Istersen translate Spanish
35,018 parallel translation
- Konuşmak istersen buradayım, tamam mı?
Si necesitas hablar, estoy aquí, ¿ vale?
- Ne istersen. Arabanı alırım.
Tu descapotable.
Kardeşinin vefatı hakkında konuşmak istersen buradayım ama daha düzgün bir şekilde olmak koşuluyla.
Vale, estoy aquí si quieres hablar sobre la muerte de tu hermano, pero de... una manera apropiada.
- Eve göndermek istersen, bana uyar.
- No, no va a ser un problema. - ¿ Segura? Sí, yo me encargo.
Çekilsene be. Hissettiklerin hakkında konuşmak istersen Dedektif Decker dinlemeye niyetli, Daniel.
Daniel, si quieres hablar de tus sentimientos, la detective Decker se ha ofrecido.
Sana ayakta uyuyan bir avukatla zalim bir yargıç ayarlarız istersen.
Podríamos conseguirte un abogado narcoléptico y un juez despiadado.
Ne istersen veririm.
Puedo conseguirte lo que quieras.
Bir şey olmayacağına eminim. Fakat başka biriyle konuşmak istersen, buradayım.
Estoy segura de que estará bien, pero si necesitas alguien con quien hablar, estoy aquí.
- Ne istersen verebilirim.
Puedo darte lo que desees.
Tamam sana ne istersen vereceğim.
Mira, mira, te daré lo que quieras.
Güzel, eğer bir şeyler yapmak istersen... demek istediğim... gerçek şeyler... yardımını kullanabiliriz.
Bueno, si quieres hacer algo, me refiero a hacer algo de verdad, nos vendría bien tu ayuda.
Ne istersen yapabilirsin.
Puedes hacer lo que quieras.
Ne istersen onu yapabilirsin.
Puedes hacer lo que quieras.
Nasıl, ne zaman istersen.
Déjalo, cuando puedas.
Daha sonra gelirsen, istersen bir ya da iki palto alabilirsin.
Ya volverás más tarde, puedes tener un abrigo o dos, si quieres.
Ne istersen var.
Todo lo que quieres está por ahí.
- Annemle konuşmak istersen ararım.
- ¿ Quieres? La llamo ahora mismo.
Nasıl istersen.
A la hora que quieras.
Her geçen gün daha da büyüyoruz, istersen, getirdiğin her şeyi alabilirim.
Cada vez somos más grandes, y si tú quieres puedo comprarte todo lo que traigas.
Hep ne istersen aldın, değil mi?
Siempre has cogido lo que has querido, ¿ cierto?
Nasıl istersen, patron.
[suspira] Como usted ordene, patrón.
Nasıl istersen, patron.
Como usted ordene, patrón.
Ne istersen olabilirsin.
Puedes ser lo que quieras.
- Evet. İzlemek istersen hemen şuradalar.
Está pasando ahí, por si quieres mirar.
Duke'u götürmemi istersen akşama gelip alabilirsin.
Si quieres que me lleve a Duke a casa, podrías recogerla más tarde.
Evinde ne yapmak istersen yap, hatta malını sat, ama adamlarını dışarı çıkarma, anladın mı?
Ahí dentro es vuestra casa, podéis hacer lo que queráis, también podéis vender la merca, pero ninguno de vuestros hombres debe salir de aquí. ¿ Está claro?
Eğer istersen doğum günü hediyeni hemen görebilirsin!
Y ahora veamos si te gusta tu regalo de cumpleaños.
Eğer istersen, benimle birlikte gel.
Esta vez, si quieres, tienes que ser tú quien me siga a mí.
Daha fazla istersen, bahçesine dron koyarım.
Si quieres más, puedo usar el drone en su patio trasero.
Buzdolabından bir şey istersen alabilirsin.
Puedes servirte cualquier cosa del refrigerador.
Kart veya başka bir şeye gelmek istersen,... ya da konuşmaya senin için buradayım.
Eso es lo que hago. Y si alguna vez quieres venir por las cartas o cualquier cosa, o solo para hablar, estoy aquí para ti. Bueno, gracias.
Eğer ilgileniyorsan, hiçbir şey için söz veremem ama istersen sanırım senin için doğru olan birini bulabilirim.
Si te interesa, no puedo prometer nada, pero si es así, creo que conozco a alguien que podría ayudarte.
Ama dökme demir yerine haddelenmiş alüminyum kullanmak istersen ben varım.
Pero si quieres usar aluminio extruido en lugar de hierro, estoy totalmente a favor.
İstersen durabiliriz.
Pararemos esta tortura cuando quieras.
- Nasıl istersen öyle olsun.
Gracias.
İstersen simit var.
Tenemos bollos por aquí si quieres.
Nasıl istersen öyle olsun.
Como quieras.
Ya da başka bir şeyle birlikte, sen ne istersen.
Otra cosa, lo que quiera.
İstersen okuldan sonra evime gelebilirsin.
Si quieres luego puedes venir a mi casa.
Hayır, Benim... bir derdim yok. İstersen çekilebilirim...
me puedo mover si quieres.
İstersen çıkabilirim. Hayır, ben hallederin.
No, no, puedo ir a por él.
İstersen şimdi anlatabilirsin.
Puedes hacerlo ahora si quieres.
İstersen onunla yatabilirsin.
¿ Sabes? , aun así podrías acostarte con él.
İstersen yardımcı olabilirim.
Podría... podría prepararte algo.
- İstersen sayabilirsin canım.
Bueno, cariño, puedes empezar a contarlo.
İstersen atabilirim. Atmamı ister misin?
Me puedo deshacer de ella por usted. ¿ Quiere que lo haga?
- İstersen oraya uçup...
- Podría volar allí...
İstersen beni Instagram'dan takip edebilirsin.
Puedes seguirme en Instagram.
İstersen kahveyi getirebilirsin.
Puedes traer tu café, si quieres.
İstersen işi bağlayabiliriz.
Podemos tener relaciones si quieres.
- İstersen işi bağlayabiliriz.
- Podemos tener sexo si quieres.
isterseniz 150
ister 23
isterim 243
ister misin 572
isterdim 117
ister misiniz 95
ister inan ister inanma 68
isteriz 23
ister miydin 18
istersem 17
ister 23
isterim 243
ister misin 572
isterdim 117
ister misiniz 95
ister inan ister inanma 68
isteriz 23
ister miydin 18
istersem 17