Ilerliyor translate Spanish
3,075 parallel translation
Bu şey hızla New York'a ilerliyor.
Esto se dirige rápidamente a Nueva York.
Paketler yolda ve ilerliyor
Las manadas. Se están mov ¡ endo y se dirigen hac ¡ a t ¡.
Fazla vaktimiz yok, burada zaman tek yönde ilerliyor.
Tenemos muy poco tiempo. Hasta aquí los relojes sólo se mueven en una dirección.
Araç köprüye doğru ilerliyor. Tamam.
La furgoneta se aproxima, cambio.
Bak nasıl da hızla ilerliyor.
Mira al paso que va.
- Alfa ilerliyor.
- Alpha en movimiento.
zafer yolunda ilerliyor.
Se interpone en el camino de la victoria.
Donma. Çok hızlı ilerliyor.
La escarcha se mueve rapido.
Hayır şaka yapmıyorum, biri bunu sevince, daha hızlı ilerliyor.
- No estoy bromeando. ESTRELLA DE REALITY Pero uno como este va más rápido.
- 1-19'a doğru ilerliyor. - Anlaşıldı.
Se dirige a la l-1 9.
Merkez 99, hava desteği görüş sağladı şüpheli bağlantı yolu 19'dan kuzeye doğru ilerliyor.
Central 99, apoyo aéreo vio al sospechoso yendo al norte en la l-19.
Bize doğru ilerliyor.
Viene hacia nosotros.
Saldırı zaten ilerliyor.
Hay una incursión en progreso.
O yolda ilerliyor. Babam yeniden evlendi.
Ponlo de esta manera, mi padre se volvió a casar recientemente.
Park yolunda, 7. Cadde'ye doğru ilerliyor.
Park Drive, se dirige al sur hacia la 7ma.
İki palyaço güney istikametinde 51. Yol üzerinde, sınıra altı km uzaklıkta ilerliyor.
Tenemos a dos payasos yendo al sur por la ruta 51 y a 6 km. de la frontera.
Çok yavaş ilerliyor.
- Es muy lento, ¿ sabes?
Şimdiyse milyonda 500'lük miktar ve daha üzerine doğru ilerliyor.
Pero ahora nos dirigimos a las 500 partes por millón o más.
Efendim, ulusal bir tehlike ülkemize dogru ilerliyor bizim büyük hayranimiz olmadiklarini söylemeye gerek yok zaten.
Señor, ocho extranjeros se dirigen a nuestro país. No hace falta decir que no son admiradores nuestros.
Saat ilerliyor.
El tiempo está corriendo.
Şahıs ilerliyor.
El sujeto sigue avanzando.
Oh, onu yakaladık,... işte orada... dosdoğru ilerliyor.
Lo tenemos. Allí está... Justo adelante.
French Quarter, Burgundy'de ilerliyor.
Está en el barrio francés. por la esquina Burgundy.
Yaşlı birine göre, çok hızlı ilerliyor.
Vaya. Se mueve rápido para ser una vieja muchacha.
Bekleyin, Batı Canfield Caddesinde ilerliyor.
Se dirige a West Canfield Street.
Ranakpur'umuz hangi yolda ilerliyor. - Prithviji, bakin. - Oyle mi?
Mire como Ranakpur va camino al progreso Prithviji, mire, mire.
B.O.W ve eradikasyon planladığımız gibi ilerliyor.
La erradicación de las A.B.O. avanza según el plan.
Her şey sadece biraz yavaş ilerliyor.
Todo simplemente se mueve un poco más lento.
Yavaş ilerliyor, alan kısıtlı, ahırlar, koşu pisti, çimle kaplı alan...
Batir es lento, los metros cuadrados sin explotar, los establos, la superficie de las carreras, los terrenos con hierba y flores.
Tren nasıl ilerliyor?
Cómo es el tren que se mueve?
Kabilemiz çölde ilerliyor.
Nuestra tribu está atravesando el desierto.
O bir yıldız 44 yaşında ve çok tutkulu ilerliyor, çocuğu doğurmak istedi orta yaşta down sendromu bile olabilir.
Es una estrella. Es tan apasionada por la vida que a sus 44 años, decidió tener a un hijo aún sabiendo que padecía el síndrome de Dawn.
Adayımız bir erkek 22 yıldır bu ülkenin üniformasını giyen biri ve Irak da askerlerini yalnız bırakmayan biri ve şimdi zaferle birlikte ilerliyor
Nuestro nominado es un hombre que usó el uniforme de su país por 22 años y se rehusó a abandonar esas tropas en Iraq quienes ahora se acercan a la victoria.
Değil.Teşekkürler kampanya hızlı şekilde ilerliyor
No lo es. Gracias. Yendo al grano, esta noche es la víspera de la elección, las campañas confían en sus amuletos de suerte.
Bahçesinde ilerliyor ve daha fazlasını istiyordum.
Yo me adentré en su jardín Y deseé más ".
- Sultan ilerliyor.
Sultán se mueve.
Doğru yolda ilerliyor.
Viene de camino.
Sana doğru ilerliyor.
Ella se dirige hacia ti.
Gerçek soruna doğru hızla ilerliyor eğer bu kadar sözlü olarak anti-sosyal olmayı bırakmazsa.
Le esperan problemas serios si no aprende a ser menos antisocial en su discurso.
Milan'dan Ludovico, Forli'ye ilerliyor.
Ludovico de Milán marcha a Forli.
Somonlar hafızalarıyla mı ilerliyor, koku duyularıyla mı, yoksa dünyanın manyetik alanını mı hesaplıyorlar... Anlatıcı : Uzmanlar henüz bilmiyor.
Los expertos no están seguros de si el salmón navega por memoria, sentido del olfato, o detectando variaciones en el campo magnético terrestre.
İşler umduğumdan hızlı ilerliyor.
Las cosas van más rápido de lo que creí.
Bunu hala çok sinir bozucu buluyorum, zamanlayıcı kısmını - o şeye bakıp konuşuyorsun, durmadan ilerliyor, geçişlerle uğraşıyor ve
Todavía encuentro muy, muy frustrante, el proceso de coloración... es como que hablas sobre eso mientras corre y tratas de conservar los cortes... Está corriendo y tratas de mantenerlos... y diciendo : "no sé."
Evet, rehine olayı Fish Rocket Burgerlere ilerliyor
En efecto, la situación de los rehenes se está cambiando a Fish Rocket Burgers.
Kar delisi bir kapitalist, yabancı bir ülkenin doğal kaynaklarını sömürmekten suçlu bir adam olmasını yanı sıra O'Sullivan sadist bir çizgide ilerliyor.
No contento con ser simplemente un capitalista con fines de lucro es culpable de saquear los recursos naturales de un país extranjero, O'Sullivan tiene una vena sádica.
Evet ama yavaş ilerliyor.
Sí, pero es un proceso lento.
Benim masamda çalışan herkes daha büyük ve daha iyi şeylere doğru ilerliyor.
Todo el mundo que alguna vez ha trabajado en mi mesa termina en grandes y mejores cosas.
Büyük bir gün olma yolunda ilerliyor.
Debería ser un gran día.
Mussolini saat gibi ilerliyor!
Marchando arriba y abajo como un Mussolini mecánico.
Aramızda işler hızlı ilerliyor.
Woo Ri, papá es un tonto.
* İlerliyor büyük bir zarafetle *
# Ella camina en la belleza #
ilerliyorum 16
ilerliyoruz 19
ilerleyin 224
ilerleme 17
ilerle 193
ilerleyelim 21
ilerlemeye devam edin 25
ilerleme var mı 16
ilerliyoruz 19
ilerleyin 224
ilerleme 17
ilerle 193
ilerleyelim 21
ilerlemeye devam edin 25
ilerleme var mı 16