Karşılıgında translate Spanish
8,551 parallel translation
Karşılığında para alacak.
Va a recibir dinero a cambio.
Ama tam dokunulmazlık karşılığında yapmalısın.
Pero deberías a cambio de inmunidad total.
- Eskiden en çok beni severdi. Ta ki onunla takılma karşılığında para aldığımı söyleyene dek.
Yo solía ser su favorito... hasta que le conté que me pagaban por estar con él.
Aracı kullanması ve soru sormaması karşılığında 500 dolar teklif edilen bir email almış.
Le mandaron un e-mail ofreciéndole 500 dólares por conducir y no hacer preguntas.
İki gizli kimlik karşılığında bir sürü para önerdi.
Me ofreció mucho dinero por identidades falsas.
Karşılığında alacakları para şehrin yarısı besleyebilir.
El dinero del asesinato puede ser gastado por todo este lugar.
Başta değildim, ama sonradan, bize verdiği dosyalar, karşılığında aldığından çok ulusal güvenliğin işine yarıyordu.
Al principio no lo estaba, pero al final resulta que los casos que nos trae son mucho más valiosos para la seguridad nacional que lo que él recibe a cambio.
O çatlak orospu çocuğu karşılığında bir şey isteyecektir.
Sabes que ese enfermo hijo de puta va a querer algo a cambio, ¿ verdad?
Karşılığında koca beyinliye bulmaca kitabı teklif ederiz.
Respondimos ofreciéndole un libro de crucigramas.
Ancak üstadım büyüyü yapması karşılığında her birinizden aynı sözü almanın adil olacağını düşünüyor.
De cualquier modo, mi maestro piensa que es justo solicitar la misma promesa de cada uno de Uds... Si tiene éxito.
Müşavir'e söyleyin bunun karşılığında tam koruma istiyoruz.
Digamos que a cambio de esto queremos plena protección.
Peki karşılığında benden ne istiyorsun?
¿ Y qué me pides a cambio?
Kime çok fazla değer versem karşılığında sadece dargınlık ve nankörlük görüyorum.
Aquellos a los que tanto les he dado me lo devuelven con resentimiento e ingratitud.
Sen bana yardım ve merhamet için elini uzatırken bense karşılığında yüzümde kocaman bir gülümsemeyle ölümünü izliyor olacağım çünkü öldüğünde şunu gayet iyi bileceğim ki giydiğin o güzelim kıyafetteki kanı ve boku temizlemek için fırsatım olacak.
Y vendrás para pedirme ayuda y piedad, y a cambio, te veré morir con una sonrisa en la cara, porque sabré que una vez que te hayas ido podré limpiar toda la sangre y la mierda de ese bonito traje tuyo.
Evet, modern dünyanın teçhizatları iletişimi hayli kolaylaştırıyor biliyorum ama bunun karşılığında kimse o eski günlerdeki gibi gerçekten oturup bir şeyler içerek muhabbet etmiyor.
Sí, sé que los accesorios de la vida moderna facilitan la comunicación, pero el precio que se paga es que ya nadie conversa tomándose unos tragos, como en los viejos tiempos.
Francis'e hayatınız karşılığında sadakat ve emrinde olma sözü verdiniz.
Como bien sabéis, mis ejércitos han sido tomados por el rey, así como mis tierras y mis títulos.
"Azizler" bir grup harfe karşılık geliyor. Gelen numaralar anlamlarının karşılığında ise...
Santos representa grupos de letras que representan números... que significan conceptos representados por...
Karşılığında bunu alıyorum.
Esto es lo que obtengo.
Dedim ki iyi bir insan olunca karşılığında bu oluyor.
Dije... eso es lo que consigo por intentar ser el buen tío.
Kanında ödediğin bir bedel karşılığında yapılır.
No, viene con un precio que pagarás con sangre.
Silahlarını sana geri vermenin karşılığında nakliyatın % 35'ini alırım, işlem ücreti.
A cambio de liberar tus armas, me quedo con el 35 por ciento... una comisión por la operación.
Yaptığın iyiliklerin karşılığında hastalığı sana da bulaştırmak istemiyorum.
No me gustaría pagarte tus actos de amabilidad contagiándote.
Müşavir'e söyleyin, bunun karşılığında tam koruma istiyoruz.
Digamos que a cambio de esto queremos plena protección.
Bunu karşılığında hiçbir şey beklemeden yapıyorum.
No exijo nada a cambio... "
Karşılığında övgü almak isteyecektir.
Incluso si Lise lo rechazó, va a querer obtener crédito.
"İyi" kelimesini duymak istiyorum ve karşılığında da alıyorum.
Quiero oír "bien" y eso es exactamente lo que me pasa.
İkinizden biri şey karşılığında telefonunu bize verebilir...
Oigan ¿ alguna de ustedes nos dejaría usar su teléfono a cambio de...
Higgins çabuk ve güvenilir bir katip olmasıyla tanınır. Ücret karşılığında en uzun ve karmaşık duruşma kayıtlarının kopyasını verir.
Higgins es conocido por su rapidez y seguridad... y por un monto te entregará copias de los registros... de los juicios más complicados y largos.
- Ancak karşılığında bir şey istemiş olmalı.
Debe haberte pedido algo a cambio.
Karşılığında ne istediğini hala söylemedin bana.
Aún tienes que contarme qué quieres a cambio.
– Bunun karşılığında sana havalı bir şey göstereceğim. – Havalı bir şey mi?
En lugar de eso, te mostraré algo genial. ¿ Algo genial?
Bunun karşılığında... – Sana havalı bir şey göstereceğim.
En vez de eso, yo... te mostraré algo genial.
Babanın önünde söz ver. 21 yıl önce onları öğrenmenin karşılığında şirkete geri döneceksin.
Prométeme delante de él... que a cambio de escuchar lo que ocurrió hace 21 años... regresarás a la compañía.
Karşılığında, bendeki ajanı emekli edeceksin!
¿ Y a cambio, dejo que mi agente se retire?
Teklifimin karşılığında uygun bir kurumda Amanda'nın tedavi almasını sağlayın.
A cambio, procura que Amanda reciba los cuidados que necesita en una institución adecuada.
Vereceğim bilgi karşılığında tam koruma talep ediyorum.
Quiero inmunidad completa, a cambio de la información que estoy a punto de darle.
Elindeki bilginin gerçek olduğunu göstererek karşılığında dokunulmazlık istemenin yolu. Köstebeğin kim olduğunu bul ve acı çekmesini sağla.
La manera de establecer que tiene información verdadera a cambio de inmunidad.
Karşılığında indirim yaparak saatlik 3.50 dolarlık ağ fiyatı sağladım.
Metas que quería que lograran a cambio de reducir la cuota por hora de red a $ 3.50
Yani karşılığında para kazanmayı bekleyen herkes bir kadavrayla gelebilir öyle mi?
¿ Así que cualquiera puede aparecer con un sujeto y esperar un pago por ello?
Karşılığında da ona bir şeyler getiririz.
A cambio, le llevamos cosas.
Elbiseyi verirse ona karşılığında bir şey vereceğimi söyledim.
Le dije que le daría algo a cambio de él.
Sonsuza kadar bekleyeceklerini mi sandın? Her şeyi feda edecek ve karşılığında bir şey almayacaklar mıydı?
¿ De verdad pensabas que esperarían para siempre sacrificando todo y no recibiendo nada a cambio?
Ama karşılığında ağır bir bedel ödemiştim.
Pero he pagado un precio muy alto.
Alaric bir miktar alkol karşılığında kulağıma bir şeyler fısıldamış olabilir.
Podría haberle dado suficiente alcohol a Alaric como para que me balbuceara la noticia en mi oído.
Ailesinin taht davası üzerindeki anlaşmaları karşılığında onu abisine teslim edebiliriz.
Podemos ofrecérselo a su hermano a cambio de un acuerdo oficial en el que su familia se comprometa a no reclamar este trono jamás.
Tüm bu patlayıcılar karşılığında ne istiyorlar?
¿ Qué querían a cambio de estos explosivos?
Önerim şu, Bay Bishop... Hakkınızdaki soruşturmayı memnuniyetle kaldırır ve size tam kapsamlı bir dokunulmazlık veririm. Karşılığında da iş ortaklarınız aleyhinde ifade verirsiniz.
Le sugiero esto, Sr. Bishop, de buen grado pararé la investigación sobre usted y le ofreceré completa inmunidad a cambio de su testimonio contra sus lugartenientes.
Karşılığında sana öpücük veririm.
Te daré un beso a cambio.
Mafyanın yardımı karşılığında hükümet, Luciano'nun hapis süresini kısaltmaya çalışacağını söyledi.
La armada acuerda trabajar para reducir la condena en prisión de Luciano.
Genovese'ye karşı elinde kanıt bulunan kişi Peter LaTempa. Hapis süresinin kısaltılması karşılığında tanıklık yapan düşük bir mafya üyesi.
El hombre con la prueba contra Genovese es Peter LaTempa, un gánster de medio pelo dispuesto a intercambiar su testimonio para reducir su sentencia.
Sana kim olduğunu söyleyeceğim sen de karşılığında bana kim olduğunu söyleyeceksin?
Te diré quién es... si me dices quién... eres tú.