Ne buldum translate Spanish
1,942 parallel translation
Ne buldum, biliyor musunuz?
¿ Sabes lo que he encontrado aquí?
Bil bakalım ne buldum?
¿ Sabes que encontré?
- Bak ne buldum.
- Mira qué he encontrado.
Bak ne buldum!
Miren lo que hallé.
Bakın bebeğin içinde ne buldum.
Mi muñeca. Hay un tesoro en su interior.
Bilin bakalım ne buldum?
¿ Y adivinen qué encontré?
Koca alın, bak ne buldum.
Frente-cinco, mira lo que encontré.
Ne buldum bak bi paket.
- ¿ Qué tenemos aquí?
Peki ne buldum?
¿ Y qué encuentro?
Beyler, bakın ne buldum.
- Sí, aquí también. - Oigan. Miren lo que encontré.
Bak ne buldum...
Mira lo que he encontrado.
Bak yatak odalarından birinde ne buldum.
Jake falleció esta mañana de heridas de bala. ¡ Jefa!
Ama bakın ne buldum.
Pero miren lo que sí encontré.
Az önce ne buldum inanamazsın.
No vas a creer lo que acabo de recibir.
- Bakın ne buldum.
- Mira lo que encontré.
Bak ne buldum.
Mira lo que he encontrado.
Maple caddesindeki kuyumcuya gittim ve bak ne buldum.
Fui a la joyería de Maple y mira lo que encontré. ¿ Te gusta?
Hey, bak ne buldum.
Mira lo que encontré. Nuestros brazaletes de la amistad.
Bak burada ne buldum!
Mira lo que encontre aquí!
- Bakın ne buldum. - Tanrım.
- ¡ Miren lo que hallé!
Bak ne buldum. Makalede Casper'ın, 1978 senato seçimleri sırasında oğulları Blake ve Winston'ı Ithaca'daki seçim ofisinden kampanyayı yürütmeleri için nasıl kullandığını yazıyor.
En este artículo, dice cómo en su campaña de 1978 los hijos de Casper, Blake y Winston montaron la sede de la campaña en Ithaca.
Ben de fotoğrafların tümünü gözden geçirdim ve bak ne buldum?
Así que, revisé esas fotos y encontré esto.
- Bakın, ne buldum.
- Mira lo que encontré.
Hey, çocuklar, bakın ne buldum.
Hey, chicos, miren lo que encontre.
Anne, baba, bakın tuvalette ne buldum.
Mami, papi, miren lo que hallé en el inodoro.
Beyin dokusundaki kıymığın ne olduğunu buldum.
Ahora, he descubierto que es la astilla del cerebro.
- Ne oldu? Buldun mu? - He buldum, sağ ol.
- ¿ Lo has encontrado?
yeni bir iş daha buldum, ne dersin?
¿ Y qué tal ahora? Tengo un trabajito nuevo.
Ne yapacağımı bilemiyordum ben de "kayıp insanlar" yazdım ve seni buldum.
No sabía que hacer, entonces escribí "personas desaparecidas"
Kötü olan şu ki bugün çocuklar için bir ton eğlenceli şey buldum ama ne yazık ki ben bunları yapamayacak kadar büyüğüm.
Lo que está muy mal es que hoy encontré todas estas cosas divertidas para niños y no pude usar nada porque soy demasiado grande.
Duydun mu, Gertrude, sevgilim, buldum diyor oğlunun ne derdi olduğunu.
Mi dulce Gertrude, dice que ha hallado la causa y fuente de todos los despropósitos de vuestro hijo.
Harika, çünkü sorunumun ne olduğunu zaten buldum.
¡ Perfecto! Porque ya descubrí qué es lo que tengo.
Bagajında uyuşturucu buldum da ne demek?
¿ A qué te refieres con encontrar drogas en su auto?
Ocakta pişen bir yemek buldum. Ne sorumsuzca.
Encontré algo que se estaba cocinando, eso es muy irresponsable.
Ne çıksa beğenirsin? Kör nokta buldum.
Y quién lo iba a decir, encontré un punto débil.
Maktulümüzdeki izlerin kökenini buldum. Ne?
Descubrí el origen de los marcadores de la víctima.
Millet, sanırım bunların ne olduğunu buldum.
Creo que sé qué son.
Ne oldu? Şimdi kurbanın adını buldum.
Acabo de descubrir el nombre de la víctima.
Bir kadının, zina yapan birini bu kadar çabuk yargılamasının sebebi ne olabilir diye düşündüm de. Sanırım buldum.
Me estuve preguntando qué hace que una mujer juzgue tan rápidamente a quien tiene una aventura y creo que lo sé.
Her ne kadar sunduğu imkanlarına bayılsam da kendimi ev yemeğine özlem duyarken buldum.
Sí, pero tanto como me encantan los servicios, añoraba una cena casera.
Kapıdan içeri girdim ve onları bu halde buldum, yalnız... Yalnız ne?
Atravesé esa puerta y los ví tal como están ahora salvo... ¿ Salvo qué?
Arnett ile Sutton arasında ne bağlantı buldum, biliyor musun?
¿ Sabes cuántas conexiones he encontrado entre Arnett y Sutton?
Hayır. Sonra Gonzales'in boş zamanlarında ne yapmaktan hoşlandığını buldum.
Luego me enteré de lo que a Gonzales le gustaba hacer en su tiempo libre.
- Bil bakalım ne buldum.
Adivina lo que descubrí.
- Ginseng'i buldum. - Ne oldu, hasta mısın?
¿ Está enfermo?
lifin ne olduğunu buldum tavuskuşu tüyü her parçan hep beni bozuyor seni rahatlatacağım Sweets.
Lo que yo pensaba que era de seda resulto ser el hilo de la pluma de un pavo real. Tus particularidades siempre me arruinan el día. Voy a relevar a Sweets.
Ne yapacağımızı sonunda buldum.
Ya se me ha ocurrido lo que vamos a hacer.
- Ne olduğunu buldum.
- ¿ Sabes lo que es?
- HC'nin durumu ne? Gaziler Derneği'nden birini buldum.
- ¿ Y la Eucaristía?
Gerçekten. Buldum, Ne yapacağımızı biliyorum.
De verdad.
Bakın ne buldum.
Mira lo que tenemos aquí.
buldum 1029
buldum seni 20
buldum onu 66
buldum işte 16
ne bu 443
ne buldun 232
ne buldunuz 75
ne bunlar 26
ne bu şimdi 28
ne bu böyle 40
buldum seni 20
buldum onu 66
buldum işte 16
ne bu 443
ne buldun 232
ne buldunuz 75
ne bunlar 26
ne bu şimdi 28
ne bu böyle 40