Isterdim translate Spanish
15,911 parallel translation
Bunu görmek isterdim.
Pagaría por ver eso.
- Bu kötü oldu. Konuşmak isterdim.
Quería que nos pusiéramos al día.
Söylemek isterdim ki, ben asla...
Solo quería decirte que nunca me...
Bunu ciddiye alıp benimle konuşmanı isterdim.
Me gustaría que lo tomaras en serio... y que lo hablaras conmigo.
Seni tanık kürsüsünde görmeyi çok isterdim.
Estaba... un poco esperando... verte revolverte en el estrado de los testigos.
Onunla tanışmak çok isterdim Abner ile.
Me hubiera gustado conocer a... Abner.
Onun babam öldüğünden beri bir pislik olduğunu söylemek isterdim ama işin doğrusu her zaman bir pislikti.
Desearía poder decir que se porta como un capullo desde que murió papá, pero la verdad es que, siempre ha sido un capullo.
Ve üzgün hissetmek üzücüdür. Ne hissettiğini bildiğimi söylemek isterdim ama cenazeden beri kafam o kadar iyi ki seni zar zor görüyorum.
Me gustaría decir que sé de lo que hablas, pero desde el funeral estoy tan colocado que apenas te veo.
Buna evet demek isterdim leydim ama yeni kahyanın bu şartlar altında işi kabul edeceğini sanmam.
Me gustaría decir que sí a eso, mi señora. Pero dudo que el nuevo mayordomo aceptaría el trabajo Bajo tales términos.
Brancaster'da buluştuğumuzda sezdiğimi söylemek isterdim ama sezdiğimi sanmıyorum.
Me gustaría decir que he tenido una idea cuando nos conocimos en Brancaster, -, Pero no creo que lo hice.
Çok isterdim ama yapamam yarına planlarım var.
Me encantaría, pero no puedo... tengo planes.
Evet, çok isterdim ama yapamam.
Claro, me encantaría, pero no puedo.
Saatlerdir uğraştığın için minnettar olduğumu söylemek isterdim ama, .. berbat olduğu için yapamıyorum.
Quiero decirte que aprecio... todas las horas que le has metido, pero no puedo, debido a lo terrible que es.
Toparlandığımı söylemek isterdim, ama hiç kolay olmadı.
Desearía poder decir que lo llevo bien, pero no está siendo fácil.
Onlara teşekkür etmek isterdim.
Me gustaría agradecerle.
İşler o kadar kötü olmadan oraya varmak isterdim.
Me gustaría llegar antes que las cosas sean así de malas.
Yağmur yağması gibi durumlarda onu bundan korumak isterdim.
En caso de que llueva o algo así. Quiero que esté protegido... De los elementos.
Söylediği her şeyi ben de söylemek isterdim ama yapamam.
Está diciendo todo lo que desearía poder decir y no puedo.
Bunu ciddiye alıp benimle konusmanı isterdim.
Me gustaría que lo tomaras en serio y que lo hablaras conmigo.
Ama o şiirleri duymak isterdim.
Pero me encantaría escuchar esos poemas.
O masada yatan Michelle olsaydı yapanın bunu ödemesini isterdim.
Si estuviera Michelle en esta mesa, quisiera que la persona que la mató pagara en especie.
Her şeyin yolunda olduğunu söylemeyi çok isterdim ama öyle olmadı.
Bueno, me encantaría decir que todo está bien cuando acaba bien,
Aslında gerçekten sana kayıp bir insanın davetiyesini çalmanın etik olmadığıyla ilgili bir şeyler söylemek isterdim ama dinlemeyeceksin.
De verdad quiero aleccionarte en los valores de robarle a una persona desaparecida, pero sé que no me oirás, así que...
Şaka yapıyorum ama olmasını isterdim.
Estoy bromeando. Como que desearía que lo hubiera, sin embargo.
Memnun olduğumu söylemek isterdim Bay Sesselman ama sanırım ikimizde meselenin bu olmadığının farkındayız.
Me gustaría decir que es un placer, señor Sesselman, pero creo que ambos sabemos que no es el caso.
Düşünüyordum da, eğer bizi hiç bulmamış olsalardı sonsuzluğu tam olarak seni çperek geçirmek isterdim. Biliyorsun, artık kaçmak zorunda değilsin.
Bueno, pensaba que si nunca nos iban a encontrar, besándote es exactamente como quería pasar la eternidad.
Altı Ölümcül Zehirler güzeldi, ama akrep adamı bir vuruşta paramparça etmek isterdim.
The Six Deadly Poisons estuvo buena, pero yo habría derrotado a ese tipo escorpión con un solo golpe.
Gevezelik etmek isterdim ama taç giyme töreninin tam ortasındayım.
Me encantaría charlar, pero estoy en medio de una coronación.
Bunu almayı isterdim.
Me encantaría tener esta.
Doğrusu Lena yıldızına uğramak isterdim. O ne ki?
Prefiero mirar a las estrellas con Lena.
Yine de bir içki ısmarlamak isterdim.
Podría aún ofecerte invitarte un trago.
Orada olmanı çok isterdim.
Ojalá hubieras estado allí.
Olabilir ama onun yerinde olsaydım çocuğumu görmek isterdim.
Puede, pero si yo fuera ella, querría ver a mi hija.
- Çok isterdim.
- Me encantaría.
Çok isterdim ama...
Bueno, me encantaría, pero...
Oh, yapmayı çok isterdim, Homer. Gerçekten.
Oh, me gustaría hacerlo, Homer, de verdad que me gustaría.
FBI ile irtibat kurup geçici olarak bırakılmamı ayarlasanız, o kişilerin cesetlerinin bulunmasına yardımcı olmak isterdim.
Si fuera a contactar con el FBI y hacer los arreglos para mi libertal provisional, estaría dispuesto a ayudarlo a encontrar los restos de estas personas.
Biraz daha konuşmak isterdim ama kapatmam gerek. Yapılacak işler var.
Escucha, me encantaría hablar... pero debo irme porque tengo que hacer algo.
Suyun üzerinde yürüyebilseydim galiba buradan çok uzaklara gitmek isterdim.
Si pudiera llegar hasta allí, Me temo que voy a seguir caminando hasta el final.
Daha erken gelmek isterdim ama eve varmıştım bile.
Podría haber venido antes. - Pero ya estaba en casa.
Başka ailelerin de tehlikede olduğunu düşünsek açıklama yapılmasını isterdim ama bence adam istediğini aldı. Peki ya minibüs?
Si pensásemos que otras familias corrían peligro discutiría y diría que tenemos que hacer una declaración pero creo que este tipo ya tiene lo que quiere.
"Bir silahın içine kanser ve Ebola'yı koyup sana ve tüm ailene ateş etmek isterdim."
'Desería poder poner cáncer y ébola en un cañón y dispararlos a ti y tu familia entera.'
UNIT için çalışmayı çok isterdim... Ne de olsa Dünya'nın ilk savunma hattı.
Me encantaría trabajar para UNIT, la primera línea de defensa de la Tierra, y todo eso.
Buna inanmak isterdim.
Quisiera poder creer eso.
Sadece bir kere siz salakların bana iyi haber getirmesini isterdim.
Por una vez, me gustaría que los trolls me trajeran buenas noticias.
Her şeyin yolunda gittiğini söylemek isterdim ama iki kızın varmış.
Compañero, me gustaría decirte que va a mejorar, pero tienes dos chicas.
Billy Crystal'in başka bir film yapmasını isterdim.
Quisiera que Billy Cristal hubiera filmado otra película.
Babanın işlerinin kalanını sana vermeyi çok isterdim ; ama burada değiller.
Me encantaría darte el resto del trabajo de tu padre, pero No está aquí.
Biliyorum ; ama ona teşekkür etmiş olmak isterdim.
Lo se pero... Me hubiera gustado haberle dado las gracias.
- Sahilde yaşamak isterdim.
No me molestaría vivir en la playa. Sí.
- İsterdim ama yapamam.
Me encantó, no, tengo que romper una vagina.
isterdim ki 24
ister 23
istersen 241
isterim 243
ister misin 572
isterseniz 150
ister misiniz 95
ister inan ister inanma 68
isteriz 23
ister miydin 18
ister 23
istersen 241
isterim 243
ister misin 572
isterseniz 150
ister misiniz 95
ister inan ister inanma 68
isteriz 23
ister miydin 18