English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ K ] / Kâlbi

Kâlbi translate Spanish

27 parallel translation
Sanırım kâlbi yüzünden oldu.
Creo que fue su corazón.
- Kâlbi mi?
¿ Su corazón?
- Biliyorsun, kötü bir kâlbi vardı.
Tenía problemas cardíacos.
...'Kâlbi yüzünden oldu'şeklinde ifade verir... " "... kırılmış boyuna ihtimam etmeyerek. "
Fue su corazón, dijo él descartando el cuello roto. "
Onun kâlbi var, hızlı atıyor ya da öyle bir şey.
Tiene problemas cardíacos, palpitaciones o algo así.
Onun kâlbi kırılır sizinki değil!
Le partiría el corazón. El vuestro no.
Ya da o adamın! Bir kâlbi varsa, tabii!
Ni el de él, si acaso tuviera.
Bir kadının yerinin, erkeğin kâlbi ve yatağı olduğunu söylemiyorum.
No creo que la mujer sólo deba ocupar un lugar en el hogar y en la cama.
Bir insan kâlbi var.
Un corazón humano.
Sen bir insan kâlbi mi taşıyordun?
¿ Llevabas un corazón humano?
Bir organ nakli için kâlbi Detroit'ten buraya getiriyordum...
Lo traje desde Detroit para una operación...
Birileri kâlbi mi çaldı?
- ¿ Alguien robó un corazón?
Evet, kâlbi çalabilmek için Linda'nın kızını kaçırmışlar.
Sí, y secuestraron a la hija de Linda para conseguirlo.
Eğer bu kâlbi ona nakledemezsek, diğer nakli beklemeye ömrü yetmeyebilir.
Si no le llega el corazón no tendrá una próxima vez.
Şimdi, Linda'nın kızını kurtaracağız,... ve kâlbi alacağız,... sonra da kâlbi kendimiz hastaneye teslim edeceğiz,... dikkat çekmeyin, ve kâlbi bulmak için 108 dk.mız var yoksa çocuk ölecek.
Bien, tenemos que rescatar a la hija de Linda, encontrar el corazón. y llevarlo al hospital por nuestra cuenta, bajo el radar, y tenemos 108 minutos o el chico muere.
Bu işin arkasında kimin olduğunu bulmalıyız,... ve kâlbi bulabilmek için kalan süremiz 86 dakika.
Tenemos que encontrar quien está detrás de esto, y tenemos 86 minutos para hallar el corazón. Vámonos.
Pekâlâ, kâlbi kimin aldığını bulabilmemiz için başka kimin kâlbe ihtiyacı olduğunu bulmamız gerekiyor,... işte bu yüzden ulusal nakil bekleme listesini çalacağız.
Bien, el mejor modo de averiguar quién tomó el corazón es descubrir quien más necesita el corazón, así que tendremos que robar la lista nacional de espera de trasplantes.
Az önce elimize Detroit'ten gelen bir donör kâlbi ulaştı,... ve belgelerde bazı terslikler var.
Tenemos un donador de corazón de Detroit, y, bueno, el papeleo está un poco mal hecho.
Büyük bir vücuda, küçük bir kâlbi yerleştiremezsin.
No puedes poner un corazón pequeño a un cuerpo grande.
O ve adamları kâlbi almışlar.
Él y sus hombres tienen el corazón.
Dinle, şu çocuk, Joshua Spin, 15 yaşında ve bir hastane yatağında belki de hiç gelmeyecek olan bir kâlbi bekliyor.
Escucha, ese niño, Joshua Spin, 15 años de edad... espera en una cama de hospital un corazón que puede no llegar.
Kâlbi alabildik mi?
- ¿ Ya lo tenemos?
Eğer kâlbi istiyorsanız, karşılığında 1 milyon dolar istiyorum. Hemen.
Si lo quiere, deseo un millón de dólares... ahora.
O hâlde, kâlbi alamadılar mı?
Entonces, ¿ no... no se llevaron el corazón?
Demek kâlbi aldık.
- Tenemos el corazón.
Kâlbi hastaneye götürecek kadar zamanımız yok.
No tenemos mucho tiempo para llegar al hospital.
Maureen Delacroix güzelliği yüzlerce kâlbi kırmıştır ve hâlâ yerçekimine meydan okuyor.
Maureen Delacroix, la cara, la que rompió mil corazones, y un pecho que todavía desafía a la gravedad.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]