English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ M ] / Mahkûm no

Mahkûm no translate Spanish

1,303 parallel translation
Mahkûm No 96J332, Arnold Jackson, diğer adıyla şair.
Prisionero No, 96J332, Arnold Jackson, también conocido como "El Poeta".
Mahkûm No : 98F112, Peter Schibetta.
Prisionero No, 98F112
Mahkûm No, 88S510,
Prisionero No. 88S510
Mahkûm No 98N744,
Prisionero No. 98N744
Mahkûm No, 98H432, Jaz Hoyt.
Prisionero No. 98H432 Jaz Hoyt.
Mahkûm No 98J448,
Prisionero No. 98J448
Mahkûm No 96M542, Mark Mack.
Prisionero No. 96N542. Mark Mack.
Mahkûm No :
Prisionero No. 96J332,
Mahkûm No :
Prisionero No.
Mahkûm No : 58G714, William Giles.
Prisionero Número 58G714, William Giles.
Mahkûm No 98V238, Alexander Vogel,
Prisionero Número 98B238, Alexander Bowlger.
Mahkûm No : 98H462,
Prisionero Numero # 98H462,
Mahkûm No : 98K514, Christopher Keller.
Prisionero número 98K514,
Mahkûm No 98H498,
Prisionero No. 98H498
Mahkûm No 98W504,
Prisionero No.
Mahkûm No 98P284,
Prisionero No.
Mahkûm No : 99K515, Hamid Khan.
Preso número 99K515, Hamid Khan.
Mahkûm No 99S233...
Prisionero número 99S233...
Mahkûm No 99S333.
Prisionero número 99S333.
Mahkûm No 99C122, Malcolm Coyle.
Prisionero número 99C122, Malcolm Coyle.
Mahkûm No, 99C124, William Cudney.
Prisionero número 99C124, William Cudney.
Mahkûm No 99K87 1, Yuri Kosygin.
Prisionero número 99K87 1, Yuri Kosygin.
Mahkûm No 98C931, Jason Cramer.
Prisionero número 98C931, Jason Cramer.
Evliliğinizin zaten sona ermeye mahkûm olmadığını nereden biliyorsunuz?
- ¿ No habría fracasado igualmente? - Ella me lo aseguró.
Biz büyülüyüz, Prue, ölüme mahkûm değil.
Somos las Embrujadas, Prue, no las Malditas.
Sen mahkum değilsin.
No eres su prisionero.
Emin ol Kung Lao... burada binlece kurallara bağlı olmayan mahkum var...
Que confianza, Kung Lao... Hay muchos presos de aquí que no están sujetos a las normas... de los dioses ancestrales.
Mahkum No 98J604,
Prisionero Número 98J604
Augustus, Sağlam bir kanıt bulmalıyız. Öyle bir mahkûm bulmalıyız ki, rüşvet istenmiş ve vermemiş olduğundan dolayı haksızca mahkûm edilmiş olmalı.
Augustus, necesitamos ayuda, necesitamos encontrar a un convicto a quien le hayan pedido un soborno y que, por no darlo, recibiera una sentencia injusta.
Müvekkilim ve ben mahkûm olduğumuzdan dolayı, ve kesin kısıtlamalarımız olduğundan zaman ve kaynak bakımından, daha fazla delil toplamak için fırsatımız olmadı.
Porque mi cliente y yo somos reos, ciertas restricciones aplicaron en nuestro tiempo y recursos. No tuvimos oportunidad de obtener evidencia adicional.
Neden bir mahkûm olmasın?
¿ por qué no pudo ser un prisionero?
Senin gibi, sadece Revir'e mahkûm değilim.
Contrario a usted, no estoy confinado en la Enfermería.
Sürekli ve kararlı olarak üçüncü boyutu işgal ettiğin için yargıçlar kürsüsü seni bir boyut kesişiminden az olmamak üzere orada kalmaya mahkum etmiştir.
Como está decidido a invadir repetidamente la tercera dimensión este tribunal lo sentencia a quedarse ahí por no menos de una interfase unidimensional.
- Neden mahkum gemisinde değilsin?
¿ Por qué no estás en el barco de la prisión?
Eğer Hope'u durduramazsak, o herhalükarda kaderine mahkum.
De todos modos está condenada si no podemos detener a Hope.
Bay Hooks size Pearl Harbor'u bombalayan bir adamı mahkum etmek için delile ihtiyaç olmadığını söylüyor.
Lo que el Sr. Hooks les pide que crean es que no hacen falta pruebas contra alguien que atacó a Pearl Harbor.
Sen Wust'u mahkum et, çünkü onun hedefi yok. Bu bir suç mu?
Condenas a Wust, porque no tiene una causa. ¿ Es eso un crimen?
İdama mahkum edilmiş sıradaki kişi kendi kafasını kesmeden bir başkasınınkini kesemez.
" No puede cortar la cabeza ajena hasta que haya cortado la suya propia'"
- Bir mahkum değil ki.
- No es un prisionero.
- Burada takılmanı istemiyorum, Pacey. Bay Potter eski bir mahkum.
No quiero que estés aquí, el Sr. Potter es un delincuente.
Bu gemi artık bir mahkum nakliye gemisi değil Chiana. İstediğin zaman gemiden inebilirsin.
Esta ya no es una nave para transportar prisioneros, Chiana, puedes irte cuando quieras.
Staanz'ın oldukça olağandışı bir tür olduğuna katılıyorum, ama şüphesiz onu sadece Peacekeeperların eski bir esiri diye mahkum edemeyiz!
Estoy de acuerdo que Staanz puede ser la especie mas inusual ¡ pero no puedes condenarlo sólo porque es un ex-prisionero de los pacificadores!
Aynı doktor 1991'de saldırıyla suçlanmış ama mahkûm olmamış.
Fue acusado, pero no condenado en el 91 por agresión.
- Suçlanmış ama mahkûm olmamış.
- Acusado, no condenado.
Hatta doktor, bu yasa tasarısı, bir kişinin aynı suçtan iki kez mahkûm edilemeyeceğini, söyleyen yasaya karşı çıkmıyor mu?
De hecho, doctora, ¿ no es esta ley una trampa tejida alrededor del procesamiento por segunda vez?
Elimizde kimseyi taciz etmediğini söyleyen, tacizden mahkûm olmuş bir adam ve tacizci olmayan ama olabilecek bir kurban var.
Tenemos un pederasta convicto que dice que no abusó de nadie y un muerto que no era pederasta pero tal vez lo era.
İnananlar mahkum edilmeyecektir.
Aquél que cree, no será condenado.
İş birliği yapmayan mahkûm.
El preso no coopera.
- Mahkûm değil.
- No. Ningún preso.
- Mahkûm değil mi?
- ¿ No fue un preso?
Hanım efendi, bu olayda, eşiniz mahkûm olduğu için... sizin isteklerinizin, onun isteklerinin... dikkate alınma durumu yok.
Señora, en este caso, al ser un prisionero... sus deseos y los de su marido... no serían tomados en cuenta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]