English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ K ] / Köpekbalığı

Köpekbalığı translate Spanish

2,254 parallel translation
O köpekbalığı senden de bir ısırık aldı.
Ese tiburón te dio una mordida a ti.
Bildiğin en iyi yolla kanıtlardan kurtuldun. Cesedi yok etmesi için bıçak yarası açarak köpekbalığını çağırdın.
Te deshiciste de la evidencia de la mejor forma que sabes... acercar un tiburón para devorar el cuerpo, la herida de la cuchillada y todo.
Ama nasıl olduysa, köpekbalığı bıçağı ve senden bir parçayı da kaptı.
Pero de algún modo, el tiburón cogió el cuchillo.
Ama doğru köpekbalığı değildi.
Pero era el tiburón equivocado.
- O köpekbalığı bile beni alt edemediyse sen ve öğüren hanım evladın da bir şey yapa... - Elinde bıçak olan benim, adamım.
Soy yo el que tiene el cuchillo.
- Köpekbalığı avlayan annenle başkentteki hayatını kim bilir nasıl canlandırdılar gözlerinde.
Cómo habrán imaginado su extraña tierra natal con tu madre caza tiburones.
Günboyu oturan Ryan'ın düşünmek için çok zamanı oluyor.. Sence köpekbalığı ile Noel baba dövüşürse... kim kazanır? saçma sapan şeyleri düşünmek için.
Sentandose en ese escritorio todo el día, Ryan tenia mucho tiempo... para pensar en cosas, cosas realmente estúpidas.
Yemin ediyorum, Lana inşallah ölü ya da asit varilinin üstünde sallandırılmak üzere ya da köpekbalığı havuzunun...
Lo juro por Dios, será mejor que Lana esté completamente muerta o pidiendo piedad sobre una tina de ácido o un tanque de tiburones o ¡ ¿ bebiendo champaña en bikini?
- Konuklarım ISIS ajanları Archer ve Lana için köpekbalığı havuzunu hazır edin.
¡ Dios mío! ¡ Preparen el tanque de tiburones para mis invitados los agentes Archer y Kane, de ISIS!
Daha sonra sahil kenarında yürüyüp, dev bir köpekbalığı tarafından sörf tahtasında kovalanırken ki karikatürlerimizi yaptırmak ister misin?
¿ Vemos si nos hacen una caricatura de los dos en tabla de surf... -... perseguidos por un tiburón?
Tıpkı Jaws'taki köpekbalığının içini açtıkları sahnedeki gibi.
Es como cuando abrieron a ese tiburon en la pelicula.
Köpekbalığı saldırısından daha çok hasar verirdi.
Crearía un daño mayor que el de una mordedura de tiburón
İstediğin her şeyi sığdıramadım, roller coaster ya da köpekbalığı akvaryumu gibi ; ama yine de başlangıç için bence fena sayılmaz.
No pude meter ahí todo lo que querías, como la montaña rusa o el tanque de tiburones, pero creo que sirve para empezar.
Jay, sana hiç fıstık ezmesi ve jöle ile avlanıp ufak bir köpekbalığı yakaladığımdan bahsetmiş miydim?
Oye, Jay, ¿ te conté de la vez que use mantequilla de maní y jalea como carnada - y atrapé un tiburón azotador? - No sé, me cuentas muchas cosas raras.
Salı olduğunda, ölü bir kaplan köpekbalığı, Rehoboth sahiline vurmuştu.
El martes por la mañana, apareció muerto un tiburón tigre en la playa de Rehoboth.
Garip olanı ise doğu deniz kenarında, kimsenin köpekbalığı saldırı ihbarı vermemiş olması.
Bueno, lo raro es que nadie informó de un ataque de tiburón en ninguna parte - de la costa este.
Köpekbalığı, kısa bir adamdan bir parça koparmış demek?
¿ Un tío bajito que fue mordido por un tiburón?
O Kaplan köpekbalığı zaten.
Eso es un tiburón tigre.
İyileşmiş Kaplan köpekbalığı bu cumartesi, temelli olarak okyanusa salınmış.
Un tiburón tigre rehabilitado fue liberado permanentemente en el océano este sábado.
Demek ki, köpekbalığı tekrar doğal yaşamına dönmeden önce biraz alıştırmış.
¿ Así que Mandíbulas se toma un aperitivo antes de volver a su hábitat natural?
"Köpekbalığı haftası" sayesinde.
La Semana del Tiburón ( programa de tv ).
Geçen cumartesi bırakılan Kaplan Köpekbalığı vardı ya, onun tutulduğu yeri gösterme şansınız var mı?
El tiburón tigre que habéis liberado este sábado pasado, ¿ puedes enseñarnos dónde lo guardabais?
Burası, Kaplan köpekbalığının salınmadan hemen önce durduğu tropikal su tankı.
Este es el tanque de arrecife tropical en el que tuvimos al tiburón tigre antes de liberarlo.
Kurban, köpekbalığı saldırısı sırasında hâlâ hayatta mıydı? Evet.
¿ Cuando el tiburón atacó a la víctima, todavía estaba vivo?
Yani şimdi ben, bir fotoğraf yarışmasına karar veriyorum, diğer yandan ise köpekbalığı saldırısı cinayet kalıntılarına mı bakıyorum?
Lo siento. Estoy buscando una prueba. del ataque del tiburón y el asesinato y al mismo tiempo juzgar un concurso de fotografía.
Umuyorum ki senin de sonun köpekbalığına yenilmek olmaz çünkü senin başarıların benim kariyerim için bir nimet.
Pero realmente espero que no termines comido por los tiburones porque tus exitos han hecho maravillas por mi carrera.
Bu su tankında mavi köpekbalığı var mı?
Hay algun tiburón azul en este tanque?
Mavi köpekbalığı yok.
No. Ningún tiburon azul.
iki seans kemoterapi, brakiterapi, iki seans ileri derece radyasyon tedavisi koenzimleri, köpekbalığı kıkırdağını devedikenini saymıyorum bile gördüğünüz gibi, her türlü tedaviye açığım
Dos rondas de quimioterapia, braquiterapia dos rondas de rayos externos. Además de coenzimas, cartílago de tiburón, cardo santo. - Estoy abierta a cualquier cosa.
Bazıları kabul veya köpekbalığı dişlerini kullanır.
Algunos tipos utilizan conchas de tortuga o dientes de tiburón.
- Köpekbalığı olmak istiyorum.
- Yo quiero ser un tiburón.
Bu köpekbalığı dişi mi?
Bien. ¿ Ah, es de marfil?
Süper köpekbalığı Finnegan'ın onları kar küresine hapsettiği zamanki mi?
¿ Cuándo Finnegan el súper tiburón los atrapó en la bola de nieve de la perdición?
Köpekbalığı!
Tiburón.
Bree, köpekbalığı var!
Bree, hay un tiburón.
Suda köpekbalığı var!
Hay un tiburón.
Bree, köpekbalığı!
Bree, tiburón.
- Köpekbalığı vardı.
- Había un tiburón.
- Köpekbalığı gibi... Kızımın açıklamasına izin verin.
- Como los tiburones... permítame que se Io explique mi hija.
Köpekbalığı gibi S-11 de elektrik impulslarını hisseder, yön bulmasına yardımcı olur.
Como un tiburón, S-11 puede percibir impulsos eléctricos, que Io ayudan a navegar.
Sekiz bacaklı insan yiyen bir köpekbalığını serbest bıraktın.
Acaba de soltar a un tiburón caníbal de ocho patas en el mundo.
Görünüşe göre Playa Del Sol'un 3 kilometre güneyindeki sahilde yarı köpekbalığı yarı ahtapot bir hayvan görülmüş.
Aparentemente se ha visto a un mitad tiburón, mitad pulpo frente a la costa a 3 km al sur de Playa Del Sol.
Bu mızraklarda bir boğa köpekbalığını uyutacak kadar MS-222 var.
Esos arpones inyectan suficiente MS-222 para dormir a un jaquetón toro.
S-11'in metabolizması normal bir köpekbalığından daha güçlü.
El metabolismo de S-11 es más alto que el de un tiburón típico.
Önce köpekbalığı sandım, sonra dokunaçlarını ve üçüncü eşiminki gibi siyah ruhsuz gözlerini gördüm.
Al principio creí que era un tiburón, y luego vi los tentáculos y ojos negros sin vida como los de mi tercera esposa.
Yaratık bir köpekbalığı ve ahtapot karışımı gibi görünüyor.
La criatura parecía ser un híbrido de tiburón y pulpo.
Kıyılarda terör estiren yarı köpekbalığı yarı ahtapotla ilgili yeni haberler alıyoruz, ama lütfen panik yapmayın.
Recibimos más informes de esta criatura mitad tiburón, mitad pulpo que está aterrorizando la costa, pero, por favor, no entren en pánico.
Gerçekten bir köpekbalığı-ahtapot karışımının olması imkansız.
No hay modo de que exista un pez mitad pez, mitad pulpo en realidad.
İlk köpekbalığını yakaladıklarında, onu çaldın ve içini açtın.
Y un trozo de ti también. Cuando cogieron el primer tiburón,
Köpekbalığı.
¿ Quién crees que ganaría en una pelea entre Santa Claus y un tiburón? El tiburón.
Ben bile köpekbalıklarının seri katil olmadığını biliyorum, tamam mı?
Hasta yo sé que los tiburones no soy asesinos en serie, ¿ de acuerdo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]