando muy bien.
Kongre'yi kimler idare ediyor zannediyorsunuz?
¿ Quién creen que controla el Congreso?
Hayır, dostlarım, Kongre'yi avukatlar idare ediyor.
No, amigos, el Congreso está controlado por abogados.
Çiftliğin işlerini o idare ediyor.
El es quien ordena las cosas en nuestra hacienda.
Uyurken gemiyi kim idare ediyor?
Y mientras, el barco lo lleva...
Gerasim Kuzmich bizi düşkünler evine gönderebilirdi ama bizi idare ediyor.
Guerasim Kuzmich podría dejarnos en la calle a todos, pero nos tolera.
İkimizi aynı anda idare ediyor!
¡ Los dos en el mismo saco de dormir!
Baban eskisi kadar güçlü değil ama idare ediyor.
Y tu padre no es tan fuerte como antes, pero está bien.
Hepimizi de idare ediyor şu an.
Nos está controlando a todos en este instante.
Yüksek apartman binalarını, asansör sistemlerini, elektrikleri idare ediyor görünüyor. Bunları kim yapabilirdi ki?
Al parecer, controla dos rascacielos, los ascensores, la electricidad...
Manevi hayatım idare ediyor
- No le pasa nada a mi vida espiritual.
İdare ediyor.
Me lleva a todos lados.
- İdare ediyor.
- Así, así. Aguantando.
İdare ediyor!
Está bien.
- İdare ediyor.
- Sí sale un poco.
O gerçekten harika, değil mi? Bak, gemiyi ne güzel idare ediyor.
Mira que bien se ve el navío...
Kurtları idare ediyor.
Engatusar a los lobos.
- İdare ediyor.
- Figurando.
İdare ediyor gibi görünüyorsun.
Parece que así te va bien.
81 yaşında ve hâlâ pazar ayinlerini idare ediyor.
Tiene 81 años y todavía celebra los servicios del Domingo.
Bu skandal idare heyetini, hepimizi.. .. partiyi ve bütün bir projeyi tehdit ediyor.
En este escándalo está en juego la junta del Ayuntamiento, todos nosotros, el Partido, el proyecto.
- İdare ediyor.
- ¿ Está bien?
İdare ediyor.
- Lo hace muy bien.
İdare, bahse girmenin yasak olduğu uyarısında bulunuyor. Ama en sevdiğiniz çifte tezahürat yapabilirsiniz. Ve inanın bana bu harika gençler tezahüratı hak ediyor.
La dirección prohíbe las apuestas pero pueden animar a sus parejas favoritas, y, créanme, estos chicos se lo merecen, porque están padeciendo dolor, cansancio, agotamiento.
İdare ediyor.
- Estoy harto.
idare ediyorum 46
idare ediyoruz 21
ediyorum 314
ediyor 38
ediyorsun 23
ediyoruz 18
idare eder 178
idare ederim 72
idare edebilirim 17
idare ederiz 38
idare ediyoruz 21
ediyorum 314
ediyor 38
ediyorsun 23
ediyoruz 18
idare eder 178
idare ederim 72
idare edebilirim 17
idare ederiz 38