English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ M ] / Mahkumlar

Mahkumlar translate Spanish

3,233 parallel translation
Bakın. Ben dükkanı açtığım zaman gelip Cumhuriyetçi mahkumlar veya Turuncu Birlik Dulları için bağış toplamak yok.
Véa, cuando se abra esta tienda, no ha de haber ningún ronda próxima buscando donación para los presos republicanos o los Loyal Orange Widows.
Adadaki tüm mahkumlar nakledildi.
Todos los prisioneros fueron transferidos fuera de la isla...
Mahkumların dosyaları neden onlarla beraber gönderilmemiş?
¿ Cómo es que los expedientes de los reclusos no fueron transferidos junto con los reclusos?
Adadaki tüm mahkumlar nakledildi.
Todos los prisioneros fueron llevados fuera de la isla.
Şüphesiz mahkumlar bu kaderi hak ediyorlar.
Seguramente los prisioneros merecen su destino.
Ama Nixon eski mahkumların da oy verebilmesini için bir yasa çıkardı tabii Nixon'a oy verirlerse geçerli.
Pero Nixon ha aprobado una ley que deja votar a los convictos de nuevo... Siempre y cuando voten a Nixon.
Millet de bayılıyor zaten eski mahkumları işe almaya.
Porque a la gente le encanta contratar ex convictos.
Diğer mahkumlar için altı paragraf filan var Tommy içinse sadece bir.
Hay como seis párrafos para los otros presos, pero solo un párrafo sobre Tommy.
Adadaki tüm mahkumlar nakledildi.
Todos sus internos fueron transferidos fuera de la isla.
Mahkumlar sıraya! ALCATRAZ Ana Bina - 1960
¡ Presos, a sus niveles!
Mahkumların da cezaları eksiliyor. Ben hala rehabilitasyon evinde kalan rozetsiz bir salak olarak ortada kaldım.
Los convictos rebajan sus meses, y yo sigo siendo el idiota... que vive en una casa de acogida y sin placa.
Mahkumlar silah alamaz, Lloyd.
Los convictos no llevan armas, Lloyd.
Hapishanede, asker, müdür, gardiyan ya da mahkumların olsun tüm çamaşırlar şu kanallardan bize gelir.
Lavandería de la prisión... ya sea del ejército, del director, de los guardias o de los prisioneros... todo llega a nosotros a través de esos conductos de allí.
Adadaki tüm mahkumlar nakledildi.
Todos los prisioneros fueron trasferidos fuera de la isla.
Belki molekül analizleri mahkumların zamanda nasıl sıçradıklarını anlamamızı sağlar.
Tal vez el análisis molecular puede darnos verdadera información... de cómo saltaron los prisioneros.
Amerikalılar mahkumları yaralayabilir.
No hacen daño a los prisioneros.
Yeni mahkumlar için 30 günlük tecrit süren doldu.
Tus 30 días de aislamiento solitario para prisioneros nuevos se han terminado.
Ben sadece mahkumların kanlarını alıyordum.
Bueno, yo solo decantaba el fluido vital de los prisioneros, señor.
Şu anda elimizdeki mahkumların hiçbirinin kan grubu sevgili doktorumuzunkini tutmuyor.
Ahora mismo, ninguno de los prisioneros comparten el tipo de sangre de la doctora.
Mahkumların arasına karıştığın üçüncü gün bıçaklandın.
En el tercer día con los demás, y te apuñalan.
Mahkumların arasına dönemem.
No puedo volver con los demás.
Adadaki tüm mahkumlar nakledildi.
Todos los presos fueron trasladados fuera de la isla...
Adadaki tüm mahkumlar nakledildi.
Todos los prisioneros fueron transferidos de la isla.
Mahkumların dosyaları neden onlarla beraber gönderilmemiş?
¿ Por qué no transfirieron a los reclusos con sus legajos?
Adadaki tüm mahkumlar nakledildi.
Todos los reclusos fueron transferidos de la isla.
Fan sitemi hala aktif tutan erkek mahkumlar aynı fikirde değiller.
Los prisioneros que mantienen mi página de fans activa están totalmente en desacuerdo.
- Evet videon ortalığı ezip geçti, Auto-tune'a çıktı, Jimmy Fallon'da yayınlandı, Filipinler'de mahkumlar tarafından oynandı ve arada sırada izlendi.
- Sí, su video lo han remezclado, lo han versionado, Jimmy Fallon lo cantó, unos presos lo bailaron, y de vez en cuando, también lo han visto.
Gelenlerden haberleri olursa s.. tiğimin mahkumları deli olur.
Esos malditos enloquecerán cuando se enteren.
Bu mahkumların önünde konuşma..
Sólo debes dejar de hablar frente a la gente.
Yeni mahkumları G bölümüne koydum.
Las prisioneras están encerradas y seguras en el pabellón G.
Mahkumları bırakmayın.
No dejes ir a los oficiales. No dejes ir a las prisioneras.
Bu mahkumlar nerede?
¿ Dónde están los prisioneros?
Oradaki mahkumlar çok tehlikelidir.
Ese sector aloja presos de alto riesgo.
Mahkumlar birbirleri ile temas kurmak için kullanır.
Los convictos las usan para comunicarse.
İdam mahkumlarının bile son kez bir yemek yeme hakkı vardır.
Inculo los condenados tienen una última comida.
Bir mübaşir eyaletten şikayetçi olan mahkumların uzmanlık alanın olduğunu söylemişti.
Un alguacil dijo que los exconvictos con demandas contra el Estado son su especialidad.
Mahkumları hapse geri gönderdiği için birisi Galuska'ya para ödüyor.
Galuska está recibiendo dinero de alguien para tender trampas a sus exconvictos y regresarlos a prisión.
Geçen yıl geri gönderdiği tüm mahkumlar bekar ebeveynlermiş.
En el año pasado, todos los exconvictos a los que capturó eran padres solteros.
Galuska, mahkumlar için ücret almıyormuş.
A Galuska no le pagaban por los exconvictos.
Galuska'nın gönderdiği mahkumların Sosyal Hizmetler evraklarına baktık.
Hemos comprobado los archivos de la DFS para los últimos 6 presos en libertad condicional que Galuska cogio
Mahkumların birden fazla çocuğu varmış gibi gösteriyor.
Hace parecer que los exconvictos tienen más hijos de los que tienen en realidad.
O çocuklar mahkumlar yerine koruyucu ailelerin yanındayken daha iyi durumdalar.
Esos niños estaban mejor con sus familias de acogida que con sus padres convictos.
Gerekirse mahkumları öldürün.
Mata a los prisioneros si es necesario.
Mahkûmlar arasında çıkan kavgada, Kaminsky aldığı bıçak darbesiyle yaralandı.
Un altercado entre Kaminsky y algunos confinados violentos.
İdam mahkûmlarından değil ama.
Pero no de condenados a muerte.
Çin'de mahkûmların, böbrekleri, ciğerleri ve kalplerine kadar düzenli bir şekilde alınıyor, öyle ki Çinlilerin organ nakli ameliyatlarının 3 tanesinden 2'si idam edilen bir suçludan alınan bu organlara güvenilerek yapılıyor.
En China, a los prisioneros se les extirpan los riñones, hígados y corazones tan regularmente que dos de cada tres operaciones de trasplante chinas cuentan con un órgano extraído de un criminal ejecutado.
Bunu idam mahkûmları için yapmıyorum!
¡ No estoy haciendo esto para nadie del corredor de la muerte!
"Mahkûmları hücreye tıkın." diyorum hep. Ama "Boruya bağlayın yeter." diyorlar sürekli.
Siempre les digo, "pongan a los prisioneros en la celda" pero siempre dicen, "sólo encadénenlos a la tubería".
Mahkûmları bağış listesine koymuyorlar.
No ponen a prisioneros en las listas de donantes.
Mahkûmların kendi hikâyelerini dinliyorum çünkü iyi insanların neden kötü şeyler yaptıklarını öğrenmek isterim.
Escucho a los presos contar sus historias porque quiro saber... ¿ Por qué las personas buenas cometen malos actos?
Mahkûmların kendi hikâyelerini dinliyorum, çünkü iyi insanların neden kötü şeyler yaptıklarını öğrenmek istiyorum.
Escucho a los presos contar sus historias porque quiero saber... ¿ Por qué las personas buenas cometen malos actos?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]