Nabız translate Spanish
2,541 parallel translation
Nabız duruyor.
Lo estamos perdiendo.
Kaza mahallinde nabız vardı ama 30 dakikadır hiçbir şey alamıyoruz.
- Tenía pulso cuando la encontramos pero no hemos podido recuperarlo en casi 30 minutos
- Vasküler olsaydı inişli çıkışlı nabız fark ederdik.
- Si fuera vascular... -... hubiéramos visto pulso irregular- -
Nabız yok.
No tiene pulso.
Nabız geri geldi.
Tiene pulso.
Nabız alabiliyor musun?
- ¿ Puedes sentirle el pulso?
Ventriküler taşikardi ve nabız yok!
¡ Está en Taquicardia Ventricular y sin pulso!
Biraz nabız yoklamak için.
Sólo para probar las aguas.
Nabız, çok zayıf.
El pulso es débil.
Nabız 150!
Su pulso es de 150.
Bence bu mekana gitmekte fayda var. Adı The Pulse ( Nabız ).
Creo que debemos pasar por su centro juvenil.
Bu yüzden mi'Nabız'ın'tapusunu iptal ettiğini mi düşünüyorsun?
¿ Y crees que ella levantó la protección del Pulso?
Düşündüğüm şey şu. Yıkım ekibi Nabız'a cuma günü gidiyor, değil mi?
Lo que estaba pensando era que los hombres de la demolición van a trabajar en Pulso el viernes.
Plan işe yarasa, Christie'nin yöntemini çözsek ve dolandırsak bile bu Nabız'ı nasıl kurtaracak?
Aún si esto sale bien y descubrimos cómo Christie se enriquece cómo estafarla y todo eso ¿ cómo vamos a salvar el Pulso?
Yeri gelmişken sorayım ; bilin bakalım'Nabız'kimin üzerine kayıtlı?
Así saca provecho. El caso en cuestión, ¿ adivinen quién es el dueño del Pulso?
Bunun'Nabız'ı nasıl kurtaracağını açıklayacak mısınız?
¿ Y ahora van a explicarme cómo todo esto salva al Pulso?
Bunun'Nabız'ı nasıl kurtaracağını açıklayacak mısınız?
Ahora me van a explicar cómo todo esto ayuda a el Pulso.
Ve bu güç hissi, Christie'nin suçluluğunu ispatlayacak ve'Nabız'ı kurtaracak. Christie bu akşam nerede bakalım?
Y con esa sensación de poder, ella se involucrará y usaremos eso para salvar el Pulso.
Sizin, Jonas'a almasını söylediğiniz bir mülkü.'Nabız'ı
Queremos una propiedad que ordenó comprar a Jonas :
- Asistoli.Nabızı bulamıyorum.
- Asistolia. No encuentro el pulso.
Nabız kaç?
¿ Cuál es el ritmo cardíaco?
Nabız dakikada 50 atış ve yavaşlıyor. Onu buraya getirin.
El pulso bajó a 50 latidos por segundo.
- Nabız oksimetrisi kaç? - 4 litrede 92.
No puedo respirar, me cuesta mucho.
Nabız oksijeni sadece 88.
Sigue. Cállate, maldición.
Nabız filan yok.
No hay pulso.
Nabız şimdi sabit.
Se estabilizó la presión intracraneal.
- Nabız alıyor muyuz?
- Quinientos de gel, introdúzcanlo.
Meselenin tuhaf olmakla alakası yok mesele bir nabız yoklarsın hala beraber olma gibi bir şans var mı bakarsın.
La vergüenza no es lo importante, lo importante es probar las aguas para ver si tenemos oportunidad de seguir adelante
Araç 114, kod 3 cevap ver, elektrik çarpması nabız yok, şok cihazı gerekli.
Medic 114, código 3 electrocución, responde! Reanimacion en curso.
- Uğraşıyoruz burada Rabbit, tamam mı? - Nabız ilacı hazır.
- Ok, estamos trabajando, Rabbit. ¿ Amiodarone?
- Şok cihazı devrede. - 3. defa veriyoruz, nabız yok.
- Tres inyecciones de epinefrina, tres desfibrilaciones, nada.
Tamam, nabız aldık.
Ok, tengo latidos.
Nabız var!
Lo consegui!
Joey, nabız var,... ama durumu her an değişebilir.
- Ve. Si tenemos ritmo, pero podria tener una crisis en cualquier momento.
Kan basıncı 80'den 50'ye düşüyor. Nabız 120.
Presión sanguínea descendiendo, 80 sobre 50.
Hiç nabız yok.
No tiene pulso.
- Nabız yok.
- No tiene pulso.
Nabız yakaladım.
Tiene pulso.
Nabız sakin.
Pulso firme.
Nabız atışı zayıf.
El pulso es bajo.
Boynunda küçük bir nabız oluyor, orada evet.
Se te nota un ligero latido en el cuello justo ahí. Sí.
Nabız yavaş ve cılız.
Pulso débil y pendiendo de un hilo.
28 yaşında bayan, şiddetli karın ağrısı çekiyor. Nabız dakikada 130 civarında. Ateşi yok.
Mujer de 28 años, con un fuerte dolor abdominal, el pulso está estable alrededor de 130.
Nabız alıyorum!
Tenemos pulso!
Nabız alamıyoruz.
No tenemos pulso.
Nabız yok!
No hay pulso.
Nabız hızlı ve düzenli.
Ella está sufriendo. Pulso acelerado y regular.
Nabız, düzenli ve 70. Gözler - eşit derecede duyarlı
Pulso, regular en 70.
Nabız oksijeni nasıl?
- Está en 92.
Nabız yok.
No siento nada
Nabız yok.
Nada. Fuerza, Fuerza.