Mecbur değilsin translate Spanish
411 parallel translation
Mecbur değilsin.
No tienes por qué.
Ayağına bakmasını istemiyorsan mecbur değilsin.
Si no quieres que mire tu pie, no le dejaremos.
Şey, komutanım... Tabii söylemek istemezsen de mecbur değilsin.
Si prefiere callar los motivos, está en su derecho.
Mecbur değilsin Layton.
No tienes que hacerlo, Layton.
Şey, buna mecbur değilsin.
Bueno, no tienes que estarlo.
Buna mecbur değilsin.
No la necesitas.
Buna mecbur değilsin.
No será necesario.
Hayır, hayır mecbur değilsin.
No, no, no tienes porqué hacerlo.
- Mecbur değilsin.
- No tienes que hacerlo.
Hiçbir şeyi açıklamaya mecbur değilsin.
- No tiene que explicarse, déjeme irme.
Mecbur değilsin.
No tiene que hacerlo.
- Mecbur değilsin.
- No hace falta.
- Söylemeye mecbur değilsin.
No tienes que decírmelo si no quieres.
Oraya girmeye mecbur değilsin.
No tenés que volver ahí.
- Bizi sevmeye mecbur değilsin, gardiyan.
- No tengo porqué gustarte.
Buna mecbur değilsin.
No tienes que hacerlo.
- Mecbur değilsin.
- No tienes por qué.
Mecbur değilsin...
No tienes que...
Buna mecbur değilsin.
No tienes por qué.
- Mecbur değilsin.
- No se moleste.
- Mecbur değilsin. - Kendine iyi bak.
- No se moleste con los botones.
Ama mecbur değilsin zaten.
Pero no tienes por qué seguir.
- Hayır, mecbur değilsin Davey.
No tienes que ir, Davey.
Eğer seçeneklere bakarsan benim planıma bağlı olmaya mecbur değilsin.
Si ejecutas la opción de compra, no estás obligado a seguir mi plan.
Bu geceden sonra seni görmeyi beklemiyorum... ve beni aramaya da mecbur değilsin, bağlanma yok.
No espero volver a verlo después de esta noche... y no está obligado a llamarme, no tenemos compromisos.
Gelip bana anlatmaya mecbur değilsin.
¿ Por qué has venido?
Buna mecbur değilsin, Dorcas.
No será necesario.
Mecbur değilsin.
Mis abogados se ocuparán de esto.
- Mecbur değilsin!
No hay de qué hablar.
Bunu mecbur değilsin, biliyorsun Jimmy.
No tienes que hacerlo Jimmy, y lo sabes.
Mecbur değilsin.
No tienes por qué hacerlo.
- Mecbur değilsin.
- No tendrás que hacerlo.
- Gelip bir göz at istersen. Mecbur değilsin tabi.
Puedes venir a echar un vistazo, sin compromiso.
Eğer sen istemiyorsan, mecbur değilsin.
Si no quieres, no la hagas.
Benimle ilgilenmeye mecbur değilsin.
No tienes que cuidarme.
- Buna mecbur değilsin.
No, señor. - No tienes que hacerlo.
Mecbur değilsin.
Sin obligación.
- Terry buna mecbur değilsin.
Terry, no tienes que hacer eso.
- Dövüşmeyeceğim. - Mecbur değilsin.
No puede obligarme a pelear.
İstemediğin hiçbirşeyi yapmaya mecbur değilsin.
Haz lo que te apetezca.
Buna mecbur değilsin.
No es necesario, Will.
- Mecbur değilsin.
- No tiene por qué.
Martha'yla ilişkimiz hakkında. Buna mecbur değilsin Sam.
No tienes que hacerlo.
- Bunu yapmaya mecbur degilsin.
- Haré que no te...
Mecbur da değilsin zaten.
No tienes por qué serlo.
Mecbur değilsin.
Todo no puedo contártelo.
- Mecbur değilsin.
No tienes que hacerlo.
Beni buna mecbur bırakan sen değilsin.
No eres tú quien me está forzando.
Benimle kalmaya mecbur değilsin.
No tienes que quedarte conmigo.
Mecbur da değilsin...
No hace falta...
- Buna mecbur değilsin.
Nos cansamos de esperar.
değilsin 303
değilsiniz 26
mecburum 166
mecbursun 66
mecbur muyum 33
mecburuz 49
mecburen 16
mecburdum 83
mecbur kaldım 19
değilsiniz 26
mecburum 166
mecbursun 66
mecbur muyum 33
mecburuz 49
mecburen 16
mecburdum 83
mecbur kaldım 19