Iki dakika translate Spanish
4,737 parallel translation
Bana iki dakika yeter.
Solo necesito dos.
Seni iki dakika tanıdıktan sonra
No, después de conocerte por dos minutos.
Peki, düşünün ve beni iki dakika içinde arayın. Çünkü önümde başka teklifler de var.
Bueno, piénsalo y llámame en dos minutos, porque tienen otras ofertas sobre la mesa.
Tüm vakalar sadece iki dakika sürdüğünü gösteriyor.
Puede ser cuestión de minutos.
Beverly Hills milyarderleri iki dakika telefonlarına
Esos multimillonarios de Beverly Hills que no pueden pasar dos minutos
Bugün iki dakika dayanan tek yarışmacı o.
Ha sido el único concursante que resistió los 2 minutos el día de hoy.
Bu düğmeye basıldıktan iki dakika sonra infilak ediyor.
Detona 2 minutos después de presionando este botón.
Hanımefendi, Araştırma iki dakika önce iletişime geçti.
Señora, La Agencia ha hecho contacto hace dos minutos.
Helikopter iki dakika dışarı.
Está a dos minutos.
Bana iki dakika ver.
Sí, solo.. dame dos minutos.
DMP'nin önümüzdeki iki dakika içinde işe yaraması gerekmektedir!
- la DMP no funcionara en los proximos dos minutos! .
- Cidden, iki dakika ver. - Hayır.
- En serio, solo necesito dos segundos.
İlk iki dakikada ilgilerini çekip 38 dakika boyunca üzerimde tutmam gerekiyor.
Tengo que atraer su atención en los dos primeros minutos... y luego mantenerla los siguientes 38.
Bana iki dakika verebilirsin.
Puedes darme dos minutos.
Tahmini varış süresi iki dakika.
Dos minutos.
Neden ikiniz de bir iki dakika oturmuyorsunuz?
¿ Por qué no se sientan por un segundo?
İlk iki dakikada ilgilerini çekip 38 dakika boyunca muhafaza etmeliyim.
Tengo que atrapar su atención en los primeros dos minutos... y luego retenerla por otros 38.
Iki dakika sus da uyuyalim derdim.
Le diría que se callara la jodida boca y que me dejara dormir.
Yani yolun iki dakika aşağısında belediyenin geri dönüşüm tesisi var.
Quiero decir, hay un centro de reciclaje municipal a dos minutos.
O kadar azgın ki iki dakika rahat duramıyor.
No puede dejársela en los pantalones ni dos segundos. Es una enfermedad.
Bu doğru, Kanal6, günde iki dakika ve beş adımda gerçeği ortaya çıkaracak.
Eso es, el Canal 6 destapará la verdad en una serie de cinco reportajes de dos minutos al día.
İhtiyacımız olan tek şey bir iki dakika ve sonra bu işi bitirebiliriz, Dok.
Sólo necesitamos uno o dos minutos para terminarlo, Doc.
Wayne, iki dakika durabilir misin?
Wayne, ¿ podrías dejar de tocar por un minuto?
Bana iki dakika ver.
Dame dos minutos.
Son iki dakika.
Dos minutos.
"Siyah, kurşun geçirmez bir araç iki dakika önce giriş yaptı."
El coche negro antibalas salió hace 2 minutos
Doğru matkap ucu ile, yine de en sert duvarları bile onlarla bir-iki dakika içinde delebilirsiniz.
Con la broca adecuada, se pueden atravesar la mayoría de las paredes, sin embargo puede que tarde un minuto o dos en hacerlo.
Soruyu geçiştireceğini düşündüm ama iki dakika boyunca açıklama yaptı.
Y yo pensé que iba a evadir la pregunta, pero la respondió por cerca de dos minutos.
Tam iki saat on dakika oldu.
Han pasado dos horas y diez minutos.
Ona rahat yetişirsin, çünkü daha... İki dakika kalmış.
Bueno, tienes tiempo, porque quedan solo... dos minutos.
İki dakika.
Dos minutos.
İki saat altı dakika!
- Dos horas y seis minutos!
- Hepsinden daha fazla, Grisha, iki saat sekiz dakika!
- Mas que todos, Grisha, dos horas y ocho minutos.
İki dakika.
Uh, dos segundos. Te lo prometo.
İki dakika. Söz.
Dos segundos, te lo prometo.
İki dakika ve sonra hepimiz gideceğiz.
Dos segundos y nos habremos ido.
Bir dakika, bir tecavüzcüyü ve iki adam öldüren bir katili yalan söylemekten mi yargılayacağız?
Espera, ¿ estás sugiriendo que podemos procesar a un violador y un posible asesino doble por mentir?
- İki dakika geciktin.
Llegas dos minutos tarde.
İki dakika boyunca hıçkırarak ağlayan sonrasında da kusan biriydi.
Eran como dos minutos de alguien llorando y luego vomitando.
İki dakika beklesen olmazdı değil mi?
¿ No podía esperar dos minutos?
İki dakika aralıkla.
Dos minutos de diferencia.
- İki dakika.
Dos minutos.
İki dakika içinde herkes bu kişilerin kim olduklarını öğrenecek.
Dos minutos, y todos sabrán quienes son estos tipos.
İki dakika önce Kemali 5. Hangar'daymış.
Señor, Kamali está aquí, Hangar 5, hace dos minutos.
İki dakika özel konuşmaya ihtiyacımız var.
Necesitamos dos minutos para hablar en privado.
İki üç dakika içinde geliriz dediler.
Dicen que estarán aquí en dos o tres minutos.
İki dakika geç kaldın.
Late por dos minutos.
Dur bir dakika şu beni kaçıran iki eleman mı?
Espera, ¿ te refieres a los dos tipos que... que me sacaron y me secuestraron?
- İki dakika dur amına koyayım.
Oye, tío aguanta un momento, joder.
İki dakika içinde oradan ve az önce oraya yapılan aramalar.
Hubo una llamada saliente hace dos minutos y una entrante justo ahora.
İki dakika, fazla değil.
Dos minutos, no más.