Marcello translate Spanish
432 parallel translation
Marcello!
¡ Marcello! ¡ Marcello!
Marcello!
¡ Marcello!
- Marcello için endişeleniyorum.
- Estoy muy preocupada por Marcello.
Gidip Marcello ile konuşmam gerek.
Voy un momento a ver qué cuenta Marcello.
Marcello ve diğerleri... Başka bir dünya var!
Marcello y él, el que esperamos.
- Dışarıda verandada, Marcelo ile birlikte.
- Está fuera en el patio, con Marcello.
Marcello, malzeme geldi mi?
Marcello, ¿ ha llegado el material?
Hazır ola geç - Marcello Scalari, Velletri'den.
¡ Presta atención!
Silahlı soygunla suçlandı.
Marcello Scalari, de Velletri. Acusado de robo a mano armada.
Marcello, gel!
¡ Marcello!
Kontes Marcello ile olacağınızı düşünmüştüm- -
Estará en casa de la Condesa Marcello, pensé o en la de la Marquesa...
Selam Marcello.
- Hola Marcelo.
Çekin, haydi çabuk!
Marcello, ¿ A dónde vais?
Önlerine geç Marcello!
- Más adelante, Marcello.
Bana bak, gelirsem gözünü oyarım!
Marcello, si voy te saco los ojos.
Marcello, ne oldu? Hiçbir şey, gidin buradan!
- No ha ocurrido nada, largaos.
Aferin Marcello!
- Buena idea, Marcello.
Marcello nereye gittiğinizi söyle!
Lárgate ya. ¡ Marcelo!
- Her şey çok zor Marcello. - Evet.
- Todo es tan difícil, Marcelo.
Marcello, neredesin?
Marcello, ¿ Dónde estás?
Marcello geldi!
Ahí está Marcello.
Haydi her şeyi anlat bakalım.
- Marcello, empieza a largar.
İşte Marcello da geldi! İngilizce tartışabilir misin?
Marcello, Marcello. ¿ Tu hablas inglés?
Çok az, ama onu Marcello içecek.
Si, pero no es para ti, es para Marcello.
Karakola götürdüler ama kimseyi içeri sokmuyorlar.
- En el cuartel de los carabineros. - Marcello.
Sen ki oğlun için dayanılmaz acılar çektin.
Marcello...
Neden bu kadar değiştin?
Marcello, has cambiado mucho.
İyi akşamlar Marcello, nasılsın?
- Buenas tardes Marcello. - Hola. - ¿ Cómo estás?
İzninizle. Marcello gelsene!
- Marcello, ven aquí.
Sizi dostum Marcello ile tanıştırayım. Ondan daha önce bahsetmiştim.
Os presento a mi amigo Marcello, y a su novia Emma.
Bir şey içer misin?
- Marcello, ¿ Tomas algo?
Ne var Marcello?
¿ Qué pasa, Marcello?
Benim gibi kurtuluşu böyle dört duvar arasında bulacağını sanma Marcello.
No creas que la salvación se encuentra en un lugar, como yo.
İnan bana, şuradaki masada.
Marcello, está ahí, en esa mesa.
Merhaba Marcello. Merhaba.
- Hola Marcello.
Benim Vespa burada, onla geldim.
- Marcello, he traído la Vespa.
Baban senden daha sevimli. - Hem de çok daha sevimli.
Marcello, tu padre es mucho más simpático que tu.
Marcello beni izle. Arabam İngiliz malı olmasa da çok hızlı giderim, tamam mı?
Vamos, vamos, date prisa.
Çok korktum. Şimdi Marcello yanında.
Me ha dado un susto de muerte.
Marcello, seni soysuz, acımasız!
- ¡ Marcellino! ¿ Cómo estás?
Benimle evlenir misin?
Marcello, ¿ Te casarías conmigo?
İtalyan erkekleri hakkında ne düşündüğünü soruyorlar. Ne oldu?
- Marcello.
Beni seviyor musun?
Marcello, ¿ aún me amas?
Marcello, başını kaldır lütfen. Ne yani, bu kadarcık mı?
- ¿ Qué ha pasado?
Ne dedi?
- ¿ Qué te ha dicho Marcello?
Ben sadece işimi yapıyorum.
Dale la vuelta, Marcello.
Marcello'yu ondan daha çok sevdiğinizi anladığınız gün mutlu olacaksınız.
El día que ame a Marcello más que a sí misma, será feliz.
Nihayet geldin!
- Marcello, por fin.
Marcello, baban kötü.
Marcello, tu padre está mal.
Seni gördüğüme çok sevindim.
Adiós, Marcello. Me alegra verte, hijo.
Marcello, duyuyor musun?
Marcello. ¿ Me oyes?