Kitabı translate Spanish
23,897 parallel translation
Şu hapşıran panda kitabını okutmaya ikna etti, değil mi?
Ella te engañó para leer el libro sobre el panda estornudo, no lo hizo?
Seks konusunda koca bir bölüm var. Bu kitabı sevdim.
Hay todo un capitulo sobre el sexo.
Dokuz yılını aldınız, Ve hala doodle kitabını bitirmedin.
Nueve años y no puedes terminar tu librito de historietas.
- Çocuk kitabı okuyarak mı?
¿ Leyendo un libro para niños?
Elindeki mührü gösterdin. İhtiyacım olan kitabın üstündekiyle aynıydı. Abim yani ruhu onunla temasa geçmem için bana yardım et diye seni gönderdi.
Apareciste con esa marca en tu mano y era la misma del libro que necesitaba, y mi hermano... digo, su espíritu, te envió para que me ayudaras a contactarlo.
Yaratık'a kapıyı açtığına inandığımız çağırma dahil kitabın her yerinde tortu var.
Hay residuos por todo el libro, incluyendo un conjuro que creemos le abrió la puerta a la Bestia.
Kitabı bana neden verdin?
¿ Por qué me diste ese libro?
- Fillory ve Ötesi : Altıncı Kitabı.
"Fillory y más allá", libro seis.
Bir tanesi sırasında birisi bir kitap almış. Eğer o kitabı bulmazsak fakülte partileri yakından inceleyecek ve bu olamaz Quentin.
Durante una, alguien se llevó un libro y si no encontramos ese libro, la facultad va a examinar nuestras fiestas con cuidado y eso no puede suceder, Quentin.
Klasik bir şekilde eğitiliyoruz ve kitabımızı istiyoruz.
Estamos entrenados clásicamente y queremos nuestro libro.
Aptal kitabın bizde değil.
No tenemos su estúpido libro.
Dekan Fogg kitabına göre yapıyor.
El decano Fogg siguiendo las normas.
Dwight kitabını çöpe attı, değil mi?
Dwight destrozado su libro, ¿ verdad?
Kurallar kitabını parçalamak istemiyoruz.
No quiero Desmenuzar el libro de reglas.
-... sihir kitabından daha önce ulaşacağız.
- o el libro mágico.
Kitabı mı?
¡ ¿ El libro?
Kitabın sahibinin peşinden gelecek.
Él irá atrás de quien lo tenga.
Kitabım. Lumen!
Mi libro. ¡ El Lumen!
Doğana hiç güvenmemiş biri, kitabın gümüş cildine hiçbir kemirgenin ya da yarı kemirgenin dokunamadığı için bulamayacağı, vahşi hayvanları takip etmek için kullanılan küçük Gps'lerden yerleştirdiyse başka iş tabii.
A menos que alguien que nunca confió en Quinlan haya colocado un minúsculo dispositivo de rastreo GPS en un lugar bajo la plata del libro, donde ningún vampiro o semi vampiro pueda encontrarlo.
Kahrolası kitabın bende.
Tengo tu maldito libro.
Kitabı istiyorsan, sonuna kadar gelmek zorundasın.
Si lo quieres, tendrás que ir hasta el final.
Kitabı almadan önce bana oğlumu göstereceksin.
Vas a mostrármelo, antes de que yo te dé el libro.
Eğer oğlumu getirmezsen onun öldüğünü ya da dönüştürüldüğü anlarım ve kitabını asla alamazsın.
Si no lo llevas sabré que está muerto o transformado y nunca tendrás el libro.
Strigoi gümüş ciltli bir kitabı açıp okuyamaz.
Los strigoi no pueden leer el libro plateado.
Bu salgını sona erdirmek için kitabı kullanacağım.
Usaré este libro para acabar con esta plaga.
Eldritch Palmer, kitabın Efendi'nin eline geçmesindense benim elime geçmesini tercih etmiş gibi görünüyor.
Parece que Eldritch Palmer prefiere que yo tenga el libro a dejarlo caer en manos del Amo.
Yahudi'yi bul, kitabı ele geçir.
Encuentra al judío, recupera el libro.
Sadece bu bile kitabın çok değerli olduğunu gösteriyor.
Eso por sí solo, nos dice que es valioso.
Yani, o sihir kitabına inandığını söyleme bana.
Es decir, ¿ no me digas que tú crees en ese libro mágico?
Onu yok edecek şey kitabın içinde değil. Onunla ne yapacağımızda.
No es lo que está en el libro lo que va a destruirlo sino lo que hicimos con el.
Birlikte kitabı kullanıp dünyayı ve oğlunu kurtarabiliriz.
Juntos, podemos usar el libro para salvar al mundo y a su hijo.
Kitabı çalmak için Quinlan'a yardım ettim.
Ayudé a Quinlan a robar el libro.
- Kitabı sen mi çaldın? Pis melez kemirgenle beraber arkamızdan iş mi çevirdin yani?
¿ Y te uniste a ese medio vampiro sucio contra nosotros?
Kitabımızı istiyoruz.
Queremos nuestro libro.
Bu arada, Golding'in Sineklerin Tanrısı kitabını okuyacağız.
Mientras tanto, leeremos
Kanka o kitabı severim.
Me gusta eso.
Siz Frida Kahlo'nun aynı kitabını mı okuyorsunuz yoksa? Biz mi?
¿ Ustedes leyeron el mismo libro sobre Frida Kahlo? ¿ Nosotros?
Bir ihtiyacın olursa da ara. Ve her şeyi kitabına uygun yap.
Llámame si necesitas algo, y hazlo todo de acuerdo a las reglas.
Kitabını bitirdim.
Terminé tu libro.
Kitabı ödünç verdiğin için teşekkürler.
Gracias por... Por prestármelo.
İşler planlandığı gibi gider de, Hitler yarın öğle yemeğinde öldürülürse bu herif, kitabıma lanet bir kahraman olarak girecek.
Sí, si todo sale como lo planeamos y Hitler muere mañana al mediodía... entonces, ese tipo será un maldito héroe para mí.
13 kitabın yazarı.
autora de trece novelas.
Kitabın adından bile emin değilim.
Ni siquiera estoy segura del título.
Çünkü evet sevgili okur, bu kitabın konusu olan Polly Parsons ölü.
Porque sí, querido lector, Polly Parsons, la protagonista de este libro, está muerta.
Çalışma odanızdaki raftan bir kitabınızı aldım.
Tomé uno de sus libros del estante en su estudio.
O kitabı biliyorsunuz, değil mi?
Sabe de cuál hablo, ¿ no?
Bir kitabı dolduracak kadar.
Suficiente para llenar un libro.
Ve o korkunç kitabı.
Y el libro terrible.
Kitabı okuyalı çok olmuş herhâlde.
Supongo que ha pasado mucho tiempo desde que leíste el libro.
Her şeyi kitabına göre yapan birisin değil mi?
Eres muy riguroso, ¿ no?
Ve 2. kitabımı yayınlayamadan yaşlılıktan öleceğim.
Y QUE VOY A MORIR DE VIEJA ANTES DE PUBLICAR OTRA NOVELA.