Kralicem translate Spanish
963 parallel translation
Kraliçem başım üstüne! Sizi kastedecek biri ölümlerden ölüm beğensin!
Sed mi dueña, reina... quien se atreva a ofenderos, ¡ recibirá cien veces la muerte!
Bu imkansız kraliçem!
¡ Es imposible, reina!
Gideceğimiz yere geldik kraliçem!
¡ Hemos llegado a nuestro destino, mi reina!
Ne öğrenmek istiyordunuz, Kraliçem?
¿ Que quieres saber, mi Reina?
Şimdi seni kraliçem yapıyorum. Dışarda ne olursa olsun, burda hep benim kraliçem olacaksın.
Pase lo que pase, siempre serás mi reina.
Beni bağışlayın kraliçem, kötü bir niyetim yoktu.
Perdóname, mi reina, no he querido hacer mal.
Kraliçem. Beni kurtardığı zaman, bu çocuk Tarzan'la birlikteydi.
Mi reina este niño estaba con Tarzán cuando me rescató.
Ve kraliçem yapardım
Y la nombraría mi reina
Buyurun, kraliçem. Su serpti yüreğime Hamlet'in bu tatlı, candan davranışı.
La grata y espontánea decisión de Hamlet reconforta mi corazón.
Kralım, kraliçem araştırıp durmak nedir diye krallık, nedir devlet ödevi, gün niçin gün, gece niçin gece, zaman niçin zaman, boşuna harcamak olur günü, geceyi, zamanı.
Mi señor, mi señora,... hacer cábalas sobre qué es la majestad,... qué el deber, por qué el día es día, la noche noche, el tiempo tiempo,... sería sólo perder el día, la noche y el tiempo.
- Sabredin kraliçem, aldatacak değilim sizi.
- Mi señora,... atended, seré conciso.
Tacım, tutkum ve kraliçem.
Mi corona, mi ambición y mi reina.
Nasılsınız sevgili kraliçem?
¿ Qué os ocurre, señora?
Kraliçem yemekten önce ufak bir gezinti lütfeder mi acaba?
¿ Un paseo antes de la cena le vendría bien, señora condesa?
Artık kraliçem küçük bir gezinti lütfeder diyorum?
¿ Un paseo?
Ekron'da senin gibi bir kraliçem olsa dünyaları yönetirim.
Con una reina como tú en Ecrón, dominaría la tierra.
Yakında gelinim ve kraliçem olacak.
Pronto será mi novia y la reina.
# Benim moda kraliçem sensin #
Eres mi reina de la moda
Kraliçem, Majesteleri sizi çağırıyorlar. Sizi de efendim, sizleri de sayın lordlar.
Señora, Su Majestad os llama, y a vuestra gracia, y a vosotros, nobles lores.
Kraliçem, Lord Hastings'i sevin.
Esposa, estimad a lord Hastings.
Kraliçem olacaksın.
Tú serás mi reina.
Ben Kraliçe'min emirlerine uyarım. Kraliçem Firavun'un askerleriyle birlikte savaşmamızı emretmişti. Bir gurup barbara karşı
- Lucho donde lo ordena mi reina, y era el deseo de mi reina enviar a sus tropas contra los bárbaros.
"Her şey için teşekkürler. Küçük" Kraliçem "sana emanet."
Cuidad a mi pequeña Queenie ".
Bu küçük "Kraliçem" de nedir?
- ¿ Quién es "mi pequeña Queenie"?
Evet, Hialiah'ta "Kraliçem" diye bir at koşuyor.
- Hay una Queenie que corre en Hialeah. - Eso es. ¡ Eh, Pólvora!
Sen, "Kraliçem" misin?
- ¿ Eres Queenie?
Geçen ay babam beni görmeye geldiğinde çok endişeliydi ve bana dedi ki : " Kraliçem, bana bir şey olursa, bu sahip olduğum kulübün işletme hakkı.
Papa vino a verme hace un mes y estaba muy preocupado. El me dijo, "Queenie, si algo me sucediera, aquí está la escritura de mi club". " Dásela a Dave el Dandy.
Bir fikrim var. Patronuma göre, Kraliçem'i hayatına sokan şey, şanslı elmaydı.
Para mi jefe, fue la manzana de la suerte... la que hizo que Queenie entrara en su vida.
Züppe, ortaya parasını koydu ve Kraliçem'i bir gece kulübü yıldızı yapmak için destekledi.
El Dandy montó un espectáculo... y convirtió a Queenie en la estrella del club.
Kraliçem, babasının borçlarını ödemeye başladı.
Y Queenie empezó a pagar las deudas de su padre.
Buraya gel, Kraliçem.
Ven aquí.
- Yapma, Kraliçem.
Tu empezaste.
Artık Züppe ve Kraliçem yok.
Quedan David y Elizabeth.
- Sır saklamakta çok iyisin, Kraliçem.
- Sabes guardar bien un secreto.
Kraliçem olmaktan bıktım ve Rahip Morgan da hâlâ yaşıyor.
El Reverendo Morgan aún sigue allí.
Diğer bütün maymunlardan daha akıllıyım. Hayatım boyunca bu işi yaptım. Öyle değil mi, Kraliçem?
Desde que escapé de aquel orfanato.
Duydun mu, Kraliçem?
Soy Dave el Dandy.
Beni dinle. Kraliçem. Dikkat et, dikkat et!
Escúchame, Queenie. ¡ Cuidado!
Dikkat et! Kraliçem!
- Cuidado, Queenie.
Gel, Kraliçem.
Puede que esté enferma
Ben ne yapacağım, Kraliçem?
¿ Qué hago yo ahora, Queenie?
- Haydi, Kraliçem, çok geç kaldım.
¡ Vamos, Queenie! Se me hace tarde.
- Siz geri zekalılar, ne yapmamı bekliyorsunuz? Yürü, Kraliçem.
- ¿ Qué queréis que haga?
- Junior. Kraliçem'e ne oldu? - Bilmiyorum.
- Chico, ¿ qué ha pasado con Queenie?
Buraya gel Kraliçem.
¡ Queenie! Ven aquí un momento, ¿ quieres?
- Kraliçem, seni Yargıç ile tanıştırayım.
Queenie, este es el juez.
Patron. Kraliçem, bu sandviçleri yemeni söyledi.
Jefe, Queenie dice que te comas estos sándwiches.
Sonra, Kraliçem bizi arabaya bindirip, çevrede gezinti yaptırıyor.
Luego Queenie nos mete en el coche y vamos haciendo turismo por ahí.
Yargıç, kovboyları ve Kızılderilileri anlatmaktan yorgun düştüğünde Kraliçem en moda şarkıları söylemeye başlıyor.
Cuando el juez deja de hablar de indios y vaqueros, Queenie canta. - ¡ Ya basta, por favor!
Kraliçem nerede? Pekala, bana verin.
¿ Dónde está Queenie?
Sosyete otlakçıları, Kraliçem.
Desocupados elegantes.